İçeriyi dışarıyla buluşturan kitap: Cennetin Güzellikleri Cehennemde Yaratılır

İSTANBUL - Ağır hasta tutuklu Erol Zavar’ın şiirlerini fotoğraflarla eşleştirerek, “Cennetin Güzellikleri Cehennemde Yaratılır” kitabını çıkaran Özcan Yaman, amacının demokratikleşme sürecinde içeride ve dışarıda yaşananları görünür hale getirmek olduğunu ifade etti. 
 
Ülkede verilen birçok mücadele “Cennetin Güzellikleri Cehennemde Yaratılır” adlı şiir kitabında birleşti. 22 yıldır tutuklu hasta tutuklu Erol Zavar’ın şiirleri, fotoğrafçı Özcan Yaman’ın Gezi Direnişinden Cumartesi Anneleri’ne, Emine Şenyaşar’dan çevre, sınıf ve kimlik mücadelesine kadrajına yansıyan fotoğraflarla buluşarak, okuyucunun beğenisine sunuldu. 
 
ŞİİRLERLE ÖZDEŞLESEN FOTOĞRAFLAR 
 
Kitabın üretim aşamalarını anlatarak Zavar ile uzun zamandır iletişim halinde olduklarını belirten Yaman, daha önce de Zavar’ın yazdığı şiirlerle eşleştirilen fotoğraflarla tecridi anlatan bir sergi açtıklarını aktardı. Bu bağla ortak bir kitap fikrinin ortaya çıktığını söyleyen Yaman, “Cennetin Güzellikleri Cehennemde Yaratılır” kitabında 30’dan fazla fotoğrafla özdeşleşen şiirlerin olduğunu söyledi.
 
SANSÜR MEKANİZMASINDAN GEÇEN BİR KİTAP
 
Türkiye’deki cezaevlerinin sanatçı yetiştiren mekanlar haline geldiğini belirten Yaman, “Erol Zavar da içeride birçok kitap yazan bir şair ve sanatçı. Bu fotoğrafları yaklaşık 20 yıldır derledim. Şiirlerle örtüşen fotoğrafları birlikte seçtik, bu uzun bir süreci kapsadı fotoğrafların yollanması, onun içeriden derlemesi baya zaman aldı. Sürekli sansür mekanizmasından geçti” diye belirtti. 
 
İÇERİDE VE DIŞARIDA YAŞANANLAR 
 
Kitabın çıkarma sürecinin bir buçuk yıllık gibi bir süreci kapsadığını söyleyen Yaman, bu süreçte ise birçok sıkıntı yaşadıklarını kaydetti. Zavar’la kurduğu iletişimin aile ve avukat aracılığının yanı sıra mektup yoluyla olduğunu ifade eden Yaman, şöyle dedi: “Bu süreç önem taşıyan bir süreçti. Keyfi uygulamalar vardı. Yani göndermiş olduğun bir fotoğrafa kafayı takıp, yasak deyip geri iade şekline dönüşebiliyordu.”
 
Keyfi uygulamalarla yönetilen cezaevi sisteminin varoluşunu iktidara bağlayan Yaman, “Hakim olan sınıfın iktidarı, kendisine engel gördüğü her şeyi yasaklar ya da engellemeye çalışır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana bunun geçerli olduğunu da biliyoruz. Bir tek 20 yıllık AKP iktidarı değil, 1920’lerden bugüne bu şekilde. Bunun çilesini Nazımlarda çekti, şimdi de yeni kuşaklar çekiyor. Özellikle seçim üstü bir dönemdeyiz, biliyoruz ki demokratikleşme alanında söz söyleyen bir muhalefet var. Bu kitabın bir amacı da demokratikleşme sürecinde içeride ve dışarıda yaşananları görünür hale getirmek” ifadelerini kullandı. 
 
HİZBULLAHÇILAR DIŞARDA AMA...
 
Kitap sürecinde Zavar’ın hissettirdiklerinden çok etkilendiğini söyleyen Yaman, Zavar’ın kanser hastası olduğunu ve birçok ameliyat geçirdiğini hatırlatarak, halen cezaevinde tutulmasına tepki gösterdi. Yaman, “Bugün 70 yaşında yaşlılıktan dolayı Hizbullah üyeleri serbest bırakılırken, Erol’un kanser hastası olmasına rağmen hala yaşam direnciyle şiirlerini ele alması çok önem taşıyor. Kitabı okuyan edebiyatçı okurlar, ‘Biz bir edebiyatçı olarak dışarıda bu kadar güçlü bunu anlatamazdık. Bu nasıl bir duygudur?’ diyerek düşüncelerini aktardı” diye belirtti. 
 
TUTUKLULARLA DAYANIŞMA ÇAĞRISI
 
Türkiye’de sansür ve baskının yoğun olduğunu belirten Yaman, Amed Newrozu’nda Kemal Kurkut’un katledilmesini fotoğraflayan gazeteci Abdurahman Gök’ü tutuklanmasına değinerek, şöyle devam etti: “Diyarbakır merkezli yapılan tutuklamaları yaşadık. Yani gerçekliği ortadan kaldırmak, yokmuş gibi hissettirmeye çalışan bir iktidar var. Bizler, içeride tutuklu gazeteci arkadaşlarımıza da aynı şekilde dayanışmamızı büyütelim. Hapishanede olan arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla dayanışalım. Dayanışmaya, mektuba ihtiyaçları var. Bir mektup, bir kart yollamanız onları çok mutlu edecektir.”