Kayyıma 'belediyeyi boşalt' anonsu yapan Özer: Direnmeye devam

img

ÊLIH - Kayyıma yaptığı "Dikkat dikkat bu bir halk anonsudur, derhal belediyelerimizi boşaltın” anonsu nedeniyle tutuklanan ve 25 gün sonra tahliye edilen Vedat Özer, "Bu mücadeleden geri adım atmayacağız. Kirli politikalarına karşı direneceğiz" dedi. 

Êlih Belediyesi'ne 4 Kasım'da kayyım atanmasına karşı belediye önünde toplanan halk irade gaspını protesto etti. Eylemler sırasında gözaltına alınan DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi Vedat Özer 7 Kasım günü “Görevi yaptırmamak için direnme” iddiasıyla tutuklanırken, 2 Aralık günü yapılan tutuk incelemesinin ardından Batman 2’nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından tahliye edildi. Özer, Êlih'te kayyım atandığı ilk gün "Dikkat dikkat bu bir halk anonsudur, derhal belediyelerimizi boşaltın, dikkat dikkat bu bir halk ikazıdır belediyelerimizi boşaltın" anonsuyla gündeme gelmişti. Özer gözaltı esnasında yaşanan işkenceyi Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.   
 
HALK İRADESİNE BARİYER
 
Halkın iradesine dönük saldırıları kabul etmediği için belediye önünde başlayan direnişte yer aldığını kaydeden Özer, “İrademize sahip çıkmak için belediye önüne geçtik. Ablukayı gördüğümüzde sinirlendik. Oraya gelen herkes bariyere yüklendi. Çünkü iradelerine bariyer konulmuştu. Orada halk tepkisini gösterdi. Orada polisin hedefine girdim. Saldırı oldu. Moral motivasyon için müzik açtık. O anonsu yaptım. Polisin şiddeti ikinci gün daha da arttı. Polis beni almaya çalıştığında milletvekilleri araya girdi. Alamadılar. 3’üncü günde ise yine saldırdılar. Songül (Korkmaz) Başkan polis müdahalesi sonucu yaralandı. Onu ambulansa bindirmeye çalışırken gözaltına alındım” diye konuştu.
 
ÇİFT KELEPÇE TAKILDI
 
Özer, gözaltına alınma sürecini de şöyle anlattı: “İki sivil polis ‘Gel lan Vedat Özer’ diyerek beni almaya çalıştı. Ameliyatlı ayağıma tekme vurup beni arabanın içine koydular. Koluma iki kelepçe takıp, sıktılar. Onlara sara hastası olduğumu söyledim. Küfür ettiler. Yüzü maskeli kişiler beni hastaneye götürdüler.  Doktor odası yerine polis odasına götürüldüm.  Yüzüm dolaba dönük sorular soruldu. Nefes almakta zorluk çekiyorum dedim, Doktor ‘Benim yapabileceğim bir şey yok’ dedi. Elim kelepçeli yüzüm dolaba çevirili bana soru soruldu. Burada rapor da verilmedi. O kişinin doktor olup olmadığını da bilmiyorum” diye konuştu.
 
‘BOYUN EĞMEDİM’
 
Yüzü maskeli kişilerin onur kırıcı uygulamalarda bulunmak istediğini ancak kendisini bunlara taviz vermediğini dile getiren Özer, “Hastane tek bir işlem yapılmaksızın emniyete götürülerken yüzü maskeli kişiler, ‘Sen bize başkaldırıyorsun, sen anonsçusun, sen bize başkaldırıyorsun’ dediler.  Araba içinde fotoğrafımı çektiler. Hastane çıkışı halkın içinde başımı eğmeye çalıştılar, eğmedim. Eğmeyince polis kendince ‘Bak boyun eğmedin, halk seninle gurur duyuyor’ söylemi ile dalga geçti. Bende onlara ‘Ben de halkımla gurur duyuyorum’ dedim” dedi. 
 
Cezaevinin yaralarını görünce kendisini geri gönderme kararı verdiğini dile getiren Özer, “Hastaneden sonra nezarethaneye götürüldüm. Sara hastası olduğumu için baygınlık geçirdim. Uzun bir süre gelmediler. Sonra hastaneye kaldırdılar. Ardından tutuklandım. Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevi’nde götürüldüm. Vücudumda yara izleri ve kan olduğu için cezaevi beni kabul etmedi. Vücudunda kan var dediler.  Ancak ardından polis geldi. Polislerin gardiyanlar ile konuşması sonrası cezaevine alındım. Polis burada bana ‘Arkadaşlarımız çok sevindi tutuklanmana dışarda gördüğünün iki katını içerde göreceksin’ dedi.  Bende ona bende ‘burada direniyorum mutluyum’ dedim” ifadelerini kullandı.
 
ÇIPLAK ARAMA DAYATMASI
 
Çıplak arama dayatmasına maruz kaldığın kaydeden Özer, “Ben bunu kabul etmedim.  Sonra hazır kuvvet birimini çağırdılar. Direnince vazgeçtiler. Ardından bizi geçici oda sonrada adlilerin yanına aldılar. Gördüğüm işkenceden kaynaklı 15 gün boyunca yataktan kalkamadım. Siyasi tutukluların yanına gitmek için 4 defa dilekçe yazdık ancak dönüş olmadı. Bizi uyuşturucu satıcıların yanına koydular. Can güvenliliğimizin olmadığını söylememize rağmen yine de buraya koydular. Burada 17 kişilik koğuşta 45 kişi kalıyordu. Çoğumuz yerde yatıyorduk” diye ifade etti. 
 
'GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ'
 
Kayyımlara karşı direnmeye devam edeceklerini kaydeden Özer, “Biz cezaevinden çıktığımızda direk belediyeleri sorduk.  ‘Dikkat dikkat bu bir halk ikazıdır’ uyarımı tekrarlıyorum. Biz belediye önünde direndiğimizde polisin saldırı öncesi kullandığı uyarı neticesinde bende bu uyarıyı yaptım. O ikazı anlasınlar diye yaptım. Cezaevinde gardiyanlar bana ‘Dikkat dikkat anonsçu geldi’ diyorlardı. Belediye önüne 10 yaşındaki çocukların işkence ile gözaltına alınması sonrası o anonsu yaptım.  Çocukların işkence görmesi beni derinden sarstı. Bu mücadeleden geri adım atmayacağız. Kirli politikalarına karşı direneceğiz. Belediyemizi onlardan alacağız. Dikkat dikkat bu bir halk ikazıdır derhal belediyelerimiz boşaltın” diye konuştu.
 
MA / Fethi Balaman