Vartinîs Katliamı'nda katledilenler anıldı 2025-10-03 16:54:27   MÛŞ - Vartinîs’te yakılarak katledilen 7’si çocuk 9 kişi  yürüyüş ve açıklama ile anıldı. Burada konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, “Bir demokratik toplum inşa edeceğiz ki artık bir katliam yaşanmasın, kimse varlığımızı ve kimliğimizi silmeye kalkmasın” dedi.    Mûş'un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinîs beldesinde Öğüt ailesinin evi "örgüte yardım" ettiği iddiasıyla 3 Ekim 1993’te ateşe verildi ve 7’si çocuk olmak üzere toplam 9 kişi yakılarak katledildi. Vartinîs Katliamı olarak anılan olayda baba Nasır Öğüt, anne Eşref Öğüt, çocukları Sevda, Sevim, Mehmet Şakir, Mehmet Şirin, Aycan, Cihan ve Cinal Öğüt katledildi. Ailenin çocuklarından en küçüğü 2, en büyüğü ise 14 yaşındaydı. Aileden sadece Aysel Öğüt o gün evde olmadığı için şans eseri kurtuldu. Vartinîs Katliamı'nın 32'nci yıl dönümü kapsamında, müzeye dönüştürülen yanan ev ziyaret edilerek, hayatını kaybedenler anıldı.   Anma programına Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve ilçe örgütleri, DEM Parti Grup Başkanvekili ve Mûş Milletvekili Sezai Temelli ile Bêdlîs Milletvekili Hüseyin Olan katıldı.   Vartinîs Belediyesi önünde bir araya gelen kitle, Türkçe ve Kürtçe yazılı “Em ê komkujîya Vartînîse jibîrnekin û nedin ji bîrkirin” pankartı açtı. Ancak, Valiliğin yasağını ve pankart üzerinde yazılı “katliam” sözcüğünü gerekçe gösteren askerler yürüyüşe pankartla izin vermeyeceklerini belirtti. Tüm engellemelere rağmen kitle pankartla yürüyüş gerçekleştirdi.    Buradan katliamın yapıldığı ve sonradan müzeye dönüştürülen evin önüne gelen kitle açıklama gerçekleştirdi. DEM Parti Mûş İl Eşbaşkanı İlyas Aslan, katliama şahitlik edenlerin bile yaşananları zorla anlatabildiğini belirterek, “Böylesi bir süreç yürürken zaman aşımına uğrayan bu davanın yargılama sürecinin yeniden başlanmasını talep ediyoruz” dedi.    ‘UMARIM ADALET YERİNİ BULUR’   Mûş Baro Başkanı ve aynı zamanda katliam davası avukatı Kadir Karaçelik, dava süreci boyunca cezasızlık politikasının her türlü metoduyla karşı karşıya kaldıklarını ifade etti. Dava sürecinden bahseden Karaçelik, “Hak arama sürecimiz bir çileye dönüşmüştü. Dönemin Hasköy Jandarma Komutanının net bir şekilde faili olduğunun altını çizdiler. Biz bu kişinin elini kolunu sallayarak aramızda dolaşmaması için talepte bulunduk. Ancak bu talebimiz reddedildi. Vartinîs bir insan hakları davasıdır. Yaşam hakkı ihlali davasıdır. An itibariyle dosya AYM önünde incelemeye gönderildi. Umarız bu hukuksuzluk sona erdirilir adalet yerini bulur” diye konuştu.    AYSEL ÖĞÜT İLK KEZ EVİN ÖNÜNDE   Aileden hayatta kalan tek kişi olan Aysel Öğüt, mücadelelerine devam edeceklerini belirterek,  “Ailemin hiç bir suçu yokken ailemi yakarak öldürdüler. Kardeşlerimin en büyüğü 12 en küçüğü 3 yaşındaydı. Ben ilk defa evin önünde anmaya geldim. Barış süreci olduğu için geldim” ifadelerini kullandı.    ‘AYNI ZİHNİYET DEVAM EDİYOR’   Vartinîs katliamının 1990’lı yılların en karanlık katliamlarından biri olduğunu söyleyen Hüseyin Olan, “Bir katliam anması için buraya geldik ancak gördük ki 32 yıl önceki zihniyet hala devam ediyor. Unutun diyorlar. Biz Kürdistan’da yaşanan hiç bir katliamı unutmayacağız. Bu katliamın aydınlatılması elzemdir” dedi.    TEMELLİ: UNUTMAYACAĞIZ   Sezai Temelli, “Çok derin bir acı. Bu acının dinmesi ve unutulması mümkün değil. Biz var olduğumuz sürece adaleti aramaya devam edeceğiz. Sadece Vartînîs değil. O kadar acı var ki bu coğrafyada çünkü karşımızdaki ceberut devlet, Kürt halkına asimilasyon ve katliam tarihini miras baraktı. Ama asla bu dili, kimliği, kültürü yok edemediler. Vartinîs ve tüm bu coğrafya bu tarihe dile kültüre sahip çıktı ve asimilasyon politikalarını boşa çıkardı. Bu katliamlar imha politikalarının sonucudur. Bir evde tüm aileyi yakmak bu vahşetin tezahürüdür. Unutmayacağız ki adalet ve özgürlük mücadelemiz her geçen gün büyüsün” dedi.   ‘BİR DAHA VARTINÎS VE ROBOSKİ YAŞANMASIN’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısına değinen Temelli, “Sayın Öcalan, demokratik toplum süreciyle artık var olan ve Kürdün varlığının yok edilemeyeceği bir güce sahip olmuş halka yeni yol açmıştır. Barış mücadelesi verdiğimiz gibi demokratik toplum mücadelesi de vereceğiz. Bir demokratik toplum inşa edeceğiz ki artık bir katliam yaşanmasın, kimse varlığımızı ve kimliğimizi silmeye kalkmasın. Kendi öz örgütlülüğümüz var etme zamanıdır. Bu coğrafyada kendi kimliğimiz ve kültürümüzle mücadele edeceğiz. Demokratik cumhuriyeti inşa edeceğiz. Edeceğiz ki, bu coğrafyada kendi kimlik ve kültürümüzle yaşayabilelim ki Vartînîs ve Roboskî gibi katliamlar yaşanmasın. Bu yol 3’üncü yoldur. Bugüne bu mücadelemizle geldik bugünden sonra da bu mücadeleyle demokratik toplum ve cumhuriyeti inşa edeceğiz” diye belirtti.    Konuşmaların ardından müze ziyaret edildi.