Tişrîn'de taraflar uzlaşmaya yakın 2025-04-22 09:46:38 RIHA - Tişrîn Barajı’ndaki son durumu anlatan gazeteci Zana Deniz, görüşmelerin sürdüğüne belirterek, "Aldığımız son bilgilere göre baraj, tarafsız bir bölge olacak ve iç güvenlik güçleri tarafından korunacak" dedi.  Türkiye ve güdümündeki SMO, 8 Aralık 2024 tarihinde baraja dönük saldırılar başlattı. Saldırılara karşı Kuzey ve Doğu Suriye halkları Suriye Demokratik Güçleri (QSD) savaşçılarıyla birlikte başlattığı direniş 5 ayını geride bıraktı. Direniş esnasında barajda nöbet tutan 25 sivil katledildi, yüzlerce sivil ise yaralandı. Tüm saldırılara karşı ve QSD ve halklar direnişini sürdürdü.   Kuzey ve Doğu Suriye'de Fırat Kantonu ile Heleb’in elektrik ihtiyacının büyük bir bölümünü karşılayan Tişrîn Barajı’nda direniş devam ediyor. Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) Genel Komutanlık Üyesi Rohilat Efrîn ve Uluslararası Koalisyon Güçleri’nden oluşan bir heyet, 18 Nisan’da Tişrîn Barajı’nı ziyaret etti.    ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR   Heleb ve Kobanê başta olmak üzere birçok kentin elektrik ve su ihtiyacını karşılayan baraj, saldırılar nedeniyle çalışamaz hale geldi. Geçtiğimiz hafta tamir edilen baraj 11 Nisan’dan itibaren Kobanê’ye aylar sonra elektrik verdi. Çalışma ve onarımın hız kesmeden sürdüğü baraj için özerk yönetim ve geçici Şam hükümetinin atadığı mühendisler çalışmalarını sürdürüyor.    Çatışmaların kısmi baraj çevresinde ilerleyen günlerde ateşkesin sağlanmasına dair açıklama yapılması bekleniyor.     Tişrîn’deki direnişi yerinde takip eden gazeteci Zana Deniz, olası anlaşmaya ve son gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.    TIŞRÎN'İN ÖNEMİ   Deniz, “Türkiye Şam’ı bir günde ele geçiren HTŞ gibi Tişrîn’i ele geçireceğini düşünüyordu. Tişrîn'i ele geçirmesi aslında bir anlamda Heleb'i de ele geçirmesi anlamında geliyordu. Aynı zamanda Kobanê'yi elektrik ve su ile tehdit etmiş olacaktı. Türkiye daha önce de aynısını Serekanîye'yi işgal ettiği süreçte Hesekê’deki Alok Su İstasyonu'nun suyunu keserek yapmıştı. Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye'de elektrik ve su savaşı yürüttü. Heleb'i de eline geçirdiğinde orada Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê Mahallelerine de aynı şeyi yapabilecekti" dedi.    Tişrîn direnişinin ilk günlerinde 10 kişilik YPJ taburunun saldırıları geri püskürttüğünü ve 10 Aralık 2024'te Türkiye ve SMO'ya geri adım attırdığını kaydeden Deniz, Tişrîn'deki durumun direnişle tersine döndüğünü, katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in kadrajıyla da ilk defa bunun kamuoyuna yansıdığını hatırlattı. Türkiye'nin barajı için çok çaba sarf ettiğini belirten Deniz, "Bu saldırılarda barajın kendisi çok büyük bir hasar aldı. Ancak direniş devam etti. Bu direnişin en önemli alanı tünellerdi" diye konuştu.   ‘HALK ISRARLA DİRENDİ’   Saldırıların başlamasıyla özerk yönetimin seferberlik çağrısı yaptığını anımsatan Deniz, "Halkın direnişinin ilk gününde halka büyük bir saldırı oldu. Bu saldırıyla birlikte 5 yurttaş katledildi. Ancak tüm saldırılara rağmen halk asla durmadı ve baraja gelmeye devam etti. Arap, Kürt, Süryani, Ermeni, Türkmen halkları buraya gelip direnişe katıldı. Bu aynı zamanda, Rojava Devriminin geniş kitlelere yayıldığını ortaya koyuyor" diye konuştu.    Deniz, "Türkiye Tişrîn'i işgal ederek yeni bir süreç başlatmak istiyordu. Bu süreç Tişrîn direnişine takıldı. Bu direnişin tanıklarından biriyim. 7'den 70'e binlerce insan bu direnişte yerini aldı. Son haber takiplerimde ise barajda türbinlerin onarımı yapılmaya başlanmıştı. 8'inci türbin aylar sonra onarıldı ve bununla birlikte Kobanê ve etrafındaki köylere elektrik verildi. Şuan 2, 4 ve 8 nolu türbin çalışır durumda. 2 ve 4 nolu türbin Heleb ve Minbic'e elektrik veriyor. Diğer türbin de yeni yapılacak anlaşmalarla elektrik vermeye hazır hale getirilecek. Tişrîn üzerinde hala çeşitli görüşmeler sürdürülüyor. Ancak hala net bir şey yok. Çeşitli basın organlarında anlaşma yapıldığına dair bazı içerikler dolaşıyordu ancak daha bir şey yok. 8 maddelik bir mutabakat imzalanmıştı. Bunun çalışmaları yavaş da olsa sürüyor. Bizler de bunun sahada yansımalarını ilerleyen süreçlerde göreceğiz” ifadelerini kullandı.    'MÜHENDİSLER HALKIN DİRENİŞİ SAYESİNDE ÇALIŞABİLİYOR'   İç güvenlik güçlerinin QSD ile birlikte Tişrîn'i savunduklarını kaydeden Deniz, olası yeni bir anlaşmada yine iç güvenlik güçlerinin burada denetimi ve güvenliği sağlayacağını, tıpkı Halep'de olduğu gibi Suriye Ordusu'na bağlı askerlerin de dış güvenliği sağlayacağı bir düzenin düşünüldüğünü kaydetti. Deniz, "Aldığımız son bilgilere göre, barajın tarafsız bir bölge olacağı ve iç güvenlik güçleri tarafından korunacağıdır. Suriye ordusuna bağlı olan polislerin de burada güvenliği sağlaması bekleniyor. Kısmi anlamda bazı anlaşmalar oldu ancak henüz tam olarak bazı konularda uzlaşılmadı. Anlaşma sağlandıktan sonra özerk yönetimin yapacağı açıklamayla direnişte olan halklar buradan ayrılacak. Öte yandan mühendislerin çalışmaları hala sürüyor. Halkın direnişi saldırıları azaltarak, barajı çalışır hale getirdi” şeklinde konuştu.    MA / Ceylan Şahinli