Saadet, Gelecek ve DEVA Amed il başkanları: Devlet gecikmeden adım atsın 2025-10-30 09:01:16 AMED - Saadet Partisi, Gelecek Partisi ile DEVA Partisi Amed İl Başkanları, Kürt Özgürlük Hareketinin Türkiye’den çekilme kararının barışın kalıcılaşması için tarihi bir fırsat olduğunu belirterek, “Devlet gecikmeden hukuki ve somut adımlar atmalı” dedi.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile başlayan Kürt sorununun demokratik çözüm süreci, PKK’nin 5-7 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirdiği 12’nci Kongre’de örgütün feshedilmesi kararıyla yeni bir aşamaya geçti. Bu kararın ardından, 11 Temmuz’da Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun Şikefta Casenê’da silahlarını yakmasıyla süreç, devletin atacağı adımlara ilişkin beklentilerin arttığı bir döneme evrildi.   Ancak devletin bu gelişmelere karşı somut bir adım atmaması, toplumun birçok kesimi tarafından sıkça eleştirilen bir konu oldu. Bu atmosferde, Kürt Özgürlük Hareketi yönetimi tarihi bir adım daha atarak provokasyonlara karşı Türkiye’deki güçlerini çekme kararı aldıklarını duyurdu.    Saadet Partisi, Gelecek Partisi ile DEVA Partisi Amed İl Başkanları, sürece dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.     ‘KÜRT SORUNU AŞILMASI GEREKEN EN BÜYÜK SORUNDUR’   Saadet Partisi Amed İl Başkanı Abdurrahman Ergin, insanların huzur ve barış içerisinde yaşayabileceği ortamların sağlanması gerektiğini belirterek, “Bizim de öteden beri Saadet Partisi olarak görüşümüz nettir. Biz, ülke içerisinde kardeşlik hukuku içinde, hak ve adalet çerçevesinde insanların yaşamlarını sürdürebilecekleri ortamların olması gerektiğini her zaman ifade etmişizdir. Hatta Necmettin Erbakan hocamızın bu süreçle ilgili yaptığı konuşmalar gündeme geldiğinde, başbakanlık döneminde bu konuyla ilgili temaslarda bulunduğu biliniyor. Aslında o konuşmaların etkisi de Erbakan Hocamızın siyasi yasaklı olmasına ve partisinin kapatılma gerekçesine kadar uzanmıştır” dedi.    ‘MESELE GÖRÜNDÜĞÜNDEN DAHA BÜYÜK’   Meselenin göründüğünden de daha büyük olduğunu kaydeden Ergin, “Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yoğun bir Kürt nüfus var. Burada atılacak her adım, bölgedeki diğer ülkeleri de etkileyecektir. Dolayısıyla sürecin barış, kardeşlik ve hukuk çerçevesinde adaletli bir şekilde yürütülmesi çok önemlidir” diye belirtti.     'DEVLET BİR AN ÖNCE ADIM ATMALI’   Kürt Özgürlük Hareketi’nin attığı adımlara karşılık devletin de bir an önce adım atması gerektiğini vurgulayan Ergin, “Örgütün attığı adımlar, silah bırakması ve çekilmesi gibi gelişmelerin yanı sıra, bununla ilgili yasal düzenlemelerin de hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu hukuki düzenlemeler şeffaf, adil ve kamu vicdanına uygun bir şekilde yapılmalı, provokasyonlara zemin hazırlamayacak bir yöntem izlenmelidir. Örgüt mensuplarının bundan sonraki süreçte nasıl bir durumla karşılaşacakları, silah bırakma ve Türkiye’den çekilme sürecinin nasıl işleyeceği gibi konular, devletin ilgili kurumlarıyla uyum içinde yürütülmelidir” ifadesinde bulundu.    ‘SÜREÇ HIZLI İLERLEMELİ’   Süreç içerisinde yaşanacak provokasyonlara mahal vermemek için sürecin hızlı bir şekilde ilerlemesi gerektiğini söyleyen Ergin, “Zaten örgütün ‘Türkiye’den çekiliyoruz’ demesi, bir anlamda provokasyonlara karşı kendilerini uzak tutmak istediklerini de gösteriyor” diye belirtti.     ‘HER ALANDA DEMOKRATİKLEŞEMEYE İHTİYAÇ VAR’   Türkiye’nin ciddi bir demokratikleşme sürecine ihtiyacı olduğunu belirten Ergin, “Bugün muhaliflerin her türlü yolla susturulduğu bir dönemde sadece bu konuyla ilgili bir demokratikleşme, dışarıdan bakıldığında çok samimi görünmez. Her alanda bir demokratikleşmeye ihtiyaç vardır. Kayyum politikalarından muhaliflerin susturulmasına, gazetecilerin tutuklanmasından siyasi liderlerin cezaevinde tutulmasına kadar geniş bir alanda demokrasinin tesisi gerekmektedir. Bugün bu konunun konuşulduğu bir ortamda Selahattin Demirtaş ve diğer Eşbaşkanların hala cezaevinde tutulması, özellikle bölge halkı nazarında bir tezatlık yaratmakta ve sürecin samimiyetinin sorgulanmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla öncelikle demokratikleşmenin her alanda gerçekleşmesi gerekir” ifadelerini kullandı.   DİL SORUNU   Sorunun çözümünde en önemli konulardan birinin de dil olduğunu vurgulayan Ergin, “Halkımızın en çok üzerinde durduğu konulardan biri de dil meselesidir. Bir ülkede dilin korunması ve yaşatılması, büyük bir zenginliktir. Çünkü bir dilin oluşması uzun yıllar alır; bu nedenle her dil bir kültür hazinesi olarak kabul edilip korunmalıdır. Sadece TRT Kurdi veya seçmeli derslerle bu korunma sağlanamaz. Maalesef bugün Kürtçenin giderek zayıfladığını, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Artık babaannesinin dilini anlayan ama torunuyla konuşamayan bir nesil yetişiyor. Bu nedenle insani ve İslami haklar çerçevesinde dil konusunun da korunması gerekir” dedi.   ‘KRİTİK AŞAMA’   Gelecek Partisi İl Başkanı Aydın Ataç ise Kürt Sorunu’nun çözüm açısından kritik bir aşamada olduğunu belirterek, “Bu süreçte toplumsal tepkilerden çekinmeden, kararlı adımların atılması gerekiyor. Komisyonun somut öneriler sunması büyük önem taşıyor. Türkiye’den çekilme ile birlikte toplumsal yapı daha da güçlenecektir. Yasa ve Anayasa düzenlemelerinin 2026’ya kalmadan, toplumu bu sürece dâhil edecek biçimde yapılması gerekiyor. Meclis’teki komisyon çalışmaları oldukça uzadı, bundan sonraki süreçte toplumun beklentilerini karşılayacak önerilerin ortaya çıkması gerekiyor” dedi.    SÜRECİN SAĞLIKLI İLERLEMESİ ÖNEMLİ   DEVA Partisi Amed İl Başkanı Mehmet Remzi Kaymak da sürecin yavaş işlediğini hatırlatarak “Zaten PKK silahları yakarken bütün eylemlerini de sonlandırmıştı. Bu durum, sürecin olumlu bir göstergesiydi ancak ilerleyiş oldukça ağırdı. Süreç yavaş ilerliyor, cezaevleri ve siyasi gelişmeler kamuoyunun gözü önünde yaşanıyor. Sürecin yükü adeta Ahmet Türk’ün yeniden belediyeye dönüşüne bağlanmış durumda. Meclis’in artık daha radikal kararlar alması gerekiyor. Bir yılı aşkın süredir süreç devam ediyor ancak ilerleme ağır seyrediyor. Bu sürecin başarılı olabilmesi için Abdullah Öcalan’la ve ilgili komisyonlarla doğrudan görüşmeler yapılmalı. Demokratik entegrasyonun sağlanmasıyla, dışarıda olanlar aileleriyle buluşabilmeli ve siyaset yapma hakkına kavuşmalıdır. Olumlu adımların bir an önce atılması, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşıyor” diye vurguladı.    MA/ Melik Varol