İSTANBUL - Tutuklandığı süreçte işkence gören ve sonrasında şizofren tanısı konan Erdal Özel, birçok hastalığına rağmen tahliye edilmiyor.
İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) hasta tutuklular listesinde yer alan Tekirdağ 2 Nolu Kapalı Cezaevi'nde tutulan Erdal Özel, sağlık durumu gittikçe kötüleşmesine rağmen tahliye edilmiyor. 2006'dan bu yana tutuklu bulunan Özel, cezaevine girdikten sonra akıl sağlığını yitirdi. Özel'e ağır şizofren tanısı kondu ve 2010-2011 yıllarında Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gördü. Özel, ayrıca kalp, yüksek tansiyon, diyabet ve böbrek hastası. Tüm bunlara rağmen Özel tahliye edilmiyor. Özel'in ablası Kumru Akgül, kardeşinin sağlık durumuna dikkat çekerek, tahliye çağrısı yaptı.
DOMUZ BAĞI İŞKENCESİ
Akgül, kardeşinin tutuklandıktan sonra çok sayıda cezaevine sevk edildiğini ve cezaevi süreci öncesi bir rahatsızlığının olmadığını aktardı. Tutukluluk sürecinde kardeşinin bir kez kalp krizi geçirdiğini söyleyen Akgül, kardeşinin akıl sağlığını cezaevinde kaybettiğini kaydetti. Bunun sorumlusunun devlet olduğunu belirten Akgül, “Erdal’ı gözaltına aldıkları zaman işkence yaparak aldılar. Kafasını evin tahta çekyatlarına vurarak yaraladılar. Ona çok işkence yapmışlar. Erdal bu işkenceler nedeniyle aklını kaybetti. Onunla konuştuğumda ‘üzerimde çok baskı var’ dedi” dedi.
Kardeşinin tutuklandıktan sonra 15 gün domuz bağıyla işkence gördüğünü kendisiyle paylaştığını aktaran Akgül, "Onu daha sonra bir hafta süngerli odaya götürmüşler. Çok ağır işkenceler yapmışlar. Ondan sonra tek bir hücreye koyup, tecrit altına almışlar” diye kaydetti. Kardeşinin sevkler sırasında da darp edildiğini dile getiren Akgül, kardeşinin tedavi sürecinde de kimi ihlallerle karşı karşıya kaldıklarını söyledi. Akgül, "Babam o zaman doktorla konuşmuş. Doktor Erdal’a iğne yaptıklarını bilgisini vermiş sadece. Erdal’ın sağlık sorununa dair herhangi bir rapor vermediler. Devletin doktorları oldukları için rapor çıkartmıyorlar" diye belirtti.
AÇIK GÖRÜŞ TALEBİ
Akgül, annesinin kardeşini göremeden yaşamını yitirdiğine işaret ederek, "Ben de pandemi sürecinde hiç göremedim. Onları, açık görüş yaparak görmek istiyoruz. Yeter artık bu baskı. Onun gibi binlercesi var. Barış olmasını istiyorum. Annem onu görmeden öldü. Diğer annelerin durumu böyle olmasın” diye seslendi.