Abdullah Öcalan: Komployla Kürt gerçekliğinin tasfiyesi amaçlandı

img
HABER MERKEZİ - Kendisine dönük uluslararası komplonun NATO tarihinin en önemli operasyonu olduğuna dikkati çeken PKK Lideri Abdullah Öcalan, kaleme aldığı son kitabında komployla hedeflenin "Kürt gerçekliğinin tasfiyesi" olduğunu vurguladı.  
 
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) karşısında en büyük engel olarak görülen PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uluslararası komplo 26’ncı yılına girdi. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) koordinatörlüğünde NATO Gladiosu ve Almanya tarafından PKK’nin “terör listesine” alınmasıyla 1985’te devreye konulan komplo, 1990’larda İngiltere, 1996’dan itibaren İsrail ve Yunanistan’ın dahil edilmesiyle devam etti. Komplo, 1996 yılında Abdullah Öcalan’ın imha edilmesi planının boşa çıkmasıyla Suudi Arabistan, Mısır, İran, Suriye, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Fransa, İtalya, Hollanda, Rusya’nın ortaklığında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Şam’dan çıkmasıyla tasfiye planıyla sürdürüldü. Son olarak 1999’da İsviçre ve Kenya’nın ortaklığında 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilen Abdullah Öcalan, bu süreci NATO Gladiosu’nun en büyük operasyonu olarak tanımladı. Nitekim ABD istihbarat örgütü Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) komploya dair “Terörizme karşı bir operasyon başarısı” açıklaması, Abdullah Öcalan’ın komploda ABD’nin koordinatör olduğu tespitini doğruladı. 
 
Kendisine yönelik komplonun Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesinde kilit adımlarından biri olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, ağır tecrit koşullarında tutulduğu İmralı Adası’nda kaleme aldığı ‘Demokratik Uygarlık Manitestosu’nun 5’inci cildi olan ‘Kürt Sorunu ve Demokratik Uygarlık Çözümü’ kitabında, komplonun başlangıcı olan Suriye’den çıkış süreci ve komplonun uluslararası boyutunu ele aldı.
 
KÜRT GERÇEKLİĞİNİN TASFİYESİ 
 
Suriye’den çıkışının NATO-Gladio operasyonuyla bağlantılı olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, ABD ve İsrail’in siyasi çözümden yana olmadığını, düşük yoğunluklu olsa da savaşın devamı ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edildiğini söyledi. Ortadoğu’da kontrolün sağlanması için savaşın devamının istendiğini kaydeden Abdullah Öcalan, küresel güçlerin bu yola Türkiye’yi pasifize ederek, kendi planlarını uygulamak istediklerini vurguladı. Türkiye’nin eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eski başbakanlar Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in de bu planlara dikkat etmemeleri nedeniyle düşürüldüklerini dile getiren Abdullah Öcalan, “Düşürülmelerinin ölümle sonuçlanıp sonuçlanmaması, savaş yanlıları için o kadar önemli değildi. Zaten savaşın içindeydiler. Savaşla sonuna kadar devam ederek, önlerine çıkan her engeli devirip amaçlarına ulaşmak istiyorlardı. Buna Kürt gerçekliğinin askeri yoldan tamamen tasfiyesi, bir nevi soykırım da dahildi. Hegemonik güçler klasik İttihat ve Terakkici çizginin devamı olan bu anlayışın arkasında durmadıkça, asla başarı şansları olamazdı. Onlar da bunu bildikleri için ABD, İngiltere ve İsrail’in desteğine mutlak gereksinim duyuyorlardı. 1998’de Suriye’den çıkışımda bu destek sağlanmıştı” diye belirtti.
 
NATO-GLADİO ÇİZGİSİ GÖRÜLMELİ
 
1990’ların başında ABD ve İngiltere’nin, 1996’da ise İsrail’in mutlak desteğinin alındığını söyleyen Abdullah Öcalan, Türk eski Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in İngiltere’ye ilk ziyaretinin ardından “PKK’nin tasfiyesi için bize yeşil ışık yakılmıştır” açıklamasının da bu gerçekliği ifade ettiğini vurguladı. Sonraki süreçte sadece Kürtlere ve PKK’ye yönelik imha saldırılarıyla yetinilmediğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Cumhurbaşkanını katletmeye, hükümet değişikliklerine, ordu içi tasfiyelere, topluma yönelik pasifikasyon hareketlerine, bir dizi aydın ve işadamına yönelik suikastlara, kitlesel katliamlara ve medyanın teslim alınmasına varana kadar hangi korkunç olaylar ve çatışmaların sahnelendiğini iyi bilmekteyiz. Eksik olan şey, tüm bu olayların zincirleme bağlantılar içinde olduğunu anlamaktır. NATO’ya girişinden 1998’e kadar Türkiye’nin yaşadığı tüm önemli siyasi ve sosyal olayların temelindeki kalın NATO-Gladiocu çizgiyi görmeden, hiçbir önemli olayı, çatışmayı ve suikastı doğru olarak çözemeyiz. Özde halkların özgürlük, eşitlik ve demokrasi isteklerine karşı bir NATO’cu savaş açılmış ve bu savaşın son halkasına 1998’deki Suriye’den çıkışım eklenmiştir” diye konuştu.
 
ÇIKIŞ SENARYOSUNDA KİM ROL OYNADI? 
 
Suriye’den çıkışında önünde iki yol olduğunu belirten Abdullah Öcalan, hesapta olmamasına rağmen Yunanlı heyet ile yapılan görüşmelerin ardından rotanın Atina’ya çevrildiğini kaydetti. PKK Lideri, “Bir fırsattı ve oradaki dostların ciddiyetine inanarak bu fırsatı değerlendirmekten kaçınmadım. Eğer karşılaştığım tablodaki gibi olduklarını bilseydim, kesinlikle çıkış yapmazdım. Burada sorulması gereken soru şudur: Yunanistan’da da çok güçlü olduğu bilinen Gladio bölümü mü acaba bu çıkış senaryosunda rol oynadı? Bu konunun araştırılması gerekiyor. Türkiye’ye teslim edilmemde ABD’nin Türk yönetimiyle sağladığı uzlaşmada, Yunanlılarla olan sorunların çözümünde ilke anlaşmasına varılmış, en azından bu doğrultuda söz alınmış olması ihtimal dahilindedir. Özellikle Ege ve Kıbrıs sorununun çözümünde bu yönde niyet belirtmeleri kuvvetli bir ihtimaldir. Türkiye’nin bu konuda sınırsız tavizkâr tutum içinde olduğu mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır” dedi.
 
ATİNA’YA İNİŞ: DOSTLAR ORTALIKTA YOKTU
 
Suriye’de 9 Ekim 1998’de bindiği uçağın Yunanistan’ın başkenti Atina’ya iniş yapmasıyla Yunan İstihbarat Teşkilatı eski üyesi olan, uzun süre Türkiye’de de kalan NATO’da görevli subay Savvas Kalenderidis ile karşılaştığını belirten Abdullah Öcalan, “Sözleştiğimiz dostlar ortalıkta yoktu. Tesadüfen devreye Moskova’daki ilişkimiz girdi. Bir Yunan özel uçağıyla yönümüzü Moskova’ya çevirdik. Liberal Demokrat Parti Başkanı Vladimir Jirinovski’nin yardımıyla Moskova’ya inmeyi, o sırada ekonomik kaos yaşayan Rusya’ya giriş yapmayı başardık. Fakat bu sefer karşımıza Rus İç İstihbarat Şefi çıktı. O da ‘Nuh der peygamber demez’ havasındaydı. O koşullarda Rusya’da kalamazdık. Yaklaşık 33 gün sözde gizli kaldım. Bu süre içinde hem İsrail Başbakanı Ariel Şaron, hem de ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright Rusya’ya gelmişlerdi. Rusya’da Yevgeni Maksimoviç Primakov başbakandı. Hepsi de Yahudi kökenliydi. Ayrıca dönemin Türkiye Başbakanı Mesut Yılmaz da devredeydi. Sonunda Mavi Akım Projesi ve 10 milyar dolarlık IMF kredisi üzerinde anlaşarak, Rusya’dan ayrılmamı sağladılar” şeklinde anlattı. 
 
ROMA GÜNLERİ: İTALYA SENARYOSU 
 
Bir sonraki durağının Roma olduğunu dile getiren Abdullah Öcalan, “Bu sefer İtalyan istihbaratının senaryosuyla bir bölümü hastanede geçen, 66 gün sürecek Roma günlerimiz başladı. Dönemin Başbakanı Massimo D’Alema’nın tavrı dürüst ama yetersizdi. Siyasi güvenceyi tam verememişti. Durumumuzu yargıya terk etti. Buna öfkelenmiştim. İlk fırsatta İtalya’dan çıkma kararlılığındaydım. D’Alema son demecinde, İtalya’da dilediğim kadar kalabileceğimi belirtmişti. Ama bu bana zoraki bir tavır gibi geldi. Bu arada yanılmıyorsam ortak bir Arap girişimi oldu. Açıklamadıkları bir yere götürmek istediklerini söylediler. Resmiyeti ve güvencesi olmadığından kabul etmedim” ifadelerini kullandı.
 
‘RUSYA’YA İKİNCİ GİDİŞ HATAYDI’ 
 
Rusya’ya ikinci gidişinin hata olduğunu belirten Abdullah Öcalan, şöyle devam etti: “Bu hatada Numan Uçar’ın laçka tavrının rolü vardı. Bu kişinin içyüzünü halen tam bilemediğim tavrına güvenerek yola çıktım. İçyüzünü bilseydim, kesinlikle Roma’dan çıkış yapmazdım. Yanıltılmıştım. Bu sefer Rus İç İstihbaratı beni gidişin Ermenistan’a olacağına ikna ettikten sonra havaalanına götürdü. Sanırım hazırlanan senaryo gereği havaalanında Ermenistan işinin yattığını, istersem bir haftalığına Tacikistan’a gidebileceğimi, bu bir hafta içinde alternatif yaratabileceklerini söylediler. Beni bir nevi aldatarak, bir kargo uçağıyla Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’ye indirdiler. Bir hafta hiç çıkmadan bir odada bekledik. Moskova’ya tekrar döndük. Mecburen tekrar Yunanlı dostlara başvurduk. İki gün içinde hayli maceralı, karlı soğuk bir Moskova gününden sonra yönümüzü tekrar Atina’ya çevirdik.”
 
'OLYMPOS TANRILARININ OYUNLARI' 
 
Olympos tanrılarının oyunlarına geldiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Havaalanının VIP salonundan giriş yaptım. Giriş yapmamla Cehennem Tanrısı Hades’in amansız takibinin başlaması bir oldu. Dostum Nagzakis’in eski çağın büyücü kadınlarına benzeyen kaynanasının epey dağınık evinde bir gece kalabildim. O geceden sonra bir nevi ölüm kampına doğru gidiş başladı. Tümüyle Hades devredeydi. Söylenen ve yapılan her şey sahteydi. Dürüst unsurlar yok muydu? Vardı, fakat hepsi modernite canavarı karşısında çaresizdi. Afrika’ya doğru yola çıkışta bu sefer Mandela figürü etkili oldu: Moskova’ya doğru yola çıkışta Lenin figürünün etkili olması gibi. Güya Güney Afrika’ya gidecek, hem sağlam diplomatik ilişki kuracak hem de resmi geçerli pasaport alacaktım” diye anlattı.
 
Komplo oyununda Yunan devletinin sahtekârlığının başarılı olduğunu söyleyen PKK Lideri, şunları söyledi: “Aslında tarih boyunca Yunan halkının demokrasisinin bu sahtekâr tarafından hep aldatıldığını ve büyük trajedilere duçar edildiğini bilerek yaklaşmalıydım. Dostluklara çocuk saflığıyla inanmam, bu tavrımda etkili oldu. Yunanistan’dan çıkış sırasında her iki havaalanına gidişte içinde olduğum arabanın şoförleri ayıkıp kendime gelmem ve gitmemem için yoğun çaba harcadılar. Büyük bir komplonun yürürlükte olduğunu belirtmek için ellerinden geleni yapma dürüstlüğünü gösterdiler. Muhtemelen onlar da alt düzey istihbarat memurlarıydı. Birincisi arabayı uçağa çarptırarak gidişi engelledi. İkincisi ise arabayı gizli geçmemiz gereken havaalanına yakın yerde 7 sefer dakikalarca bozulmuş süsü vererek durdurdu. Verilen sözlere o kadar güvenmiştik ki, hiç ayıkmadım. Tersine, bir an önce kaderde ne varsa görmek için aceleyle gitmek istiyordum.”
 
AVRUPA’DA 24 SAATLİK ALARM VERİLDİ 
 
Burada Minsk’e gitmek üzere Gladio’nun gizli operasyonlarda kullandığı uçağa bindirildiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Nairobi’ye gitmeden önce Minsk üzerinden Hollanda’ya geçiş yapacaktım. Yine özel uçakla Minsk’in dondurucu soğuğu altında 2 saatten fazla bekledim. Beklenen uçak gelmedi. Beyaz Rusya havaalanı polisleri uçağı dakikalarca kontrol ettiler. Bir ihtimal ve belki de son fırsat olarak beni Minsk Havaalanına bırakacaklardı. Gerisi Beyaz Rusya yönetiminin insafına kalmıştı. İlginç olan odur ki, o sırada Türk Milli Savunma Bakanı İsmet Sezgin de Minsk’e bir ziyarette bulunmuştu. Beklenen uçak gelmeyince, güya son fırsat da kaçmış oldu. Geriye dönüş bir nevi ‘beyaz ölümdü’. Gladio uçağı Akdeniz üzerinden süzülürken, sonraki yorumumla bu gidişi Yahudi soykırımında kurbanların tren seferleriyle taşınmasına benzetmiştim. Şahsımda bir halka uygulanan soykırım rejiminin en kritik dönemine girilmişti. NATO’nun gizli ve gerçek yüzünü bu seferler sırasında gördüm. Minsk’ten dönerken, uçağın herhangi bir Avrupa havaalanına inmemesi için 24 saatlik alarm verilmişti. Anlaşılıyor ki, o dönemde tek isyankâr devlet olan Beyaz Rusya’nın Minsk Havaalanı dışında inişi kabul edecek tek bir havaalanı bırakılmamıştı” dedi. 
 
NAIROBI’DE 'VUR EMRİ’ VERİLMİŞTİ
 
Nairobi’ye götürüldükten sonra “Uzun süre emre itaatsizlikten çatışma süsü verilmiş bir ölüm”, “CIA’nin bir dediğini iki etmeden emrine girmem ve teslim olmam” ve “Çoktan hazırlanmış Türk özel savaş timlerine teslim edilmem” şeklinde önüne üç yol konulduğunu ifade eden PKK Lideri, anlatımlarını şöyle sürdürdü: “Nairobi’deyken yanımda bulunan kişilerden Dilan tedirgin bir ruh hali içindeydi. Düşüncelerini tam açıklasaydı ve sivil toplum örgütlerini harekete geçirebilseydi, belki de komplo kısmen bozulabilir veya boşa çıkarılabilirdi. Kendisinin bir tabancayla kendimizi savunmayı önermesini yadırgamıştım. Bu bizim ve benim için intihar demekti. İntihara niyetim yoktu. Israrla silahı üzerimde taşımam için son ana kadar etrafımda fır dönüyordu. Silah üzerimde olsaydı ve çekmeye çalışsaydım, bu tavır kesinlikle ölüm demek olacaktı. Daha sonra sorgulama sırasında, silah kullanmam halinde vur emri olduğu söylenmişti. Elçilikten çıkmamın da ölüm demek olduğunu söylediler. En akıllı tavrı aldığımı belirttiler. Ne kadar doğruyu söylediler, bilemeyiz.
 
GÜNEY AFRİKAYA GİDİŞ ÖYKÜSÜ 
 
15 günlük Nairobi sürecinde Yunan Büyükelçisi George Kostoulas’ın tavrı anlaşılmaya değer. Acaba kullanılmış mıydı? Yoksa çok önceden planın bir parçası olarak mı hazırlanmıştı? Kendim bunu çözemedim. Teslim edilmemden önce kendi ikametgâhı olan eve hiç gelmedi. Elçilikten bir nevi zorla çıkarılmak istenmem yüzünden, Nairobi zebanisine biraz sert çıkıştı. Ama bu tavrı sahtekârca da olabilir. Bu sefer de güya Hollanda’ya gidiş için Pangalos (Yunanistan eski Başbakanı) Teodoros Pangalos) izin çıkarmıştı. Buna pek inanmamıştım. Çünkü Yunan özel timleri evden çıkmamam halinde zorla saldırıp çıkarmak için pusuda bekliyorlardı. Kenya polisi de aynı şeyi yapmaya hazırlanmıştı. Tabii Güney Afrika Cumhuriyeti’ne gidiş çoktan bir aldatılış öyküsü olarak kalmıştı. Kiliseye, BM’ye sığınma gibi öneriler hep kuşkuluydu. Çıkmamakta diretmiştim.”
 
‘NATO’NUN EN ÖNEMLİ OPERASYONU’
 
Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998’den 15 Şubat 1999’a uzanan uluslararası komplonun ABD dışında hiçbir güç tarafından düzenlenemeyeceğini vurgulayarak, “Türk özel savaş güçlerinin (Bu güçlerin başkanı General Engin Alan’mış) bu süreçteki rolü sadece beni uçakla İmralı’ya, o da kontrollü olarak taşımaktı. Süreç kesinlikle NATO tarihinin en önemli operasyonunun gerçekleştirildiği bir süreçti. Bu o kadar açıktı ki, gidilen yerlerde hiç kimse aykırı bir tavır sergileyemiyordu. Sergileyenler anında etkisizleştiriliyordu. Büyük Rusya bile çok açık bir biçimde etkisizleştirilmişti. Yunanlıların tavrı zaten her şeyi açıklamaya yetiyordu. Roma’da kaldığım evin içinde ve dışında alınan güvenlik tedbirleri durumu oldukça açıklayıcıydı. Tutsaklığa özgü olağanüstü tedbirler almışlardı. Dışarıya adım bile attırmadılar. Özel güvenlik timleri odamın kapısına kadar her yeri 24 saat kontrol altında tutuyorlardı” şeklinde anlattı. 
 
BOP’UN İLK OPERASYONU: KOMPLO
 
PKK Lideri, komplonun Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilmesi olduğunu ifade ederek, “D’Alema Hükümeti sol demokrat bir hükümetti. D’Alema tecrübesizdi, kendisi yalnız başına karar alamadı. Tüm Avrupa’yı dolaştı. İngiltere ona kendi öz kararını alması gerektiğini belirtti; kendisine pek dayanışma göstermedi. Brüksel’in tavrı net değildi. Sonuçta yargıya havale edildik. Bu tavırda Gladio’nun etkisini görmemek mümkün değildi. Zaten İtalya Gladio’nun en güçlü olduğu ülkelerden biriydi. Berlusconi tüm gücünü harekete geçirmişti. Kendisi Gladio’nun adamıydı. İtalya’nın beni kaldıramayacağını bildiğim için ayrılmak zorunda kalmıştım. Tabii Türkiye bunun karşılığında ABD ve İsrail’in en güvenilir ama en uydu ülkesi haline getirilmişti. Çılgınca küreselleştiği iddia edilen süreç, aslında Türkiye’nin küresel finans kapitalizmine peşkeş çekilmesi öyküsünden başka bir şey değildi. Büyük Ortadoğu Projesi’nin hayata geçirilişinin kilit adımlarından biri ve ilki bana yönelik olan operasyondu. Ecevit’in ‘Öcalan’ın niçin teslim edildiğini bir türlü anlamadım’ demesi boşuna değildi. Birinci Dünya Savaşı nasıl Avusturya Veliahdının bir Sırp milliyetçisi tarafından vurulmasıyla başlatıldıysa, bir nevi Üçüncü Dünya Savaşı da bana yönelik operasyonla başlatılmıştı. Operasyondan sonraki süreci anlamak için operasyon öncesinde ve sırasında olup bitenleri iyice anlamak gerekir” dedi. 
 
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI’NIN BAŞLANGICI 
 
ABD Başkanının Özel Danışmanı General Galtieri’nin operasyonu Clinton’ın emriyle yönettiklerini yönündeki açıklamasını hatırlatan Abdullah Öcalan, komployla ile başladığını belirttiği Üçüncü Dünya Savaşı’nın gerçek olduğunu, ağırlık merkezin ve kültürel ortamının Ortadoğu coğrafyası olduğunun altını çizen Abdullah Öcalan, “Sadece ‘Üçüncü Dünya Savaşı’nın yoğunluk merkezi olan Irak’ta yaşananlar bile buradaki savaşın bir ülke ile ilgili olmadığını, dünya hegemonik güçlerinin çıkarları ve varlığı ile ilgili olduğunu gayet iyi açıklamaktadır. Bu savaş ancak İran’ın tamamen etkisizleştirilmesi, Afganistan ve Irak’ın istikrara kavuşturulması, Çin’in ve Latin Amerika’nın tehdit olmaktan çıkarılmasıyla sonlandırılabilir. Dolayısıyla savaşın daha ortalarındayız. Kesin bir şey söylemek sosyal bilimler açısından doğru olmasa da savaş en az 10 yıllık (NATO’nun son stratejik planları da 10 yıllık bir süreyi öngörmektedir) bir süre daha devam edebilir. Bazen diplomasi, bazen şiddet yoğunlaşacaktır. Gündeme şiddetli ve kontrollü ekonomik krizlerle müdahale edilecektir. Alanların önceliği değişecek, ama şöyle veya böyle savaş komple olarak birçok alanda cereyan edecektir. Ancak savaşın bu temel doğası göz önüne getirildiğinde, bana yönelik 1998 operasyonunun neden uluslararası çapta yürütüldüğü ve NATO’nun en büyük Gladio operasyonu olduğu daha iyi anlaşılacaktır. Şüphesiz büyük savaşlarda hep hegemonik güçler kazanmazlar, halklar da çok şey kazanabilirler. Hatta hegemonik güçler sistemsel kaybedebilir, halklar sistemsel kazanabilirler” tespitinde bulundu.
 
MA / Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

12/02/2024
14:17 Tarihi kaleden Abdullah Öcalan'ın sözleriyle seslendiler
14:15 Mülakat uygulamasına karşı Ankara’ya yürüyecekler
14:06 Tutsak Ölbeci: Bu dava DAİŞ başarılı olmadığı için açıldı
13:38 Beton mikseri altında kalan kadın yaşamını yitirdi
13:31 Karalar'ın özel kalemine silahlı saldırı
13:27 Koçyiğit: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sorunun çözülmesinin ilk adımı olur
13:24 ÇHD'li avukatların tutuklanmasına tepki
12:29 Rojvelat Kızmaz’ın cansız bedenine ulaşıldı
12:09 Adana'da gözaltına alınan gençler serbest
12:06 Fincancı’dan iddialara yanıt: İşkenceyi meşrulaştıran ifadeler hepimiz için tehlikeli
11:51 Qers kolu Êlih’te: Kürt halkı değerleri ile var, o değer de Öcalan’dır
11:48 Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi ihalesi iptal
11:42 Gazetecilerin duruşması ertelendi
11:08 Geniş tanımlı işsizlik yüzde 24,7'ye yükseldi
11:07 Özgürlük Yürüyüşçüleri: Mücadeleye kadınlar öncülük ediyor
10:54 Özgürlük Yürüyüşçüleri Şemrex'de: Zaman özgürlük zamanı
10:48 Wan’da ev baskınları
10:28 KDP'nin alıkoyduğu gazeteciden 111 gündür haber yok
10:22 Tutsaklar 78 gündür açlık grevinde
09:55 Amara’ya yaklaştıkça Özgürlük Yürüyüşü'nde heyecan arttı
09:40 Federe Kurdistan Bölgesi'nde gazetecilik: Kaçırılma, gözaltı, tutuklama
09:25 Tokat’tan Adalet Nöbeti’ne katıldı: Türk anneleri de elini taşın altına koymalı
09:08 Xwebûn’un 217’nci sayısı çıktı
09:05 Abdullah Öcalan: Komployla Kürt gerçekliğinin tasfiyesi amaçlandı
09:03 Campbell: Kapitalist ülkeler Abdullah Öcalan’ı tehdit olarak görüyor
09:01 Salih Müslim: Öcalan özgür olmadan yaptığımız her şey eksik kalır
09:00 12 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:39 İsrail'den Refah'a saldırı: Onlarca ölü
11/02/2024
23:29 Jîna Emînî’nin dayısına 5 yıl 4 ay hapis cezası
23:22 Riha'da şüpheli kadın ölümü
23:14 Riha’da AKP’den bir istifa daha
20:23 DEM Parti’den İstanbul ilçelerinde tecrit gündemli halk toplantıları
20:16 Rojvelat Kızmaz'dan 3 gündür haber alınamıyor
19:30 Ağır hasta tutsak Muhlise Karagüzel’in kalp ameliyatı için kan bağışı çağrısı
19:21 Özgürlük Yürüyüşçüleri Eşref Anyığ'ı mezarı başında andı
17:43 Yerel Demokrasi Konferansı: Yurttaşlık hareketi oluşturulmalı
17:10 Amed’te ‘Edebiyatta Kadının Sesi’ tartışıldı
16:34 Gazeteci Evren’in ifade işlemleri tamamlandı
16:22 Amedspor 3 puanı 8 golle aldı
16:17 TDİ: S ve Y tipi cezaevleri kapatılsın
15:52 DEM Parti’nin Dêrsim adayları belli oldu
15:49 Adalet Nöbeti'ne mektup: Sizler mücadelenin yürütücülerisiniz
15:22 Misirc'de kitlesel karşılama: Kürtlere statü, Abdullah Öcalan'a özgürlük
14:55 HDK İstanbul İl Kurulu gerçekleştirildi
14:37 Wêranşar'da 'Özgürlük Yürüyüşü' coşkusu
14:28 Bakırhan: Kürt sorununu çözmeyenler bu ülkenin düşmanlarıdır
14:26 Dêrsim' de ikinci tur halk oylaması sona erdi
13:20 Gazeteci Kibriye Evren 3 gündür gözaltında
12:46 Newala Qesaba'da barış güvercinleri uçuruldu
12:36 İstanbul’da bazı vapur seferleri iptal edildi
12:01 Amedlilere 'Özgürlük Yürüyüşü' çağrısı
11:45 Serêkaniyê'den seslendiler: Kürt sorununun barışçıl çözümünü konuşalım
10:44 Hatimoğulları: Sadece seçimleri değil, demokrasiyi kazanmak istiyoruz
10:35 Dêrsim'de ikinci tur oylaması başladı
10:16 Ordu’daki bentonit madenine mahkemeden iptal kararı
09:54 Jin Dergi ‘Tecride karşı direniş’ manşetiyle yayında
09:32 HDK Eş Sözcüsü Demir: Abdullah Öcalan fiziken özgür olmalı
09:29 Yürüyüşün 10'uncu gününe anneler damga vurdu
09:20 Tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 77’inci günde
09:14 110 gün oldu: Gazeteci Ahmet’ten haber yok
09:11 Hasta tutsağın annesi Adalet Nöbeti’nde: Umutluyuz, önümüzde özgürlük var
09:10 Mîdyat JİTEM soruşturmasında zaman aşımı kararı: Delil bulunamadı!
09:09 Cizîr kayyımı seçim öncesi 2 taşınmazı satışa çıkardı
09:08 İzmirliler: Eve eli boş dönüyoruz
09:07 Çocuğa tecavüz davasında sanığa ‘gelecek’ indirimi
09:03 25 yıldır Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için mücadele ediyor
09:00 15 Şubat komplosundan bu yana siyah giyiniyor
09:00 11 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:41 Gever’de 4.4 büyüklüğünde deprem
10/02/2024
22:37 Özgürlük Yürüyüşçülerinden Dêrîk'de halk toplantıları
21:26 Hatay’da bir kadın ve 2 çocuğu katledildi
20:42 Êlih’te 'Bûyer û Çîrokên Herêma Xerzanê' gösterimi
20:30 Irak Parlamentosu ABD saldırılarına karşı toplandı
20:22 Biradost bölgesi bombalandı
19:10 BMG’den ‘Tecrit ve hapishanelerdeki hak ihlalleri’ paneli
19:06 DEM Parti ilk seçim bürosunu açtı: Akdeniz en iyi yanıtı verdi
18:58 Sarıca: İmralı denince akla özgürlük geliyor
18:32 ‘Duşema Rengin’ kitabının yazarı Sîdar Jir okurlarıyla buluştu
17:57 Özgürlük Yürüyüşçüleri Ümit Acar’ı andı
17:33 Dêrsim'de kadın aday belli oldu
17:20 30 yıllık tutsak Cemal Günsel tahliye oldu
17:18 KESK Amed Şubesi: Erhan Gümüş’ü serbest bırakın
17:16 Özgürlük Yürüyüşçüleri Dêrîk kazasında yaşamını yitirenleri andı
17:11 Beştaş’tan İstanbul paylaşımı: Başlıyoruz, bekle bizi İstanbul!
16:52 Adalet Nöbeti: Abdullah Öcalan ile görüşme sağlansın
16:47 Dîlok'ta 'Qral û Travis' oyununa engelleme
16:19 Sosyalist Kadın Hareketi’nden ‘polis tacizine’ tepki
16:17 Dêrsim'de eşbaşkanlar için yapılan halk oylaması sona erdi
15:58 Ağır hasta tutsak Yavuz ve Karagüzel için tahliye talebi
15:46 Özgürlük Yürüyüşçüleri 'Güneşimizi Karartamazsınız' diyenleri mezar başında andı
15:24 Özgürlük Yürüyüşü Dêrîk'de: Sayın Öcalan'ın sesi özgürlüğün sesidir
15:09 HDK İl Kadın Kurulu'nda mücadele vurgusu
15:08 Genci ve yaşlısı toplanıp Özgürlük Yürüyüşçüleri'ni karşıladı
14:26 Bakırhan'dan 'ittifak' çıkışı: Hastalıklı siyasi akılların direnci ile karşılaştık
14:22 Adalet Nöbeti’ni ziyaret eden Bakırhan: Direniş zaferle sonuçlanacak
14:07 DEM Parti Sözcüsü Doğan: 3'üncü yol ortak yaşamın garantisidir
14:01 ‘Toplumcu sendikacılık mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’
13:58 Halep'te Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için imza kampanyası
13:53 Kayıp yakınları Tekdağ, Tepeli, Can ve Kaya’nın faillerini sordu
13:47 Cumartesi Anneleri: Kayıp Duman dosyasında zamanaşımını kaldırın
13:43 Amed'de 481 tekstil işletmesinden 150'si kapalı
13:19 Dêrsim Belediye eşbaşkan adaylarını belirleyecek halk oylaması başladı
13:00 Siyasi tutsak Ekrem Gün’ü tehdit eden adli mahkûmun yeri değiştirildi
12:07 DEM Partili gençler Surlara pankart astı
11:43 ‘Kürtleri yok sayan akla karşı her yer direnişin başkenti’
11:34 Gar Katliamı'nın 100’üncü ayı: Biat etmedik, ayaktayız
11:29 Öcalan posteri astıkları iddiasıyla 2 kişi gözaltına alındı
11:07 Özgürlük Yürüyüşçüleri Qoser’de binlerle yürüdü
11:06 Özgürlük Yürüyüşçülerinden Bubo Taş'ın ailesine ziyaret
10:16 Parastin'in alıkoyduğu gazeteciden 109 gündür haber yok
10:15 Cezaevlerindeki açlık grevi eylemi 76'ncı günde
10:07 Türkiye, İran ve Irak'ın Kerkük planları
09:55 Aydar: Bir an önce müzakere ve diyalog başlatılmalı
09:34 Gabar Dağı’nda yasak 4’üncü kez uzatıldı
09:32 Mêrdîn ve Amed'de 'özgürlük' coşkusu
09:30 Hewêl'de DEM Partili eşbaşkan adayları kayyımı gönderme hazırlığında
09:24 ‘Uzun Yürüyüş’e çağrı: Özgürlük Abdullah Öcalan’ın felsefesinde
09:22 Hüda Kaya’nın avukatı: Tutukluluk kararı siyasidir
09:18 Av. Yılmaz: İmralı söz konusu olduğunda mevzuat uygulanmıyor
09:16 Mahkemeden DTK üyeliğine dair emsal karar: Örgüt üyeliği sayılmaz
09:12 MED-DER’de yüz yüze ve online dil dersi kayıtları sürüyor
09:10 Av. Güneş: Direniş komployu boşa çıkardı
09:03 Ekolojist Türkay: Abdullah Öcalan'ın fikriyatı sınırları aştı
09:00 10 ŞUBAT 2024 GÜNDEMİ
08:58 İstanbul Adliyesi saldırısında gözaltına alınanlardan 54’ü tutuklandı
09/02/2024
21:41 Adliye saldırısında gözaltına alınanlardan 48’ine tutuklama talebi
21:23 Temelli: Kürt sorununda çözümün sahibi Öcalan’dır
20:37 Gazeteci Kibriye Evren’in gözaltına alınmasına itiraz edildi
20:31 Kobanê Davası: Ceza yargılaması ilkeleri yok sayıldı
20:06 Demirtaş ve Mızraklı'dan açıklanan DEM Parti adaylarına tebrik mesajı
20:01 Deniz Poyraz Korosu’ndan Fehime Poyraz’a ziyaret
19:35 DİSK 17. Olağan Genel Kurulu: Emeğin yüzyılı için örgütleneceğiz
18:25 SGDF MYK Üyesi Müslüm Koyun tutuklandı
18:19 Bianet’in Erkek Şiddeti Çetelesi: 28 kadın katledildi
18:11 Ağır hasta tutsak Karagüzel ve Tozun’un tedavisi sürüyor
18:05 SYKP Kongresi’nde Filistin ve Kürt halkının direnişi selamlandı
17:39 Gözaltındaki gazeteci Turan Amed’e götürüldü
17:09 Özgürlük Yürüyüşçüleri Licê'de
16:56 Özak işçileri gözaltına alındı
16:40 Aya Yorgi Koyu'nda doğa tahribatı
16:27 Özgürlük Yürüyüşçüleri, Süryani ve Araplarla buluştu
16:25 Bursa’da maden ocağında göçük: 1 işçi yaşamını yitirdi
16:22 AKP'den bir istifa daha: Ortada dava kalmadı!
16:16 8 kentte 'özgürlük' nöbeti: Eylemimiz adalet getirecek
15:45 DEM Parti 16 büyükşehir, 40 il ve 3 ilçe adayını açıkladı
15:27 5 No’lu Cezaevi için Kültür ve Turizm İl Müdürlüğüne dilekçe
15:25 DEM Parti kadınlara yönelik şiddetin araştırılmasını istedi
15:07 DEM Parti’nin İstanbul adayları: Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni
15:01 AKP’li belediye başkanı istifa etti
14:56 Uzman çavuşun katlettiği Burcu Demir toprağa verildi