İZMİR - İzmir ve Muğla'da deprem bölgelerinde dayanışmanın güçlendirilmesi çağrısı yapan emek ve demokrasi güçleri, depremin yer kabuğunu kırmakla birlikte iktidarın açıklarını da ortaya döktüğünü vurguladı.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Mereş merkezli meydana gelen depremlerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yaptı. Açıklamanın yapıldığı alanda, "Deprem değil rantçı düzeniniz öldürüyor" yazılı pankart ile, “Hükümet istifa”, “Küfür etme istifa et”, “Deprem değil kapitalizm öldürdü” yazılı dövizler taşındı. Açıklamada sık sık "Katil devlet hesap verecek", "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek" ve "Faşizme karşı omuz omuza" sloganları atıldı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İzmir 2 No’lu Şubesi Başkanı Veysel Beyazadam, depremin sadece yer kabuğunu kırmakla kalmadığını, aynı zamanda iktidarın açıklarını ortaya döktüğünü söyledi. Tek adam rejiminin ve neoliberal yağmacılığın yarattığı sonuçlara dikkat çeken Beyazadam, “Felaket yönetimi demokratikleştirilmelidir, iletişim ve basın özgürlüğü üzerindeki kısıtlama ve tehditler kaldırılmalıdır, yerel yönetimlerin ve tüm halkın etkin bir biçimde katıldığı, eşitlikçi ve dayanışmacı bir toplumsal seferberliğin önü açılmalıdır. Yeni yerleşim merkezlerinin oluşturulması ve inşasında, toplumun yararını önceleyen, bilimsel ve demokratik bir karar süreci işletilmelidir. Acilen sahra hastaneleri, sağlık çadırları ve sağlık kabinleri gibi acil müdahale birimleri oluşturulmalıdır. Ağır koşullar altında çalışan bölgedeki sağlık personeli için özel bir destek planı yapılmalı, takviye personel sağlanmalı ve rotasyon yapılmalıdır” diye seslendi.
‘YAŞANAN ACILAR TAKDİR-İ SİYASİDİR’
Yaşanan deprem felaketinin sorumluluğunu mültecilere, göçmenlere ve yoksullara yıkmaya çalışan ırkçılık ve “takdir-i ilahiye” bağlayan yobazlığın deprem kadar yıkıcı olduğunu belirten Beyazadam, “Ailesini yitirmiş çocuklarımız, her biri birer çocuk istismar merkezi olma riski taşıyan, geçmişte, çocuk yaşta evliliğe zorlama, taciz, tecavüz gibi çok sayıda istismar olayının yaşandığı tarikat yurtlarına bırakılamaz. Çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz. Deprem nedeniyle yaşadığımız acılar, takdir-i ilahi değil, takdir-i siyasidir. İktidar sahipleri ne yaparlarsa yapsınlar, tarihinin en büyük acısını yaşayan ve tarihinin en büyük dayanışma hareketini yaratan Türkiye halkı, yaşadığımız insani felaketin siyasi sorumlularından ve bunların koltuğu altında palazlanan ölüm tacirlerinden mutlaka hesap soracaktır. Şimdi dayanışma zamanı” diye konuştu.
MUĞLA
Muğla Afet Dayanışma Koordinasyonu da depremzedelerle dayanışma amacıyla başlattıkları yardım kampanyasına ilişkin Menteşe ilçesinde bulunan Halk Dayanışma Noktasında açıklama yaptı. Kentte bulunan siyasi parti, kurum, sendika ve odalarında destek verdiği açıklamada konuşan Muğla Tabip Odası Başkanı Cafer Şahin, yurttaşların deprem sonrası dayanışmanın gücünü gösterdiğini vurguladı. Şahin, dayanışmanın sürdürüleceğini ifade ederek, “Hazırlık ve oluşum aşamasının ardından 18 Şubat 2023 Cumartesi gününden itibaren Kent Meydanı Katlı Otopark altındaki dayanışma noktamızda ayni ihtiyaç malzemelerinin paylaşılmasının yanı sıra Muğla’ya gelen depremzede yurttaşların transferi, konaklamalarının sağlanması, depremzede yurttaşlarca ifade edilen diğer taleplerin karşılanması için de çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Kısa zaman süreci içerisinde oluşan düzen çerçevesinde nöbet sistemi geliştirerek koordinasyon merkezinin her gün 11.00 ile 18. 00 arası açık tutulduğunu, ayrıca dayanışma göstermek isteyen yurttaşlarımızca getirilen her türlü ürün ve merkezimize gelen depremzedelerce yararlanılan malzemelerin kayıt altına alındığını da sizlerle paylaşmak isteriz” dedi.