Leyla Güven: Can Atalay halkın vekilidir

img
ANKARA - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, kendisi gibi tutuklu ve vekilliği düşürülen Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesine ilişkin "Bu mesele kişilerden bağımsız, AKP’nin faşizmi kurumsallaştırma meselesidir. Bunun için sen ya da ben değil, biz olmalıyız" dedi.  
 
Cezaevindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Can Atalay'ın vekilliği, Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından verilen iki ihlal kararının Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi tarafından tanınmaması üzerine 30 Ocak'ta düşürüldü. Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi hukuk örgütleri ve diğer çevreler tarafından "sivil darbe" olarak nitelendirildi. 
 
Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesini, 4 Haziran 2020 yılında vekilliği düşürülen ve 2022 yılından bu yana tutuklu bulunan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven ile konuştuk. 
 
Hataylıların seçtiği Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. Sizin de vekilliğiniz düşürülmüştü. Hala halkın irade olarak gördüğü bir seçilmiş olarak, bu süreci cezaevinden izlemek neler hissettirdi?
 
Türkiye’nin içinde bulunduğu tüm kaos ve krizlere rağmen sevgili Can'ın iyi ve sağlıklı olduğunu umuyorum. Yoldaşlığın olağan sıcaklığı ile kendisine selam ve sevgilerimi iletiyorum. Zira sıradan vasat bir yaşamı kabul etmeyip, halkın derdi ile dertlenen ve hakikatin peşinden ayrılmayanların yoluna çıkması olası engelleri biliyoruz. Gerici, karanlık, despot, milliyetçi ve cinsiyetçi AKP iktidarına rağmen asla pes etmeyen, doğru bildiği her şeyi cesurca ortaya koyan, kendisi olabilene aşk olsun! Sevgili Can’a da aşk olsun. Evet, 30 Ocak’ta yine ve yeniden AKP’nin siyasi darbesine maruz kaldık. Yaralı Hatay halkının iradesi ile seçilen sevgili Can’ın vekilliği düşürüldü. AKP’nin hukuksuzluklarını hayata geçirmekten sorumlu olan Bekir Bozdağ, robot misali kendisine yüklenen misyonu muhalif vekillerin protesto sesleri arasında yerine getirerek, biatçılığını tescilledi. 
 
 
Sevgili Can, hukuk mücadelesi veren tüm mazlumların yanında durarak bu sevgi ve saygıyı kazanmış, halkın yüreğindeki en güzel yeri almıştır. 
 
Tek adam istedi diye yapılan bu işlem, sadece teknik bir prosedürdür. Can Atalay, halkın avukatı sıfatıyla, halkın vekili sıfatını çoktan hak etmişti. Dolayısıyla, siyasette insan belli mevki ve makamlara gelebilir. Bunu korumak için de her türlü etik dışı davranışı sergileyebilir. Ancak halkın sevgi ve teveccühünü kazanmak, başka bir durumdur. İşte sevgili Can, hukuk mücadelesi veren tüm mazlumların yanında durarak bu sevgi ve saygıyı kazanmış, halkın yüreğindeki en güzel yeri almıştır. Bana göre bu da paha biçilmez bir edinimdir. Kuşkusuz, aynı şeyleri yaşamış biri olarak bu hukuksuzluğun hala devam etmesine öfkeliyim. Toplumcu bir siyaseti tam anlamı ile büyütemediğimiz için, muhalif cepheyi güçlendiremediğimiz için, AKP’nin her türlü darbesini geri püskürtemediğimiz için öfkeliyim. Ancak, bugün sesini yükseltenlerin ‘Bu kabul edilemez’ diyenlerin, dün neden sessiz kaldıklarını da merak ediyorum. 
 
Siz 2018 yılında cezaevindeyken Colemêrg'de milletvekili seçildiniz. Buna rağmen 7 ay boyunca tahliye edilmediniz. O süreçte neler yaşadığınız anlatır mısınız? 
 
AKP’nin mahir olduğu konularda biri de yaptığı tüm hukuksuzlukları doğallaştırmak ve topluma kanıksatmaktır. Bu kanun dışılıkları da önce Kürtler üzerinde deniyor ve gelen tepkilere göre de diğer muhaliflere, yani kendisi gibi düşünmeyenlere uyguluyor. Partimiz HDP’nin aday göstermesi ile 2028 Haziran genel seçimlerinde Hakkâri vekili olarak seçildim. O dönem Diyarbakır Cezaevi’ndeydim. Avukatlarım mazbatam ile mahkemeye başvurdular. Ancak tüm tahliye talepleri reddedildi. Temmuz ayında yapılan duruşmada, mahkeme heyeti tahliye kararı verdi. Koğuşa gelip arkadaşlarımla vedalaştım. Cezaevlerinin bir klasiği olan siyah çöp poşetlerine eşyalarım konulmuştu bile. Ben tam havalandırmada veda konuşması yapmaya hazırlanırken gardiyan, ‘Avukat görüşün var’ dedi.  Benim ilk tepkim, ‘Tahliyeye itiraz oldu’ demek oldu. Aynen de öyle oldu. 
 
İtirazı değerlendiren mahkeme heyeti, cezaevinde bekleyen kitleye inat olsa gerek, mesai saatinden sonra saat 18.30 civarında beni SEGBİS’e çağırıp, ‘Tahliyene yapılan itirazı yerinde bulduk ve yüzüne okuduk. Gidebilirsin’ dediler. Avukatlarımın nerde olduğunu sorduğum anda SEGBİS’i kapattılar. Avukatlarım da ‘Bu uygulama ilk kez oluyor' dediler. O dönem benim herhangi bir mahkumiyetim de söz konusu değildi. Daha sonraki duruşmalarda da aynı gerekçelerle tahliye edilmedim. Aradan geçen 7 aydan sonra girdiğim açık grevi ile başlarına bela olduğum için tahliye ettiler. Bu tahliye, vekil seçildiğim için değil, girdiğim açlık grevini kırmaya dönük bir hamleydi. Dolayısıyla, bugün sevgili Can’ın yaşadıkları bazı farklılıklar olsa da aynı zihniyetin ürünüdür. Hiç kuşku yok ki, bu faşizme boyun eğmeyeceğiz. Paplo Neruda’nın deyimi ile söylersek; ‘Yaralayan ölene dek yaralanmıştır.'
 
O süreçte nasıl bir atmosfer vardı, yeterli tepki gösterildiğini düşünüyor musunuz?
 
Siyasal mücadele alanında yolunda gitmeyen bir çok yetmezlikten dolayı, AKP gibi gerici bir parti ülkeyi yönetiyor. Bu onların başarısı değil, muhalif güçlerin parçalı duruşundandır. İktidar tarafından bölücü, vatan haini, marjinal, dinsiz, öteki ve toplumda teröristliğe terfi edenler aynı darbelere maruz kalıyor, aynı zulmü görüyor. Ancak lokal, dağınık mücadele veriyoruz. Deyim yerindeyse, saldırı hattı tek ama savunma hattı parçalı. Eylem ve söylem birliği yaratamadığımız için her gün yeni bir siyasi darbe ile uyanıyoruz. Bunun muhalefetin geneli ile ortaklaşmak üzerinden belirteyim; kayyım rejimi darbesi ile tecrit politikası bunun en somut örneğidir. Tecridin bir insanlık suçu olduğunu söylemek için ille de kendi mahallesinden birisine yapılması gerekmiyor. Çünkü bu tepkisiz bekleyiş, zamana yayılmış ölüm halini alıyor. Derin bir ayrışmayı ve herkesin kendi derdine yanmasını sağlıyor. Bu da kollektif örgütlü toplum ruhunu zedeliyor. Böylesi bir atmosferde seçilmiş olmama rağmen 7 ay tutuklu kaldım. 
 
 
CHP, hem 4 Kasım hem de ardı sıra gelen diğer siyasi darbelere ön açtı. Ama biz umudu hiçbir zaman elde bırakmadık. Hayat var ise umut da vardır. 
 
4 Haziran 2020’ de Musa Farisoğulları ve CHP’li Enis Berberoğlu ile birlikte vekilliklerimiz düşürüldü. Bu süreçte de yanımızda kimseyi göremedik. Bizim, siyasal hareketimiz ve kurumlarımızın dışında kimsenin böyle bir gündemi olmadı. Hukukçular dahi yorum yapmaktan kaçındılar. CHP’nin sevgili Can için gösterdiği tepkiyi memnuniyetle izliyorum. Çünkü o dönem bu konuyu konuşurken, sadece kendi vekilinin ismini söylüyor, bizden söz etmekten imtina ediyorlardı. Çünkü kafalarından yatan anlayış ‘Bunlar vekil de olsa… zanlıdır' anlayışıydı. Dünyanın neresinde olursa olsun hakları gasp edilen, zulme uğrayan, ayrımcı ve ırkçı şiddete maruz kalan halkların rengi, dili inancı ve kimliğine bakılmaksızın yanında olunur. Bugün partimiz DEM Parti’nin yaptığı gibi, en ön safta ve en etkili sözler ile Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinden olduğu gibi tepkisini koyabilmektir. Kürt siyasal hareketi 1990’lı yıllarda DEP milletvekillerine yönelik 2 Mart darbe sürecinden bu yana silsile halinde bunu yaşadılar. 
 
HDP’lilere yönelik 4 Kasım siyasi darbesi de bunun devamıydı. Ne yazık ki bugün Can Atalay’a karşı hukuksuzluğa güçlü tepki gösteren CHP, ‘Anayasaya aykırı ama dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyeceğiz’ diyerek, hem 4 Kasım hem de ardı sıra gelen diğer siyasi darbelere ön açmış oldu. Genel muhalefet bakımından yeterli tepki verilmediği için bu darbeler bugüne kadar süregeldi. Duyarlı kesimlerin hedef alınması ile sesimiz sürekli kısılmaya çalışıldı. Ama biz umudu hiçbir zaman elde bırakmadık. Bir gün mutlaka sesimizi Türkiye halklarına direkt olarak duyuracağız. Hayat var ise umut da vardır. Hatta bazen hayat yoksa bile umut toprağın altında tohumda yaşıyordur. 
 
Can Atalay için yapılan itirazları, eylem ve tepkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
‘Çözmeyen denklem kilitler’ diye bir realite var. 12 Eylül faşist darbeci zihniyetin ürünü olan mevcut anayasa halen yürürlükte (O bile uygulanmıyor). Her ne kadar her iktidar kendi lehine olan maddeleri revize etse de bu anayasa orta yerde duruyor. Bir avuç sermayedarın dışındaki tüm toplum kesimlerinin içinde bulunduğu derin krizler yayılarak devam ediyor. 1990’lı yıllardan bu yana Kürt siyasal hareketine yapılan her türlü hukuksuzluk bugün artık tüm muhalefet kesimlerine uygulanıyor. Dün bu haksızlıklar Kürt halkına yapılırken ölü taklidi yapanlar, bugün yeterli olmasa da belli bir tepki gösteriyorlar. En çok sarf ettikleri söz ise, ‘Mesele Can Atalay meselesi değil.’ Biz de kendilerine kendi dilimizde ‘Rojbaş (günaydın)' diyoruz. 
 
 
Halkın yaşamına değer veren politikalara ihtiyaç var. Bütün toplumsal kesimleri, yaşamın her alanında gerçekleşebilir sivil itaatsizlik eylemlerine dahil etmek gerekir.
 
Bu mesele kişilerden bağımsız, AKP’nin faşizmi kurumsallaştırma meselesidir. Mesele AKP’nin ‘Dindar, kindar’ bir gençlik ülküsü ile ülkeyi adım adım şeriat kurallarının geçerli olduğunu, kadın düşmanı bir sisteme doğru götürmesidir. Mesele bu gerçeğe yakın bir tehlike olarak görmeyen, muhalif kesimlerin istemeden olsa da bu suça ortak olmasıdır. Mesele Türkiye’de askeri ve siyasi darbelerin, yolsuzlukların, yasakların, fakirliğin, sefaletin ve tüm eşitsizliklerin kaynağında Kürt sorununda çözümsüz olması vardır. Dolayısıyla bu temel sorunu görmeyip, ‘Her gün vatandaş aç’ demek gerçekçi olmuyor. Teşhis yanlış olunca, tedavi de sonuç vermiyor. Artık öyle bir aşamaya geldik ki dün bize tepeden ön yargı ile bakanlar, bugün hak, hukuk ve adaleti mum ile aramaya başladılar. Keşke bu kadar geç kalmasaydık. 
 
Elbette etkili bir tepki hattıyla bu açığı kapatabiliriz. Bunun için de sen ya da ben değil, biz olmalıyız. Liberal ve devletçi politikalar değil, halkın yaşamına değer veren politikalara ihtiyaç var. Bütün toplumsal kesimleri, yaşamın her alanında gerçekleşebilir sivil itaatsizlik eylemlerine dahil etmek gerekir. Sözün yeniden anlam kazanması için, cesurca konuşmak gerekiyor. AKP’nin kimyasını bozan iki serhildan gerçekleşti; Gezi ve Kobanê. Bu nedenle Gezi ve Kobanê Davaları bir intikam olarak hazırlandı. Bu gerçeği herkes biliyor ama bilmek yetmiyor. Bu tezgahlanan siyasal komplo davalarını boşa çıkarmak gerekiyor. Eğer milyonlar 'Ben de kendimi ihbar ediyorum’ diyerek savcılara başvursaydı ne olurdu? Zaten bu da bir gerçek ki hepimiz Gezi’deydik, Kobanê için sınırda ve sokaklardaydık. Teknolojinin ışık hızı ile ilerlediği dünyada, eylem ve örgütlenmek her zaman kinden daha kolaydı diye düşünüyorum. Kadınların, ‘Las Tesis’ dansı ve Avrupa’daki çiftçi eylemleri çoğaltmak mümkündür. Önemli olan, topluma görev vermek, doğru öncülük edebilmek ve toplumun ‘Asil ruhunu’ açığa çıkartmaktır. Bizler de AKP’nin yarattıklarını aşmak, daha özgür, daha güzel günler ve aydınlık yarınlar için mücadele etmeye devam edeceğiz. Cehalet, korku ve şiddet son bulsun. Bilinç, ahlak, inanç, direniş ve emek bizim olsun. 
 
MA / Dicle Müftüoğlu 

Diğer başlıklar

06/02/2024
18:15 UNRWA: Gazze'deki sağlık tesislerinin yüzde 84'ü saldırılardan etkilendi
18:06 EŞİK: Çaresizlik seçim şantajı olarak kullanıldı
17:48 Sûr’da bir işyeri kontrolsüz bina yıkımında zarar gördü
17:38 Adliye saldırısına ilişkin 34 kişi gözaltına alındı
17:23 Gergerlioğlu'dan saldırılara 'Hapishanede ihlale uğrayan her kişinin hakkını savunurum' yanıtı
17:01 Özgürlük Yürüyüşçüleri, Ekin Wan ve Hakan Baksur’u andı
16:49 Deprem raporu: Sağlık sistemi yeni bir afeti kaldıramaz
16:30 Gözaltına alınan DEM Parti Gençlik Meclis üyesi serbest
16:28 Silopiya yasağında katledilenler anıldı
15:48 İdil Kültür Merkezi ve Halkın Hukuk Bürosu’na polis baskını
15:42 Birçok kentte deprem anması: Dayanışmayla yaralarımızı saracağız
15:35 Adalet Nöbeti eylemlerinde deprem anması
15:01 İstanbul Adliyesi’ndeki saldırıda yaralanan sivillerden biri yaşamını yitirdi
14:51 Özgürlük Yürüyüşçüleri Silopiya’da kadınlarla bir araya geldi
14:28 Gazeteci Oruç’un yargılandığı dava görüldü
14:20 Hantaş'ı öldüren polise 'bilinçli taksirden' ceza istemi
14:16 Bakırhan: İktidar ve muhalefet enkazın altında kaldı
14:05 Samandağ’da depremde hayatını kaybedenler için kitlesel anma
13:52 Piran’da ev baskınları: 4 gözaltı
13:50 Kameraman Akkaya'nın tutukluluğuna devam kararı
13:38 İHD: Depremin birinci yılında sorunlar artarak devam ediyor
13:35 Hatimoğulları: Aradan bir yıl geçti devlet hala yok
13:05 Özel'den Erdoğan'a tepki: Dünya siyaset tarihinin en utanç verici şantajı
12:37 Gimgimlılar Özgürlük Yürüyüşçülerini bağrına bastı
12:28 BES-AR: Yıllık gıda enflasyonu yüzde 113,67
12:14 İstanbul Adliyesi'nde polis noktasına saldırı: 2 ölü, 6 yaralı
12:04 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
12:00 Hol Kampı'ndaki operasyon sona erdi
11:42 Depremde kaybolan çocukların akıbetinin araştırılması istenildi
11:24 Botan'da Özgürlük Yürüyüşü rüzgarı
10:31 Özgürlük Yürüyüşçüleri depremde yaşamını yitirenleri andı
10:04 25 yıl önce ördüğü çorabı 'Başkana götürün' diyerek Özgürlük Yürüyüşçüleri'ne teslim etti
10:02 'Hayatını kaybeden her çocuğun sorumlusu MEB'dir'
09:39 Yüzde 94 engelli ‘kaçma şüphesi' gerekçesiyle tahliyesi engelleniyor
09:38 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi gözaltına alındı
09:30 Gazeteci Süleyman Ahmet kayıp, KDP yönetimi suskun!
09:29 Siyasi tutsaklar 72 gündür açlık grevinde
09:25 'Oğlumun yolu kutlu bir yoldu’
09:21 MATUHAYDER Eşbakanı: Talep Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü
09:20 Ölümle tehdit edilen tutsağın ailesi endişeli
09:17 Cizîr genç adaylara emanet
09:16 Gazeteci Oremar: Kürtler İran rejimini korkutuyor
09:14 Karadeniz coğrafyası ekolojik felaketle karşı karşıya
09:10 Leyla Güven: Can Atalay halkın vekilidir
09:08 Deprem paylaşımına açılan davaya mahkeme bulunamadı
09:06 Gazeteci Ermiş: Ortadoğu'da tek çözüm Demokratik Ulus'tur
09:03 Depremzedeler bir yıldır kayıplarını arıyor
09:01 Deprem Bilimci Karabulut uyardı: Her yer deprem bölgesi, hazır değiliz
09:00 06 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
06:50 Hatimoğulları: Antakya'yı yeniden inşa edeceğiz
06:28 Hatay'daki deprem anmasında Özel ve Savaş'a tepki
05:09 Sağlık Bakanı Koca deprem anmasında yuhalandı
04:44 Polis barikatını aşan Hataylılar ‘yasaklı’ bölgeye yürüdü
04:17 Depremin vurduğu kentlerde anma: Unutmak yok, helalleşmek yok!
05/02/2024
21:42 Şirnex'te halk toplantısı: Öcalan konuşursa tüm sorunlar çözülür
21:19 İstanbul’dan Özgürlük Yürüyüşü selamlandı
20:31 Kadınlar Birlikte Güçlü: Unutmuyor, affetmiyor, hesap soruyoruz
19:57 Ankara Kadın Platformu: Yıkımın sorumlusu AKP iktidarıdır
19:39 İskenderun’da sessiz yürüyüş: Hatay halkından intikam alındı
19:28 GÖÇİZDER duruşması ertelendi
18:48 Çeşme Turizm Projesi iptal edildi
18:38 Adana’da 6 Şubat anması
17:52 Tatoslu yurttaşlardan DEM Parti adaylarına yoğun ilgi
17:36 İzmir Barosu'ndan hayvan bakımevleri hakkında suç duyurusu
17:21 Kazakistan'da hükümet istifa etti
17:16 ABD ve İngiltere saldırılarında 40 Husi öldü
16:57 Hatay'da eğitime 1 günlük ara
16:54 Amed'de DEM Parti adaylarından şehir turu
16:47 Hatimoğulları Mereş'te: Evler depremzedelere ücretsiz dağıtılmalı
16:39 Adalet Nöbetleri'nden 'Önderimizi özgürleştirmeden hiçbirimize rahat yok' mesajı
16:38 Tutsaklara ‘e-doktor’ dayatması!
16:28 DEM Parti’den AYM’ye Can Atalay başvurusu
16:20 Muğla Su İnisiyatifi DSİ’ye dava açtı
16:12 Özgürlük Yürüyüşçüleri Evrim Demir’i andı
16:01 İHD’den deprem raporu: Sorunlar giderilmedi
15:56 Erivan’da patlama: Biri ağır iki yaralı
14:58 Özgürlük Yürüyüşçüleri dur durak bilmiyor: Muhatap Abdullah Öcalan'dır
14:23 Bakırhan: Belediyelerin olanaklarını deprem bölgesine taşıyacağız
13:59 Mereş'te 3.6 büyüklüğünde deprem
13:55 Amed kayyımı sınav sonucunu yandaşa bağladı: Sendikadan istifa et sınavı geç!
13:51 AKP’lilerin ziyareti öncesi her mezara bir bayrak!
13:22 Anket: En temel sorun Kürt sorunu, muhatap Abdullah Öcalan
13:14 Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri için başvurular başladı
12:59 Kop'taki Özgürlük Yürüyüşü'nde komploya tepki
12:49 Bakırhan: Erdoğan özeleştiri vereceğine seçim propagandası yaptı
12:40 Güngören'de saldırıya uğrayan müzisyen hayatını kaybetti
12:25 DEM Parti'den depreme dair 100 soruluk önerge
12:04 QSD'den açıklama: Dêrazor’daki saldırıyı İranlı milisler yaptı
11:39 Kaymakam evinde vurulmuş halde bulundu
11:29 ABD Dışişleri Bakanı Blinken Ortadoğu turunda
11:13 Özgürlük Yürüyüşçüleri Milazgir’de: Zafer, özgürlüğü için yola çıkanlarındır
11:09 Xwebûn'un 216'ncı sayısı çıktı
11:08 TÜİK'e göre enflasyon yüzde 6,7 arttı
10:38 Özgürlük Yürüyüşü 5'inci gününde: Diyalogla sorunları çözelim
10:12 Özgürlük Yürüyüşü'nün Roboskî'den yankısı: El ele verelim, artık yeter diyelim
10:04 Gazeteci Ahmet'in akıbeti 104 gündür bilinmiyor
10:03 Tutsakların eylemi 71’inci gününde
10:02 Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi ile ilgili yeni iddia
09:44 ENAG, Ocak ayı enflasyonunu açıkladı
09:35 Depremde hayatını kaybedenler anılacak
09:28 Emniyet müdürü, hakkındaki 'hayali seçmen' itirazını kendisi araştırdı!
09:22 Meteoroloji’den sağanak ve kar yağışı uyarısı
09:21 Ortadoğu'da yeni hedef İran mı?
09:19 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan’dan haber almak istiyoruz
09:18 Hezro'da taşımalı seçmen tepkisi: İktidar hayal peşinde
09:17 7 kat yerine 14 kat inşa izni verenler bir yıldır soruşturulmadı
09:16 ÖHD'li Güneş: Barolar tecride karşı bakanlığa baskı kurmalı
09:15 Abdullah Öcalan’ın okul arkadaşı: Paradigma, komployu boşa çıkardı
09:12 Depremden 1 yıl sonra Mereş'te son durum ne?
09:04 Depremin 1'inci yılı: Sözler tutulmadı, tek bir ev teslim edilmedi
09:02 Depremzedeler bir yıldır barınma sorunu yaşıyor
09:00 05 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
04/02/2024
23:44 Avrupa’daki 3 günlük açlık grevi sonlandırıldı
20:36 Kuzey ve Doğu Suriye’de uluslararası komplo protestosu
17:47 Semsûr’da deprem paneli: Kentlerimizi yeniden inşa edeceğiz
17:29 ‘6 Şubat’ı unutmayacağız, affetmeyeceğiz’
17:21 Ankara’da ‘Deprem değil kapitalizm öldürür’ paneli
17:16 Amedspor deplasmanda galibiyetle ayrıldı
16:55 DEM Parti Gençlik Meclisi İmralı’ya mektup gönderdi
16:41 Kadın Zamanı Derneği yeni yönetimini belirledi
16:03 6 kentte 'özgürlük' talepli nöbet
15:47 Roboskî’de anma: Gelin el ele verelim
15:06 Açlık grevinin sürdüğü cezaevi önünde açıklama: Mutlaka kazanacağız
14:56 Hasta tutsak Uğur’un sağlık durumu kötüye gidiyor
14:40 Özgürlük Yürüyüşü Botan’da
14:02 DEM Parti: İstanbul seçimlerine kendi adaylarımızla gireceğiz
13:29 Panos'ta 'özgürlük ve çözüm' çağrısı
13:05 Dijital medyada ‘Öcalan’a özgürlük’ kampanyası başlatılacak
12:54 Şili'de orman yangınları: Ölü sayısı 51'e çıktı
11:15 4'üncü günde ilk durak Agirî: Abdullah Öcalan özgür olmalı
11:15 Özgürlük Yürüyüşü kar kış dinlemiyor!
10:47 ABD ve İngiltere’den Husiler’e saldırı
10:09 Jin derginin bu haftaki konusu deprem
09:41 Gazeteci Süleyman Ahmet’in akıbeti 103 gündür açıklanmıyor
09:40 Özgürlük Yürüyüşçüleri kışın soğuğunda yüzlerini güneşe döndüler
09:28 Tutsakları ‘özgürlük' eylemi 70’inci gününde
09:22 Molozdan bir çöl: Nurdağı
09:17 Meletî'de yıkım var inşa yok
09:16 ANKA-DER’de Kürtçe ders kayıtları başladı
09:15 Eğitimde ÇEDES tehlikesi: Sorgulamayan bir nesil yetiştirilmek isteniyor
09:15 Kayyım Yaman’ın usulsüzlük davası ‘feragat’ adı altında kapatıldı
09:14 Her seçim öncesi mülteciler hedefte
09:13 Abdullah Öcalan’ın avukatı: Yaşatma siyaseti oyunları boşa çıkardı
09:00 Depremzede kadınlar şiddet ve yoksulluk sarmalında
09:00 04 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:41 Dîlok'ta helikopter düştü
03/02/2024
23:51 Şili’de orman yangınları nedeniyle OHAL ilan edildi
22:59 Özgürlük yürüyüşçüleri Colemêrg'de ev ev gezdi: Mücadelemiz her geçen gün büyüyor
21:45 Osmaniye'de kaza:1 ölü 6 yaralı
20:40 DEM Parti PM üyesi Ayten tutuklandı