Meme Kanseri olmasına rağmen evin geçimini sağlamak için bakkal dükkanı ve terzilik işini birlikte yapan Hülya Dalmış, aynı zamanda 7 çocuğun bakımı ve ev işlerini yapıyor. Dalmış, toplumsal cinsiyet eşitsizlikten kaynaklı her zaman olduğu gibi pandemide de en fazla kadınların ezildiğini söyledi.
Anne bebek ölümlerinin sebepleri arasında savaş, göç, yoksulluk olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Kenan Gengeç, Urfa'da 13 yıldır kan merkezinin olmamasının da bu ölümlerde etkisi olduğunu kaydederek, “Önlenebilir her anne bebek ölümü bir cinayettir” dedi.
GREVIO’nun ilk başkanı Prof. Dr. Feride Acar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını sözleşmeyi imzalamamaktan daha endişe verici olarak yorumlarken, EŞİK gönüllüsü Zelal Ayman ise kadın örgütleri olarak konuyu gündemde düşürmeyeceklerini söyledi.
TJA, Anneler Günü dolayısıyla, “Egemen erkek zihniyetin karşısında direnen, mücadele eden, bedel ödeyerek kadınlığını yeniden inşa etmiş tüm analara teşekkür ediyoruz” açıklaması yaptı.
Niğde'de A.D. adlı erkek, annesi Emel D.’yi ateşli silahla katletti.
Batman'da yaşayan Hayat Demir, şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Anneler Günü'ne ilişkin açıklama yapan KESK İstanbul Kadın Meclisi, "Kadının ev içi emeğini yok sayan ve kadından her koşulda fedakarlık bekleyen anneliği redderek, eşit, özgür ve şiddetsiz bir toplum inşa edelim" çağrısında bulundu.
Kadın mücadelesinin sembol isimlerinden TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan'ın annesi Lütfiye Gökkan, “Kızımın bana en büyük hediyesi göstermiş olduğu mücadeledir” dedi.
10'uncu yılına giren İstanbul Sözleşmesi, ev içi şiddeti açığa çıkarırken, kadınları hakları konusunda bilinçlendirmede büyük etki yarattı. Ancak sözleşmeye yönelik saldırılarla, kadın cinayetleri “kadın kırımı” noktasına geldi.
Erkek şiddeti sonucu katledilen Büşra Yabaşkul ve Ceyda Yüksel’in anneleri, Anneler Günü için kutlama değil, çocuklarının faillerinin hesap vermesini bekliyor.
Ailesi tarafından 15 yaşında kendisinden 30 yaş büyük biriyle bir erkekle eş olarak evlendirilen Halime Kahraman, “Benim yaşımda çocukları vardı. Ne yapabilirdim ki çok zordu. Şimdiki kadınlar öyle olmasın, istedikleri yaşamda diretsinler” dedi.
Çocuklarına ait bir mezar taşı dahi bulunmayan anneler, yaşatılan acılara karşı mücadeleyle ayakta duruyor. Bir gül ya da çiçek beklentileri olmayan anneler, “Çocuklarımızın üzerinde devam eden baskı ve tecrit son bulmadığı sürece, bizim için Anneler Günü yok” dedi.
Kadın haklarını güvence altına alan yasaların metinlerle sınırlı bırakılıp uygulanmamasını eleştiren hukukçular, “Bu politika kaynağını Ortaçağ'dan alan, tarikat ve cemaatlerin başını çektiği kadın düşmanı, gerici bir tavrın sonucudur" dedi.
Eşi ve kızı tutuklu, 29 yılda 10 cezaevi dolaşan Sultan Deyiş, Anneler Günü’nü unuttuğunu belirterek, “Savaş ve ölümlerin son bulup, çocuklarımıza kavuştuğumuz gün Anneler Günü'nü kutlayacağız” dedi.
EŞİK, İstanbul Sözleşmesi’nin feshine karşı Haziran ayında gerçekleştirmeyi planladığı miting hazırlıkları için 15 Mayıs’ta yapılacak toplantıya katılım çağrısında bulundu.