Kışanak: Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim

img
ANKARA – Adaylığının Amed ve Ankara'nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanı olduğunu söyleyen DEM Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Gültan Kışanak, bir siyasi rehine olarak seçim kampanyasına varlığını, ruhunu ve halka olan bağlılığını katacağını ifade etti. Kışanak, “Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim” dedi. 
 
Yaklaşan yerel seçimlere dair gündemin merkezine İstanbul oturmuş olsa da hem iktidar hem de muhalefet açısından çetin bir mücadeleye gerilen kentlerden biri Ankara. 19 siyasi parti adayı ile 5 bağımsız adayın yarışacağı Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlığı için CHP mevcut belediye başkanı Mansur Yavaş’ı, Cumhur İttifakı Turgut Altınok’u, İYİ Parti Cengiz Topel Yıldırım’ı, Yeniden Refah Partisi Suat Kılıç’ı, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ise Öztürk Türkdoğan ile tutsak Kürt siyasetçi Gültan Kışanak’ı eş başkan adayları olarak gösterdi. 
 
Aday profilinin sağcı isimler üzerine kurulduğu kentte DEM Parti gösterdiği eş başkan adayları ile kentteki sol, sosyalist, demokrat görüşlü seçmenler için en önemli adres. 
 
Partinin eş başkan adaylarından Gültan Kışanak, 31 Ekim 2016 tarihinden bu yana tutuklu. Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı iken yerine görevden alınıp yerine kayyım atandı.
 
Tutuklandığı dava dosyasında azami tutukluluk süresini doldurmasına rağmen bu dosya daha sonra Kobane Davası dosyası ile birleştirildiği için tahliye edilmeyen Kışanak, bir kez daha hukuk eliyle mağdur edildi. Seçim kampanyasını Ankara sokaklarında yürütemese de Kışanak’ın mesajlarının politik etkileri fazlasıyla hissediliyor. 
 
Kışanak, adaylığının açıklanması akabinde verdiği ilk mesajında, "Diyarbakır’dan Ankara’ya, Ankara’dan Türkiye’nin dört bir yanına toplumsal ve barış köprüleri kurmak için yola çıkıyoruz" diyerek, Türkiye’nin en temel sorunu olan Kürt meselesini kaynağında çözme istediğinde olduklarını ortaya koydu.  
 
Tutuklu bulunduğu Kandıra Cezaevi’nden Mezopotamya Ajansı’nın sorularını yanıtlayan Kışanak, Ankara seçimleri için “DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor” diyor.
 
Kışanak’ın kendisine yöneltilen sorulara yanıtları şöyle:
 
Kürt siyasetinde milletvekilliği için örnekleri olsa da bugüne dek belediye eşbaşkanlığı için cezaevinden aday gösterilen isim olmadı hiç. Siz ilk oldunuz. DEM Parti'nin sizi Ankara Büyükşehir Belediyesi için aday göstermesini politik olarak nasıl yorumluyorsunuz?
 
Bizim siyasal geleneğimizde cezaevinden belediye başkan adayı gösterilen ilk ve tek kişiyim. Türkiye tarihinde başka örneği var mı bilmiyorum. Benim adaylığım bu yönüyle de alışılmış siyaset tarzına benzemiyor. Bu siyasal gelenek hep ilkleriyle anılır. DEM Parti’nin Ankara'dan belediye eş başkan adayı olarak beni göstermesinin birçok siyasal mesajı var. 
 
Öncelikle bu bir irade beyanıdır. Kayyum uygulamaları ile halkın iradesinin rehin alınamayacağına dair, net ve güçlü bir irade beyanıdır. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü konusunda Diyarbakır ve Ankara'nın rolüne vurgu yapan bir irade beyanıdır. Kadınların demokratik siyasetten tasfiye edilemeyeceğine ve kadın özgürlük mücadelesini her koşulda sürdüreceğimize dair net bir irade beyanıdır. Ve tüm Türkiye halklarına bir çağrıdır. DEM Parti ve ben, halklarımıza karşı duyduğumuz sorumluluk gereği kördüğüme dönüşen sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif alıp, bir tutum belirledik. Kampanya boyunca da bunu anlatmaya ve halkla birlikte çözüm gücünü ve iradesini açığa çıkartmaya gayret edeceğiz. Yerel demokrasiyi ortadan kaldıran kayyum darbesi, ısrarla sürdürülen savaş politikaları, siyasallaşan yargı sorunu, siyasi kumpas davaları, kadınların tüm özgürlük alanlarına yönelik saldırı ve bütün bu politikaların sonucu olarak halklarımıza yaşatılan ekonomik kriz tüm Türkiye'nin, hepimizin sorunudur. Bu nedenle cumhuriyetin başkentinden, Ankara'dan seslenmek gerekiyordu. Bu vesileyle DEM Parti’nin aday gösterdiği her yerde, halklarımızı seçim çalışmalarına en güçlü şekilde katılmaya, sorumluluk almaya, sandıktan en güçlü sonuçları çıkartmaya davet ediyorum. 
 
Ayrıca siyasetin tamamen ve sadece toplumsal sorumluluk duygusuyla yapılması gerektiğini, politik çalışmaların, kazanma/kaybetme retoriğine indirgenemeyeceğini de hatırlatmak istedik. Siyaset iktidar için değil, toplum için, hepimizin ortak iyiliği için yapılan kolektif bir mücadeledir. Ben de bu kolektif emeğin, bu kolektif mücadelenin bir parçası olmak için aday oldum.
 
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı iken tutuklandınız ve halen yargılamanız sürüyor. Yaptığınız savunmalar kamuoyunda dikkatle takip edildi. Bu kez Ankara'da aday gösterilmeniz politik bir mesaj mı içeriyor yoksa Üçüncü Yol stratejisinin sonucu mu?
 
DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Diğer partilerin tamamının adayları milliyetçilik yarışına girmiş erkekler. Halkın önüne seçenek diye sunulan şey; milliyetçi, daha milliyetçi, en milliyetçi erkekler arasındaki iktidar kavgası.
 
DEM Parti'nin ve kişisel olarak benim birilerine kazandırma ya da kaybettirme üzerine kurulu bir siyaset anlayışımız yoktur. Bunun net olarak altını çizmek istiyorum. DEM Parti, kendi politik programı ve hedefleri olan, arkasında 34 yıllık demokratik siyaset geleneği bulunan, ana akım siyasal hareketler içerisinde en iddialı olandır. DEM Parti’nin 3. Yol stratejisi, Türkiye halklarının demokratik, kadın özgürlükçü, barıştan, çözümden ve refahtan yana bir siyasal seçenek sunmak amacı taşıyor. Ankara'daki seçim, DEM Parti’nin Üçüncü Yol stratejisinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. DEM Parti olmasaydı, Ankara halkının önünde demokratik bir seçenek olmayacaktı. Diğer partilerin tamamının adayları milliyetçilik yarışına girmiş erkekler. Halkın önüne seçenek diye sunulan şey; milliyetçi, daha milliyetçi, en milliyetçi erkekler arasındaki iktidar kavgası. Bol keseden türlü vaatlerde bulunarak seçimi kazanmaya çalışan bu milliyetçilik türevi erkekler kentlerde yaşayan halkı bir yanda sefa sürenler, bir yanda kentin yükünü taşıyanlar olarak ikiye ayırdı. Kentleri sosyal ve ekonomik ayrışma mekanları haline getirdi, yoksulluğu derinleştirdi, halkın bütçesini savaşa yatırdı, Ankara'yı parsel parsel sattı... Yaptıklarını say say bitmez. Şimdi de kadınlara destek, emekliye destek, öğrenciye destek, esnafa destek, çiftçiye destek... Vaatlerin ardı arkası kesilmiyor. Peki beyler neden destek vermeden, halkımız insanca bir yaşam süremiyor? Hesap vermeyecek misiniz? Neden bu ülke bu halde? AKP 30 yıldan beri Ankara, İstanbul ve birçok büyük kenti 25 yıldan beri de ortağı MHP ile birlikte Türkiye'yi yönetiyor. Ülkeyi ve kentlerimizi bu hale getirdikten sonra halktan hala oy isteyecek yüzü nasıl buluyorsunuz? Çünkü rakipleri de aynı yöntemlerle siyaset yapıyor. Çünkü rakipleri de yıllarca savaş politikalarına karşı cesaretle, barışı ve çözümü savunamadı. Hala da bu ülkenin gerçek sorunları konusunda bir tek kelime etmeden, sadece destek vaatlerinin arkasına sığınarak siyaset yapmaya çalışıyorlar. Seçimi para dağıtma yarışına dönüştürürseniz, iktidar da "musluğun başında ben varım" diyerek, halkı "oy yoksa hizmet de yok" şeklinde tehdit eder. 
 
DEM Parti'nin Üçüncü Yol stratejisi işte bu siyaset anlayışının gerçek alternatifidir. Demokratik siyaset halkla birlikte, hakiki sorunları, çözüm yollarını ve öncelikleri konuşarak yapılabilir. Biz tüm Türkiye'de ve Ankara'da halka, sorunlara köklü çözümler üretecek, demokratik bir alternatif sunmak için sorumluluk alıyoruz. Birilerine kazandırma ya da kaybettirme tartışması, halkı demokratik bir seçenekten yoksun bırakmak ve mevcut sorunların devam etmesini dayatmaktan başka bir anlam taşımıyor. 
Bugün DEM Parti'nin halkına demokratik bir seçenek sunmasını tartışanlar, iki dönem üst üste belediyelere kayyum atanırken ağızlarını açıp tek kelime söylemediler. Siyasi operasyonlar, kumpas davalar ve ayyuka çıkan hukuksuzluklar karşısında bir tutum almadılar. Bizim seçim pazarlığı ile işimiz olmaz, halkla birlikte demokratik siyaset kulvarını güçlendirmek ve bu gidişatı durdurmak için siyaset yapıyoruz.
 
Rakip adaylar seçim çalışmalarını dışarıda yürütürken siz cezaevinden kampanya yürütüyorsunuz. Yani yarış daha baştan adaletsiz başladı. Bu konuda ne söylersiniz?
 
Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım.
 
Biz hiçbir zaman eşit koşullarda seçim yarışına giremedik. Zorlu bir mücadele yıllardan beri halkımızın emeği ve fedakârlığı ile yürütülüyor. Bu seçimler de öyle. Tabi benim hapishane de olmam ayrıca bir eşitsizlik yaratıyor. Bizler hücrelerde, siyasi rehine olarak tutuluyoruz. Ancak ilk günden bu yana halkın mücadelesinden hiç kopmadık, yüreğimiz ve bilincimizle hücre duvarlarını aştık, hep halkımızla birlikte olduk. Diğer adaylar, güç ve iktidar imkânlarını kullanarak seçim çalışması yapacak, ben siyasi rehine olarak kampanyaya varlığımı, ruhumu, halka olan bağlılığımı katacağım. Onlar hayal satacak, ben gerçeklere dikkat çekerek umudu büyütme mücadelesi vereceğim. Onlar iktidar olanaklarını ele geçirmek için yarışacak, ben halkla birlikte yeni yaşamı inşa etmek için çalışacağım. Onlar yalanlara, kara propagandaya sarılacak, ben "kral çıplak" diyeceğim. Onlar çeşitli destek sözleriyle kadınlara, evde erkeğe bağımlı bir hayat vaat edecekler, ben kadınlarla birlikte özgürleşmeyi. Aramızda dağlar kadar fark var... Ankara halkı bu farkı görecektir. 
 
Evet, fiziki olarak halkın yanında, kampanyanın merkezinde olamayacağım ancak bu yol birlikte mücadele edip, birlikte kazanma yoludur. Ben halka olan bağlılığımı, inancımı, ruhumu ve tüm benliğimi kampanyaya katacağım. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere halkımız da politik emeğini... Birlikte mücadele edip, birlikte kazanacağız. Bizler esaretle, baskılarla, eşitsizlikle ve faşist eril saldırganlıkla ablukaya alınan demokratik siyaset alanında kendi özgürlüğümüzü yaratıyor, kazanıyoruz. Hep başardık, bir kez daha başaracağız.
 
Nasıl bir seçim kampanyası yürüteceksiniz? Ankaralılara mesajlarınız neler?
 
Ankara halkını, kördüğüm haline gelen yüz yıllık sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif almaya davet edeceğim. Bu seçim, yerel seçim ancak biz biliyoruz ki yerelde, kentlerimizde yaşadığımız sorunlar genel sorunlarımızın bir parçasıdır.
 
Kamuoyuna yaptığım ilk açıklamada belirttiğim gibi kampanya boyunca Ankara halkını, kördüğüm haline gelen yüz yıllık sorunlarımızın çözümü konusunda inisiyatif almaya davet edeceğim. Bu seçim, yerel seçim ancak biz biliyoruz ki yerelde, kentlerimizde yaşadığımız sorunlar genel sorunlarımızın bir parçasıdır. Refahı, huzuru ve kentsel yaşamın nimetlerinden yararlanmayı genel politikalardan ayırmak mümkün değil. AKP-MHP iktidarı bilinçli olarak yarattığı toplumsal kutuplaşmayı yaşadığımız hakiki sorunların, ekonomik çöküşün, hukuksuzluğun, rantçılığın üstü örtmek için kullanıyor. Bu toplumsal yarılmayı ve düşmanlaştırıcı siyaseti çözmeden, muhalefetin başarılı olma imkanı yoktur. 
 
DEM Parti'ye ve tüm toplumsal muhalefete sadece iktidarın karşısında konumlanma rolü biçmek, bu gidişatı değiştirecek bir siyaset değildir. Demokratik siyaset, çoğul karakterine kavuşmalı ve kutuplaştırma, düşmanlaştırma siyaseti dağıtılmalıdır. DEM Parti bunu yapmaya çalışıyor. Ankara'da ve her yerde halkı, çoğul demokrasiye, toplumsal barışa, hukuk, adalet ve refah arayışına katılmaya davet edeceğiz.
 
Siz aynı zamanda iktidarın kadın haklarına dönük saldırılarına ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın özgürlük mücadelesinin ve iradesinin bir temsili olarak yıllardır mücadele veriyorsunuz. Erkek egemen sisteme karşı mücadele ettiğiniz için 7 yılı aşkın bir süredir siyasi rehine olarak cezaevindesiniz. Adaylığınızın bu bağlamda nasıl bir önemi var?
 
Adaylığımın en önemli nedenlerinden biri de kadın haklarına yönelik saldırılara, kadını evle sınırlayan politikalara ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın mücadelesini ve iradesini politik sahaya taşımaktır.
 
Evet, Ankara adaylığımın en önemli nedenlerinden biri de kadın haklarına yönelik saldırılara, kadını evle sınırlayan politikalara ve kadını siyasal alandan dışlamaya çalışan erkek siyasetine karşı kadın mücadelesini ve iradesini politik sahaya taşımaktır. 8 Mart mitinglerine, 25 Kasım kadına karşı şiddetle mücadele günü yürüyüşlerine, kadınların yaptığı barış etkinliklerine, kadın kurumlarının çalışmalarına, partimizin kadın meclisi toplantılarına katıldığım, konuşmalar yaptığım için yargılanıyorum. "IŞİD'in Êzidî kadınlara karşı Şengal'de işlediği savaş suçları, Kobane'de tekrarlanmasın" dediğim için suçlanıyorum. Biz kadın siyasi rehineler şahsında tüm kadınların özgürlük mücadelesini yargılamak ve kadınların iradesini kırmak istiyorlar. Bizleri rehin tutarak, kadınları erkekler tarafından belirlenen sınırlar içerisinde yaşamayı kabul etmeye zorluyorlar. 
 
Nerede olduğumuzun hiç önemi yok, mekan ne olursa olsun ister hapishane hücresi, ister siyaset kürsüsü, isterse kadınlarla birlikte sokaklarda, meydanlarda hep beraber kadın iradesini gasp etmek isteyen bu sisteme karşı mücadele edeceğiz, ediyoruz. Kadın hareketlerinin büyük mücadeleler sonucunda elde ettikleri kazanımların bile saldırı altında olduğu bir dönemde ortak itirazımızı yükseltmek için aday oldum.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun son raporuna göre, sadece ocak ayı içerisinde 31 kadın erkekler tarafından katledildi. 29 kadının ölümü de şüpheli. Biz kadınlar, kadına yönelik şiddetin kaynağının toplumsal ve siyasal olarak örgütlenmiş, meşrulaştırılmış erkek egemenliği olduğunu biliyoruz. Daha çocukluğundan itibaren erkeğe egemen olmak, kadına da itaat etmek öğretiliyorsa, kadın cinayetleri "namusunu temizledi" denilerek hoş görülüyorsa, yargı hala kadın cinayeti davalarında “ceza indirimi” yapıyorsa, ortada ideolojik olarak örgütlenmiş bir şiddet vardır. Cumhurbaşkanı "fıtratında var" diyerek kadınla erkeğin eşit olmadığını söylüyorsa, bir diğeri kadına "itaat et, rahat et" öğüdü veriyorsa, bunun adı ideolojidir. 
 
Erkek egemenliği, toplumsal, siyasal ve kültürel alanda bilinçli olarak örgütlenmiş bir ideolojidir ve kadın açısından sonuçları ölümcüldür. Bu nedenle tüm kadınları, politik alana çıkmaya, özgürlük mücadelesine katılmaya, kadın örgütünü ve kadın dayanışmasını büyütmeye çağırıyor, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Öyle görülüyor ki bu sene 8 Mart etkinliklerine kadınların siyasal talepleri ve kadın iradesi damga vuracak. Ben de demir parmaklıklara ve beton duvarlara aldırış etmeden, yüreğim ve bilincimle meydanlarda kadınlarla birlikte olacağım.
 
Son olarak yargılandığınız Kobanê Davası’nda yaşanan hukuksuzluklar kamuoyunun gündeminde.  Bir “intikam davası” olarak değerlendirdiğiniz bu yargılamadan iktidar nasıl bir sonuç çıkmasını istiyor? Mahkeme kararı ile alınacak “intikamın” sizler açısından karşılığı nedir? Kürt halkı açısından nasıl olmalıdır?
 
Demokratik Kürt siyaseti artık Türkiye siyasi hayatının ana kulvarlarından biri halene gelmiştir. Şimdi bu kulvarı genişletmek ve toplumsal barışı inşa etmek için daha güçlü olanaklar ortaya çıkarma zamanıdır
 
Kobane kumpas davası, bir siyasi intikam davası olarak açılmıştır. Ama bunu kişisel intikam davasına indirgemek, bu kumpasın arka planında yer alan hakikati gözden kaçırmaya neden olur maalesef. Kürtlerin siyasette etkin olması, yerinde katılma imkanlarının oluşması hemen "bölünme paranoyası” malzemesi haline getiriliyor ve siyasi operasyonlarla önü kesiliyor. Kürtlerin siyasette var olma mücadelesi vermeye başladığı 90'lı yıllardan bu yana bunu defalarca yaşadık. Kobane kumpas davası, siyasi soykırım operasyonunun bir ürünüdür. Siyasi rehine olarak cezaevinde tuttukları hiçbir siyasetçi boyun eğmedi. Milletvekili, belediye eş başkanı, il ve ilçe örgütlerindeki yöneticiler ve seçmenler dahil 10 bini aşkın kişi tutuklandı ama partimiz mücadelesini sürdürdü. Halk tüm baskılara rağmen, siyasi gelenekten kopmadığını gösterdi. 
 
Gelinen aşamada Kobane kumpas davası bir fiyaskodur. Kobane kumpas davası, cezaevinde tutulan siyasi rehineler, Kürt halkı ve ortak bir gelecek kurmak için mücadele eden tüm demokrasi güçleri tarafından boşa çıkartılmıştır. Artık ne siyasi ne de hukuki bir değeri kalmamıştır. Bu davada yargılanmak istenen her bir arkadaşımız duruşuyla, sözüyle demokrasiye ve kadın özgürlüğüne düşmanlık yapanları, savaş çığırtkanlarını yargılamıştır.
 
Kürtler tam 34 yıldan beri kesintisiz siyasi operasyonlarla demokratik siyasetten vazgeçmeye zorlanıyor. Ama başaramıyorlar. 1994'te DEP operasyonu sonrasında 13 yıl Kürtler parlamentoya temsilci gönderememişti. 2007'de bir kez daha çözüm kapılarını aralamak için meclise gittik. 2009'dan itibaren kesintisiz siyasi operasyonlar devam ediyor, 2016'da çok daha kapsamlı bir siyasi soykırım operasyonu başlatıldı. Buna rağmen demokratik siyasetin parlamento mücadelesi kesintiye uğramadan yoluna devam etti. Yerel yönetimlerdeki kayyım darbesini halk boşa çıkarttı. Eminim ki halkımız önümüzdeki seçimlerde 2019'u aşan bir irade açığa çıkaracaktır. 
Demokratik Kürt siyaseti artık Türkiye siyasi hayatının ana kulvarlarından biri halene gelmiştir. Şimdi bu kulvarı genişletmek ve toplumsal barışı inşa etmek için daha güçlü olanaklar ortaya çıkarma zamanıdır. 
 
Kürt siyasetçilerin görüşlerine katılmayabilirsin, en sert eleştiriyi de yaparsın ama siyaset yapma hakkını, ifade özgürlüğünü, temel insan haklarının savunmadan, demokratik hukuk devletini koruyamazsınız. Muhalefet en azından hukukun temel ilkeleri konusunda ortak bir tutum geliştirmezse, yarın atı alan Üsküdar’ı geçer.
 
Ama Kobane kumpas davası konusunda CHP'nin tutumunu da eleştirmek gerekir. Türkiye tarihinin en büyük siyasi davalarından biri olan Kobane kumpas davasında siyasallaşan yargı realitesini bile kat kat aşan hukuksuzluklar yaşanıyor ama CHP'den net bir tavır görmedik. Demokratik hukuk devleti böyle savunulamaz. Kürt siyasetçilerin görüşlerine katılmayabilirsin, en sert eleştiriyi de yaparsın ama siyaset yapma hakkını, ifade özgürlüğünü, temel insan haklarının savunmadan, demokratik hukuk devletini koruyamazsınız. Muhalefet en azından hukukun temel ilkeleri konusunda ortak bir tutum geliştirmezse, yarın atı alan Üsküdar’ı geçer!
 
Azami tutukluluk süresi bile dolduğu halde hala cezaevinde tutuluyor olmam, siyasi rehine politikasının resmi olarak kabul edilmesidir. Hukuksuzlukta bu kadar bariz bir şekilde ısrar etmenin birbiriyle bağlantılı iki nedeni var. Biri, Türkiye'de artık "yargı siyasallaştı" demek durumu karşılamıyor. "Siyasi iktidar, yargı yetkisi kazanmıştır" demek daha doğrudur. Çünkü kimin suçlu olup olmadığına, kimin cezaevinde ne kadar kalacağına siyasetçiler karar veriyor. AYM'nin Can Atalay kararının, açıkça iktidar ortaklarının talimatıyla uygulanmadığını hep beraber yaşayıp gördük. Daha önce AİHM'nin Demirtaş ve Kavala kararlarında da aynı durum açığa çıkmıştı.
 
Kobane kumpas davasının iddianamesi siyaset meydanlarında yazılmış, yargı süreci de iktidar tarafından seçim meydanlarında sürdürülmüştü. Kobanê Davası’nda hiçbir hukuki kritere uyulmadı, yasama dokunulmazlığı ve sorumsuzluğu hiçe sayıldı, tanık ve müştekiler usule uygun dinlenmedi, dava dosyası kabarık ve karmaşık hale getirilerek savunmanın dosyaya erişime kili olarak engellendi, kesintisiz duruşma yapılarak yargı aracı bir işkenceye dönüştürüldü.
 
MA / Fırat Can Arslan 
 

Diğer başlıklar

06/03/2024
10:24 Rojhilatlı iki sanatçı hayata veda etti
10:09 Pirsûs’ta 15 gözaltı
10:04 Meteoroloji’den sağanak ve kar yağışı uyarısı
10:01 Ahmet Gün cinayetinde dava açılmadan failler tahliye edildi
09:49 Gundikê Melê’de 300 yıldır süren gelenek: Adarok
09:33 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 134 gündür haber yok
09:33 Tutsakların ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi 101’inci günde
09:28 Cezaevlerinde baskılar arttı: Tedavi hakkı dahi engelleniyor
09:17 Tahmaz’dan Kürt sorununun çözümüne dair 3 adımlı öneri
09:13 İsveçli avukat Sazvar: Abdullah Öcalan politik bir direnişin sembolü
09:12 DEM Parti Sêrt adayları: Kayyımları tabelalarıyla göndereceğiz
09:10 Wan sokakları: Kendimize oy vereceğiz
09:09 Efrîn'de bir ayda 4 kişi katledildi, 27 kişi kaçırıldı
09:07 Kadınlar ekoloji mücadelesinde birleşti
09:06 Direnişin öncüsü kadınlar: Yaşamın öznesiyiz
09:02 İktidar-yargı ortaklığı kadına yönelik suçları arttırıyor
09:00 Amed ve Wan'daki 8 Mart mitinglerine çağrı
09:00 06 MART 2024 GÜNDEMİ
08:53 İTÜ’deki yangın kontrol altına alındı
05/03/2024
22:50 Kuzey ve Doğu Suriye’nin köyleri saldırı altında
22:32 Adana’da seçim çalışmaları: DEM Yüreğir’de kazanacak
22:14 Ahmet Türk: Kayyımlar hırsızlıklarıyla Mêrdîn’in ismini kirlettiler
21:56 SES, ‘Yoksulluk en büyük halk sağlığı sorunudur’ şiarıyla eylem takvimini açıkladı
20:48 DEM Parti Mamak İlçe Örgütü'nden gözaltılara tepki
19:45 Tuncel’den çağrı: Kürt sorunu devletin insafına bırakılmaz, barış toplum işidir
19:02 Amed Büyükşehir Belediyesi işçilerinden ek protokol eylemi
17:26 DEM Partili adaylar tempoyu arttırdı
17:16 Kırıklar Cezaevi’nden 3 tutsak sevk edildi
16:19 Birçok kentte 8 Mart eylem ve etkinlikleri
16:13 Adalet Nöbetinde tutsaklara özgürlük çağrısı
16:05 DEM Parti üyesi Yenilik Partisi’ne kaydedilmiş
15:55 Dêrsim İttifakı’ndan ‘Katı Atık Projesi’ açıklaması: Taşınacak
15:54 Gülsüm Elvan: Emri veren değil ben yargılanıyorum
15:53 Gundikê Melê'de ‘Adarok’ etkinliği
15:29 Toprağını savunan 75 yaşındaki Kocalar'a üst sınırdan ceza istemi
15:14 AKP seçim bürosunda kavga
14:57 Tuncel'den mahkemeye: Cüppenizi çıkarın, AKP'liler karşımıza gelsin
14:53 Êlih cezaevlerinde ihlaller arttı: Ayakta sayım, çıplak arama, darp…
14:49 İzBB işçileri iş bıraktı
14:12 Cumartesi Anneleri’ne 'Barış, Dostluk ve Demokrasi' ödülü
14:04 BM'den 7 Ekim raporu: Tecavüz ve işkence yapıldığına inanmak için makul sebepler var
13:18 Yönetmen Tekin beraat etti
13:06 Ev baskınında polis şiddeti
12:58 Tutsak Hesas: Kavak S Tipi Cezaevinde işkence yapılıyor
12:29 Gergerlioğlu’na hakaret ve tehdide hapis cezası!
12:27 Licik’teki ‘kapasite arttırımı’nda 3 yıl sonra yürütmeyi durdurma kararı
12:15 Ordu'da doğa talanı sürüyor
12:12 36 aydır haber alınamayan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
11:34 Şubat ayında en az 144 işçi hayatını kaybetti
10:43 Kışanak: Onlar hayal satacak, ben ‘kral çıplak’ diyeceğim
10:26 Wan kayyımı giderayak taşınmazları devrediyor, kredi çekiyor, boş kadroları dolduruyor
10:24 100 gündür 'özgürlük' talebiyle açlık grevindeler
10:18 Ankara’da çok sayıda gözaltı
10:14 Tuzla’da 8 katlı bina tehlike saçıyor
10:03 DEM Parti İnegöl’deki saldırıya dair suç duyurusunda bulunacak
09:46 Sağlık hizmeti talepli eylem 'örgüt üyeliği'ne gerekçe yapıldı
09:45 Dêrsim İttifakı’ndan 22 maddelik ‘çözüm’ bildirgesi
09:40 İtalyan avukat Giudice: İmralı tecridi politiktir
09:33 Silopiya belediyesi dönemi yeni hizmetlerle tamamlıyor
09:31 Depremzede kadınların yaşamları konteyner kentlere sıkıştırıldı
09:15 AKP’nin Mûş’a en büyük hizmeti: Erdoğan’ın adını bulvara vermek
09:09 ‘Yerel demokrasiye kadın iradesini yansıtacağız’
09:06 Selma Irmak: Abdullah Öcalan'ın paradigması insanlık için umut
09:05 200 kişinin yaşadığı binanın kapısı 12 yıldır kapalı!
09:03 İzmir'de kadınlar Feminist Gece Yürüyüşü'nde buluşacak
09:02 Elcewaz’da değişim rüzgarı DEM Parti’den yana
09:01 Kadın ezgileriyle 8 Mart’a hazırlanıyorlar
09:00 YPJ Sözcüsü: Hem sömürgecilere hem de ataerkilliğe karşı savaşıyoruz
09:00 05 MART 2024 GÜNDEMİ
00:33 Bursa’da DEM Parti ilçe binasına saldırı
04/03/2024
23:46 Koca: Depremde 2. kattan atlayan yurttaş hayatını kaybetti
23:33 Fransa kürtajı anayasal güvenceye alan ilk ülke oldu
22:00 Çanakkale'de 4.9 büyüklüğünde deprem
21:03 Riha’da coşkulu büro açılışı: Bize ait olanı geri alacağız
20:51 Tecrit konulu panel: Kadın özgürlükçü paradigma hedefte
19:33 Erdoğan’dan Kuzey ve Doğu Suriye'ye saldırıların süreceği sinyali
18:53 BES-AR: Kamu emekçilerinin yıllık enflasyonu yüzde 105
18:34 EŞİK’ten yerel seçimlere ilişkin 5 acil şart
17:09 Yargıtay, gazeteci Kurt’un hapis cezasını onadı
16:57 Eşbaşkan adaylarından halka 'çözüm' sözü
16:54 Muğla'da 'sanayi alanı' değişikliğine itiraz
16:48 Tutsak Dari: Darp edildik
16:45 Adalet Nöbetlerinde 'Öcalan'ın arkasındayız' mesajı
16:44 Ankara’da bir kadın katledildi
16:34 DTK Eşbaşkanı Öztürk: Halk aklınızı başınıza getirecek
16:25 Tutsak kadınlara 8 Mart kartları gönderildi
15:37 Alevi konferansından sonuç bildirgesi: Gelin canlar bir olalım
15:15 Bakırhan: Dêrsimliler 38’den bu yana pes etmedi
14:19 Silahla oy kullanmak isteyen korucuyu haberleştiren gazeteciye dava
14:12 Elçi cinayetinde tanığı tehdit edip yönlendiren savcılara HSK zırhı!
14:06 Beştaş: Ensarioğlu kayyımların rantından besleniyor
Çepni: Aday çıkarmadığımız yerlerde seçmenimiz kendi kararını verecek
13:41 Hareketli seçmenler sandığa taşınacak
13:32 Kayyım borcunu açıkladı: 995 milyon 625 bin TL
13:25 Sanıkların korucu olduğu davada 'zorla getirme' kararı
13:20 Kadınların resim sergisine yoğun ilgi
13:18 DEM Parti’nin Bedlîs adayı Karabaş: Biz kazanacağız
12:01 Ormanlık alana kurulacak taş ocağı için 'ÇED gerekli değil' kararı
11:49 Bakırhan: Dep’e DEM, DEM’e Dep yakışır
10:58 Bakırhan: Güneşli günlere az kaldı
10:54 DEM Partili Kaya'nın yargılanması durduruldu
10:25 Av. Dilek Ekmekçi 'emniyet müdürlerine ait fuhuş otellerini' ifşa etti
10:17 TÜİK’in yıllık enflasyonu yüzde 67 oldu
10:12 DFG’nin Şubat ayı raporu: 42 gazeteci tutuklu
10:06 'Stranên Keziya Sor' filmi izleyicilerle buluştu
09:47 ENAG: Enflasyon Şubat ayında yüzde 4,32 arttı
09:14 Tutsaklar 99 gündür açlık grevinde
09:13 Rojnews editörü Ahmet 132 gündür KDP istihbaratının elinde
09:12 Rüşvetten ceza verilen AKP'li başkan onlarca kişiyi dolandırdı
09:11 Mandela'nın avukatı Govender: Öcalan insanlar için bir umut ışığı
09:10 DEM Parti’nin Colemêrg adayları: Rekor oyla kazanacağız
09:07 Emek ve Demokrasi Platformu'ndan AKP'ye oy yok!
09:05 Kadınlar 22’nci Feminist Gece Yürüyüşü’ne hazırlanıyor
09:04 İHD'li Demirtaş: Tecrit kaldırılmalı, müzakere başlatılmalı
09:01 Riha’da şiddet vakalarının yüzde 80’i adli mercilere yansımıyor
09:00 3 yılda 898 şüpheli ölüm: Etkin soruşturma yürütülmüyor
09:00 'Jiyan' ismini verdiği işletmesinde küllerinden doğdu
09:00 04 MART 2024 GÜNDEMİ
03/03/2024
23:57 ‘Öcalan’a özgürlük’ kampanyasının ikinci aşaması başlatıldı
22:46 Faili meçhul cinayetler davasında ‘beraat ve zamanaşımı’ kararı
22:05 Öztürk: Edip Solmaz’ın hayallerini gerçekleştireceğiz
21:15 İsrail yardım bekleyen Filistinlileri hedef aldı
20:52 Ma Music’ten 7’nci yıl kutlaması
19:31 Paris’te ‘Cinsiyetçiliğe Karşı Mücadele’ konferansı
18:36 Mêrdîn’de duvar çöktü: 2 işçi yaralandı
17:44 Kuzey ve Doğu Suriye’de 8 Mart etkinlikleri
17:19 Dîlok’ta ‘Gençlik ruhuyla devrime yürüyoruz’ şöleni
17:13 Kadınlar 8 Mart’a hazırlanıyor: Mücadele devam edecek
17:04 Jeoloji Mühendisleri Amed Şubesi’nden ‘Fay Yasası' çağrısı
16:59 'Özgürlük' talepli nöbetler sürüyor
16:54 Eşbaşkan adayları ilçe ilçe, köy köy hedeflerini anlatıyor
16:08 Kadıköy’de kadın buluşması: Haklarımız ve hayatlarımız için mücadelemizi büyüteceğiz
15:48 Amed'de 'yerinde yönetim' paneli: Yetkiler yerele aktarılmalı
15:22 Çewlîg'de coşkulu buluşma: JİTEM-Ergenekon İttifakı'na gereken cevap verilecek
14:34 DİK paneli: Zulüm yapanları destekleyenler günaha giriyor
14:09 Partilerin aday listeleri kesinleşti
13:18 BM: İsrail’in saldırılarında yaklaşık 9 bin kadın katledildi
12:45 Bakırhan: Türkiye’nin kırmızı kitaplara değil barış kitaplarına ihtiyacı var
12:41 DEM Parti adaylarının tam listesi
11:55 Bakırhan: 31 Mart hesap sorma günüdür
11:45 DBP Kadın Meclisi: Özgürlük ateşini 8 Mart’ta yakacağız
11:19 İstanbul’da gözaltına alınan 15 kişiden 3’ü tutuklandı
10:15 14 il için yağış uyarısı
09:48 Jin Dergi'nin bu haftaki konusu 8 Mart
09:13 Gazeteci Ahmet’ten 131 gündür haber yok
09:13 Tutsakların ‘özgürlük’ eylemi 98’inci günde
09:12 Yargı paket paket yok edildi!
09:11 Kayyımdan AKP’li başkanın kuzenine 128 milyonluk ihale
09:10 Agirî'de çalmadık kapı bırakmayan adaylar: Yeni bir başlangıç zamanı
09:08 Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için 3 aydır nöbetteler
09:05 13 yıldır sarı, kırmızı ve yeşil gulîsiyle 8 Mart eylemlerinde