8 soruda Abdullah Öcalan’ın 'umut hakkı'

img

İSTANBUL - AİHM’in Abdullah Öcalan’ın "umut hakkı"na dair verdiği ve Türkiye'nin 10 yıldır herhangi bir adım atmadığı ihlal kararına dair merak edilenleri 8 soruda derledik.  

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yılı aşkın bir süredir tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 42 aydır haber alınamıyor. Aile ve avukat görüş hakkı “disiplin cezaları” ileri sürülüp engellenirken, telefon gibi iletişim hakları da askıya alınmış durumda. Abdullah Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit ve haber alınamama haline karşı geçmişten bu yana iç hukuk yollarının yanı sıra uluslararası hukuk ve kuruluşlara da girişimlerde bulunuldu. Bu konuda farklı tarihlerde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT)  ve Birleşmiş Milletler’in (BM) çeşitli birimlerine başvurular yapıldı.
 
Söz konusu başvuruların sonuncusu sivil toplum örgütleri tarafından Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne yapılan bildirim oldu. Bildirim sonrası AİHM’in kararlarının yerine getirilip getirilmediğini denetleyen Bakanlar Komitesi, 3 yıl aradan sonra 17-19 Eylül tarihleri arasında AİHM’in 2014 yılında Abdullah Öcalan'ın şartlı salıverilme hakkında sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesine (umut hakkı) dair verdiği "ihlal" kararını görüşecek.
 
Bu gelişmeyle beraber bir kez daha gündeme gelen “umut hakkı”nın kapsamı, Türkiye mevzuatındaki yerini ve komite kararına karşı Türkiye’nin gerekli adımları atmaması halinde karşılaşacağı yaptırımları 8 soruda derledik.
 
Türkiye’de, şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın mevcut koşulları üzerinden öne çıkan “umut hakkı” kavramı nedir?
 
 
‘Umut hakkı’, ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek, kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
Eski Ceza Yasası’na göre verilen idam cezalarının yeni yasal düzenlemelere göre uyarlanması sonucunda verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile 3713 sayılı yasa ve 5237 sayılı yasanın 302. maddesi kapsamında mahkemelerce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının infaz biçimi, mevzuatta ömür boyu yani ölünceye kadar şeklinde düzenlenmiştir. Bu cezaların istisnası yoktur. Fakat ‘umut hakkı’, bu ömür boyu hapis cezasına karşılık mahpusun belli bir süreden sonra toplumla yeniden buluşmasını sağlamak için öne çıkan bir haktır. Bu hakka sahip olan kişi belirli bir infaz süresinden sonra durumunun yeniden gözden geçirileceğini, bu gözden geçirmenin hangi gerekçeler üzerinden yapılacağını, kimlerin hangi yöntemlerle bu değerlendirmeyi yapacağını bilerek cezasını infaz eder. Başka bir ifade ile ‘umut hakkı’, öngörülebilir bir infaz biçimi getirerek kişinin yeniden özgürlüğüne kavuşma umudunu korumasını sağlar.
 
 "Umut hakkı" ile ilgili bir süre sınırı var mıdır? 
 
Bu konuda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. AİHM buna yönelik vermiş olduğu kararlarda sürenin üye ülkenin egemenlik hakkı kapsamında kendisinin belirleyeceğini ifade eder. Ancak söz konusu sürelerin kişinin ‘umut hakkı’nı ortadan kaldıracak uzunlukta olmaması gerektiğini de dile getirir. Yani devletin sırf ölünceye kadar infaz şeklini ortadan kaldırmak için getireceği 30-40-50 yıllık sürelerin kabul görmeyebileceği belirtilebilir. AİHM, Vinter/Birleşik Krallık kararında 25 yıllık bir süreden bahseder. Burada mahkeme, sözleşmeci devletlerarasında ve karşılaştırmalı ve uluslararası hukuk materyalleri arasında, cezanın verilmesinden en geç 25 yıl sonra ve sonrasında periyodik olarak gözden geçirilmesini garanti altına alan bazı özel mekanizmaların sağlanmasına yönelik karar veriyor.
 
Ancak Mahkeme’nin bu konuda verdiği kararlardan (Kafkaris/Kıbrıs, Vinter/Birleşik Krallık vb.) özetle yorumu şu şekildedir: Sözleşmeci devlet tarafından hangi ceza adaleti sisteminin onaylandığına müdahale etmediği vurgulanmalıdır . Sözleşme, bu bağlamda, şartlı salıverme hakkı gibi özel bir ceza adaleti mekanizması gerektirmemektedir. Bu tür bir gözden geçirmenin şekli ve bir gözden geçirmenin yapılabilmesi için cezanın ne kadarının çekilmiş olması gerektiği sorusu, devletlerin kendi takdir yetkisi dahilindeki konulardır. Sözleşmeci devletler tarafından izlenmesi gereken usuller yargısal olmayan bir karaktere de sahip olabilir. Ancak, Mahkeme'nin içtihadına göre, ‘serbest bırakılma olasılığının değerlendirilmesini’ sağlayan bir sistem olması gerektiği açıktır ve ‘söz konusu takdir marjı sınırsız olamaz.’ Mahkeme, Sözleşmeci Devletin kendi hukuk sisteminde daha hafif tutukluluk koşulları veya erken salıverme imkanı tanıyacak herhangi bir imkan olup olmadığını inceler.
 
Bir diğer mahkeme yorumu; Macaristan, Mahkeme'nin kararlarına uymanın bir yolu olarak 2015 yılında ömür boyu hapis cezalarının otomatik olarak gözden geçirilmesini öngören yeni bir mevzuat çıkarmıştır. Bu mevzuat ile 40 yıllık hapis cezasının ardından hükümlü için zorunlu bir af prosedürü başlatılmaktadır. Ancak Mahkeme, bir mahkumun affedilmeden önce beklemesi gereken 40 yılın, tavsiye edilen azami süreden çok daha uzun bir süre olduğunu ve bu anlamda devletin sahip olduğu takdir marjı geniş olsa da, bu marjın dışında kaldığını belirtmiştir. Ayrıca Mahkeme, Macaristan'da cumhurbaşkanlığı affının müebbet hapis cezasının fiilen veya hukuken indirilebilmesini sağlayan bir yol olmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların beklemek zorunda kaldıkları uzun süreyi ve inceleme mekanizmasının yeterli usuli güvencelerden yoksun olmasını göz önünde bulundurarak, yeni Macar mevzuatının Sözleşme'nin 3. maddesi anlamında bir koruma sağlamadığına ve bir ihlal olduğuna karar vermiştir.
 
 "Umut hakkı", Türkiye mevzuatında yer alıyor mu? Kapsamı nedir? 
 
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun 16/4. Maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 47. Maddesi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı ile ilgili Kanunun 25. Maddesi, 107/16. Maddesi yukarıda bahsi geçen cezaların hiç ara verilmeden ölünceye kadar çektirileceğini düzenlemektedir. Zaten AİHM’in ihlal kararı verilmesine neden olan yapısal sorunlar bu yasa maddeleridir. Bu cezalar yönünden ‘umut hakkı’, Türkiye yasalarında herhangi bir şekilde yer almamaktadır. Abdullah Öcalan ve aynı nitelikteki hükümlülerin haklarını ihlal eden düzenlemeler bunlardır. Bu düzenlemeler kategorik olarak şartlı tahliye yasaklarını içermektedir.  Bunların dışında, farklı cezalarla ilgili serbest kalma yöntemleri, Cumhurbaşkanlığı affı gibi mevcutsa da bunlar aynı nitelikte olmayan ceza tiplerine yöneliktir. Esas olarak ‘umut hakkı’nın bir yasa başlığı ile özel bir düzenleme olarak yasada bulunması şart değildir. Burada esas olarak kategorik şartlı tahliye yasakları doğrudan bu hakkın ihlali olarak yaşanmaktadır.
 
Kategorik şartlı tahliye yasakları yasadan kaldırıldıktan ve tahliye imkanı yasal olarak sağlandıktan sonra yasanın fiili uygulamasını tartışma imkanı olabilir.
 
 
 AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu. Bu 4 ilkenin meali, en kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır.
 
AİHM, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili nasıl bir karar verdi?
 
AİHM 2000’lerden sonra verdiği bir dizi kararında, hükümlülerin ‘umut hakkı’na açık referanslar vermeye başladı ve konu üzerine önemli bir içtihat zinciri geliştirdi. Ölüm cezasının 2000’lerin başında kaldırılmasından sonra Abdullah Öcalan’ın cezası ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’na çevrilmişti. AİHM, ölüm cezası yerine öngörülen bu cezanın infaz biçimine dair değerlendirmesini Mart 2014 tarihli kararı ile yaptı ve karar Ekim 2014’te kesinleşti. Daha sonra aynı konuda AİHM, Eylül 2015’te Kaytan/Türkiye, Aralık 2015’te Gurban/Türkiye ve Şubat 2019’da Boltan/Türkiye kararlarını verdi. 
 
Mahkeme bu konudaki içtihadı ile aynı doğrultuda, ‘umut hakkı’ güvence altına alınmaksızın hükümlülerin ölünceye kadar cezaevinde tutulmasının Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali niteliğinde olduğuna defaten hükmetti. AİHM, Öcalan-2 Türkiye kararıyla Türkiye’yi 2014 yılında yeniden mahkum etti. ‘Ölünceye kadar hapis cezası’nın işkence yasağının ve dolayısıyla ‘umut hakkı’nın ihlali olduğuna hükmetti. Pozitif hukukun sınırları içerisinde ‘umut hakkı’nı belirleyen 4 ilke ortaya koydu ve Türk Hukuku’nda bunların karşılık bulamadığını belirtti. Bu 4 ilkenin meali, tahliye imkanının de jure (yasal) ve de facto (fiili) olarak mümkün olması, mahpusun hapis cezasının gözden geçirilme süreçlerinde usuli güvencelerinin olması ve mahpusun tutulma koşullarının resosyalizasyonuna uygun olması gerektiği… En kısaltılmış haliyle mahpusun bir gün tahliye edilebilme imkanı olduğu bilgisine sahip olması ve tecrit altında tutulmamasıdır. 
 
AİHM’in Öcalan dışında “umut hakkı” ile ilgili verdiği bir ihlal kararı ve bu kararın uygulandığına dair bir örnek var mı?
 
AİHM’in Vinter ve diğerleri/Birleşik Krallık kararı sonrası, İngiltere ve Galler Yüksek Mahkemesi verdiği bir karar ile Adalet Bakanı’na verilen müebbet hapis cezası hükümlülerini salıverme hakkını açıkça tanıdı. Yüksek Mahkeme, bu hakkın kapsamını, sınırlarını ve koşullarını da belirledi. Bakanlar Komitesi bu çerçeveyi AİHM kararının gerektirdiği genel önlemlerin alınması olarak değerlendirerek, denetim sürecini kapattı. Matiošaitis ve diğerleri/Litvanya kararının uygulanmasının denetimi sürecinde, Litvanya müebbet hapis cezası hükümlülerinin cezalarının infazının gözden geçirilmesi ve koşulları oluşmuşsa hafifletilebilmesi için bir mekanizma oluşturdu. Komite, bu konuda oluşturulan mekanizmanın ve mekanizmaya başvuru şartlarının Mahkeme’nin geliştirdiği standartlara uygun olduğuna karar verdi ve denetim sürecini kapattı.
 
Bakanlar Komitesi, bu ülkelerdeki mevcut sistemlerden bazılarını ‘iyi örnekler’ olarak kabul ediyor ve Türkiye tarafından bunlardan yararlanılması gerektiğini düşünüyor.
 
AİHM’in Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı”nın ihlal edildiğine dair verdiği karar sonrası Türkiye nasıl bir prosedür işlemeli?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler konusunda, AİHM’in Gurban grubu kararları, Bakanlar Komitesi’nin diğer ülkelere dair denetim sürecinde attığı adımlar ve yaptığı değerlendirmeler bir yol haritası oluşturuyor. Buna göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme standartlarına uygun şekilde gözden geçirilmesine imkan veren bir mekanizma oluşturulurken, şu temel ilkeler gözetilmeli:
 
- Mekanizma tarafından gözden geçirme sonrası talebe konu cezanın hafifletilmesine, indirilmesine, ortadan kaldırılmasına ya da şartla salıverilmeye kararı verilebilmeli,
 
- Cezanın gözden geçirilmesini talep edebilmek için cezaevinde geçirilmesi gereken süre 25 yıldan fazla olmamalı,
 
- Hükümlünün hayatındaki dikkate değer değişiklikler ve gelişmeler değerlendirmede dikkate alınmalı ve rehabilitasyon amaçlı olması gereken infazın, değerlendirme tarihi itibariyle sürdürülmesinin meşru bir dayanağının bulunup bulunmadığına bakılmalı,
 
- Bu değerlendirme objektif ve önceden belirlenmiş kurallara göre yapılmalı,
 
- Değerlendirmede dikkate alınacak esaslara dair düzenlemeler yeterli açıklıkta ve belirli olmalı,
 
- Hükümlüye sürece dair prosedürel güvenceler tanınmalı,
 
- Hükümlü sürece dair gereği gibi bilgilendirilmeli,
 
- İlk gözden geçirme sonrası ret kararı verilmesi halinde periyodik aralıklarla gözden geçirme sürdürülmeli,
 
- Mekanizma tarafından verilen kararın yargısal denetimi mümkün olmalı ve hükümlüye bu yola erişim hakkı verilmeli.
 
Türkiye bu kararı neden uygulamıyor? Uygulamamasına dair nasıl bir yasal dayanak sunuyor?
 
Türkiye AİHM’in verdiği kararların bireysel ve yapısal ölçüde yerine getirilip getirilmediğini, yaptığı periyodik izlemeler ile denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne 2015 yılında Öcalan-2 Türkiye kararını çevirip tüm yargı makamlarına yolladığını ve kararı icra ettiğini iddia eden bir eylem planı sundu. Abdullah Öcalan’ın avukatlarının başvurularına rağmen 7 yılda hiçbir gelişmenin sağlanamadığı dosyaya, 2021 yılı ve devamında sivil toplum örgütleri Türkiye’nin kararı uygulamadığına, yasasında değişiklik yapmak için hiçbir adım atmadığına, Öcalan-2 ihlal kararından sonra yani 2014’ten beri kaç müebbet ağır hapis cezası verildiğine dair bilgileri sivil toplumla paylaşmadığına, Terörle Mücadele Kanunu ile infazda eşitlik ilkesini uygulamadığına ve nihayetinde İmralı’da ağır tecrit koşullarının sürdürüldüğüne dair birden fazla kez bildirimde bulundu.
 
Türkiye manipülatif cevaplar ve eylem planı sundu ancak Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde yaptığı 1419’uncu toplantıda ‘umut hakkı’ dosyalarını gündeme aldı ve daha fazla gecikme olmaksızın mevcut mevzuatın kararlarla uyumlu hale getirilmesine ilişkin Türkiye’ye acil çağrıda bulundu. Komite, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan tutsakların sayısına ilişkin bilgi talep ederek, Türkiye’nin genel tedbirlere dair benimsenen gelişmeler hakkında en geç Eylül 2022’de Komite’ye eylem planı sunmasına karar verdi. Komite’nin bu somut ve açık taleplerine karşı Türkiye’nin verdiği cevap, Ekim 2022’de bir eylem planı sunmak oldu. Hükümet esasen diplomatik bir dille, Türkiye’nin bu konuda bir değişiklik yapma planı olmadığını söyledi. Son olarak Türkiye, yine benzer argümanlarla Temmuz 2024’te bir eylem planı sundu.
 
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Komite, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir.
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Türkiye’nin bu kararı yerine getirmemesi halinde nasıl bir yaptırımı söz konusu olur?
 
Bakanlar Komitesi, Türkiye’den kararın uygulandığına dair eylem planları isteyebilir. Dava grubunu 3 aylık periyotlarla incelemeye alarak daha yakından izleme yapabilir. Devlet üzerindeki kararın uygulanması noktasındaki baskıyı artırmak için ara kararlar kurabilir. Ara kararlar düzenli yapılan toplantılar sonrası alınan genel kararlardan usulen daha etkilidir. AİHS’nin 46 (3) maddesi uyarınca Bakanlar Komitesi yorum sorunu dolayısıyla bir kararın uygulanmasının denetiminin tehlikeye girdiği kanaatine varırsa yorum konusunda bir karar vermek üzere konuyu AİHM önüne sevk edebilir. Bu mekanizmanın işletilebilmesi için Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyuna ihtiyaç vardır, bu nedenle de nadiren işletilir.
 
İstisnai durumlarda ihlal işlemlerinin başlatılması için AİHS’nin 46 (4). Maddesine başvurabilirler, Bakanlar Komitesi, devletin nihai bir karara uymayı reddettiği kanaatine varırsa, devletin kararı uygulama yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine karar vermek üzere meseleyi AİHM’e götürebilir. Bu mekanizma kararın uygulamasını sağlayacak yeni bir araç olarak 2010 yılında (AİHS’e ek 14 no.lu Protokolün yürürlüğe girmesiyle) yürürlüğe konulmuştur. (Her ne kadar, mahkemenin uygulayabileceği bir yaptırım söz konusu olmasa da). Bu mekanizma da Bakanlar Komitesi’nin üçte iki çoğunluğunun oyu ile harekete geçirilebilir, bu nedenle de nadiren uygulanır.
 
MA / İbrahim Irmak

Diğer başlıklar

05/09/2024
08:54 'İdama hayır' kampanyası imzaları 14 kuruluşa gönderildi
04/09/2024
22:43 Kêla Memê'de yaşamını yitiren Güzel memleketinde defnedildi
22:38 Erdoğan ve Sisi 17 anlaşmaya imza attı
22:01 Kerkük’te patlama: Irak’ın üst düzey komutanı öldü
21:54 Êlih’te coşkulu konser
21:43 Gençlik örgütleri: Mücadelemiz yenilmezdir
21:22 'Özel savaş politikalarına ‘jin jîyan azadî’ ile cevap olacağız'
19:59 Reşit Kibar için birçok kentte eylem: Tüm kesimler tepki göstersin
19:36 1 Mayıs’ta tutuklanan 4 kişi tahliye edildi
19:14 31 yılın ardından tahliye edildiler
19:09 Güzel ve Kartal'ın cenazesi aileleri tarafından alındı
18:34 ‘Özgürlüğe ses ver’ eylemi: Antidemokratik uygulamalara son verin
17:55 Hopalılar kereste atölyelerinin çalışmasını durdurdu
17:50 Sincar ve Özdemir katledildikleri yerde anıldı
17:38 ‘Tîrêjên Rojê’ kampanyasının startı BM önünde verildi
16:34 Emine Şenyaşar’ın eylemi 14’üncü gününde
16:12 SİHA saldırısında baba ve 2 oğlu katledildi
15:56 Erdoğan 'katil' dediği Sisi'yi resmi törenle karşıladı
15:55 Cezaevinde 'halaya' ceza
15:53 Erdek'te çıkan yangın 400 dönüme zarar verdi
15:50 İHİK'e Sincan Cezaevi başvurusu: Havalandırmada arama dayatılıyor
15:32 Irak’ta 6 ayda 421 tecavüz olayı yaşandı
14:36 Dukan'da bir araca hava saldırısı
14:29 Uşakov: Türkiye BRICS'e tam üyelik başvurusu yaptı
13:49 Sincar katledilişinin 31'inci yılında mezarı başında anıldı
13:46 1 kişinin ölümüne neden olan şirketin ruhsatsız santral işlettiği ortaya çıktı
12:36 Espiye Cezaevi’ndeki tutsaklardan ihlallere karşı duyarlılık çağrısı
12:30 Hopa'da Reşit Kibar için cenaze töreni düzenlendi
11:54 İSİG: Ağustos’ta 179 işçi yaşamını yitirdi
11:52 Ağaç kesimine karşı çıkan Kibar'ı öldüren saldırgan tutuklandı
11:16 Cezası onanan 3 siyasetçiye gözaltı
11:14 AKP'nin ortakları bir arada
11:08 DEM Partili belediyeden kadınlar için bir dizi karar
10:50 Tutsaklara işkence Meclis’e taşındı
10:03 Sincar’ın katledildiği günü anlattı: Ardılları diz çökmedi
09:57 'Çözüm' yolunu göstermek suç oldu!
09:56 Hopa saldırısı: Bu güveni ekolojik talana yol açan iktidardan alıyorlar
09:30 Narin Güran soruşturmasında ilk günden bugüne neler yaşandı?
09:16 DAİŞ'in alıkoyduğu 2 oğlundan 10 yıldır haber alamıyor
09:13 Gazeteci Şengalî: İşgal planları tüm halkları tehdit ediyor
09:11 30 yıllık kanser hastası tutsağın tahliyesine 'pişmanlık' engeli
09:10 Öğrenciler ikinci el kitap bile alamıyor
09:09 Irkçı saldırılar: Karşı durmanın yolu öz savunmadan geçiyor
09:08 Av. Kaya: Şiddeti besleyen erkek yargı sistemidir
09:06 Şirnex'te okul zili öğretmensiz çalacak
09:05 8 soruda Abdullah Öcalan’ın 'umut hakkı'
09:02 PADÊ yöneticileri: Kapatma kararı mücadelemizi engelleyemez
09:00 04 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
03/09/2024
23:49 Îdir’de kadınlar özel savaş politikalarını tartıştı
20:51 2 HPG'linin cenazesi aileleri tarafından alındı
20:34 Êlih Belediyesi ve baro anlaştı: Kadınlara hukuki destek sunulacak
19:43 Reşit Kibar için açıklama: Hesabını AKP’den soracağız
19:28 Reşit Kibar için yürüyen Hopalılar, uluslararası yolu kapattı
19:22 Sîdekan’a saldırı: 1 kişi katledildi
18:38 DEM Parti’den hasta tutsak Kuday’ın tahliyesi için bakanlığa başvuru
18:02 İran’a ait yük teknesi battı: 3 ölü
17:56 Manş Denizi’nde 12 mülteci yaşamını yitirdi
17:40 Sendika, kaydı yayınladı: Neden sendikaya üye oldunuz
17:33 Ezaz’da çocuğa işkence
17:27 Sevk edilen tutsakların ailelerine iki gün sonra bilgi verildi
17:19 Ereğli’de domates çiftçisi isyan etti
17:05 Mêrdîn'de şüpheli kadın ölümü
17:04 BES-AR: Kamu emekçilerinin yıllık enflasyonu yüzde 81
16:59 DEM Parti ağır hasta tutsak Özbek için İHİK'e başvurdu
16:41 İran’da bir yılda 400’ü aşkın kişi idam edildi
16:38 Eskişehir'de şüpheli kadın ölümü
16:23 Dilruba Kayserilioğlu'na 7 buçuk ay hapis cezası
16:13 Hopa'da tehdit başvuruları dikkate alınmamış
16:02 Bafil Talabani: Mesrur Barzani müdür dahi olamaz!
15:47 Tehdit edilen gazeteci Arslan'dan suç duyurusu
15:20 Emine Şenyaşar'ın Meclis'teki direnişi 13'üncü gününde
15:09 Şişli'de plazada yangın
14:41 Kadınlara şiddet uygulayan erkekler serbest bırakıldı
14:18 MKG’den Ağustos raporu: 6 kadın gazeteci tutuklu
14:18 Kremlin: Erdoğan BRICS zirvesine katılacak
14:05 Fernas işçileri yine jandarma bariyeriyle engellendi
13:59 DEM Parti: 40 kilonun altına düşen Kuday tahliye edilmeli
13:48 Ayhan Bora Kaplan davasındaki gizli tanığı kaçıran polislere tahliye
13:41 Adliyede 'Burada adalet yok' pankartıyla adli yıl açılışı
13:34 Kongo’da cezaevinde firar girişimi: 129 ölü
13:32 Tutsak Yiğit: Şiddete maruz kaldık
12:41 DİSK: 13 Eylül’de Mersin'den başlayarak mitingler yapacağız
12:40 Ahmadpur'un cenazesi ailesine verildi
12:22 Ağaç kesimine karşı çıkanlara saldırı: 1 ölü, 2 yaralı
11:45 Bir gecede 24 saldırı
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
10:37 DEM Parti'ye başvurunca AKP'ye üye yapıldığını öğrendi
10:29 TÜİK enflasyonu yüzde 51,97'e düşürdü!
10:14 Lokman cinayetinde 7 gözaltı
10:07 Habur’da bekletilen çocuklar yurda yerleştirildi
10:00 Hewlêr ve Silêmaniyê kırsalı bombalandı
09:57 Apê Musa Gazetecilik Ödülleri'nde son başvuru tarihi 10 Eylül
09:50 ENAG'ın enflasyon verileri: Aylık 3,47, yıllık 90, 35
09:42 Şirnex'te ulaşıma zam
09:18 Hasta tutsak Kuday'a kötü muamele: Yemeği önüne fırlatıldı, su verilmedi
09:08 Manavgat Cezaevi'nde psikolojik şiddet ve tehdit
09:07 Aydın'da bir kadın katledildi
09:05 21 kişinin katledildiği yasağın üzerinden 9 yıl geçti
09:04 Giyadîn'de maden nedeniyle 7 köy göçe zorlanıyor
09:02 İşçi mücadelesi büyüyor: Krizlerin nedeni Kürt sorunudur
09:02 Tutsak gazeteci: Tecrit kaldırılmadıkça eylemler devam edecek
09:02 Kokarca dadanan fındığın fiyatı 60 TL'ye düştü
09:00 3 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
00:32 Wêranşar’da madde bağımlılığına karşı çalışmalar sürüyor
02/09/2024
23:48 ABD, Venezuela Devlet Başkanı Maduro’nun uçağına el koydu
23:36 Amedspor ilk galibiyetini aldı
23:31 Mahkeme ‘kasten öldürme’ den tutukladı, Tunç ‘temennimiz sağ ulaşabilmek’ dedi
22:36 KNK’den Hekim Lokman için açıklama
22:26 4 yıldır ölümü aydınlatılmayan Koçak anıldı
21:41 Musena’da Kürtlerin bulunduğu toplu mezar açıldı
20:28 Ali Şen, 31 yılın ardından tahliye edildi
20:18 Barış mitinginde gözaltına alınan 12 kişi tutuklandı
19:51 Tutuklanan Güran’ın avukatı: Deliller yeterli değil
19:36 OHAL KHK’lerin yıldönümü: Baskı düzenini ortak mücadeleyle püskürteceğiz
18:53 Adalet Peşinde Aileler’den hashtag kampanyası
18:39 Narin Güran’ın amcasının jandarma ifadesi ortaya çıktı
18:10 Narin Güran’ın amcası tutuklandı
18:06 Êlih Barosu: Kürt kimliğinin yasal güvenceye kavuşturulması zorunluluktur
17:49 Êlih Belediyesi’nden bir ücretsiz ekmek büfesi daha
17:31 HRW Afşin-Elbistan Termik Santralleri konusunda Türkiye’yi uyardı
17:11 Katledilen Lokman'ın dosyasına gizlilik kararı
17:08 Savcılıktan SOLDEP'e ihtarname: Kürtlerin hakkını savunmak anayasaya aykırı sayıldı
17:04 Erdoğan adli yıl açılışında konuştu: Mahkeme kararları herkes için bağlayıcı
16:37 İzmir ve Mersin'de 'Özgürlüğe ses ver' eylemi: Tecrit savaşta ısrardır
16:24 Babaları tutuklanan 6 çocuk sınır kapısında mahsur kaldı
15:59 BES: Adliye çalışanlarının koşulları düzeltilmeli
15:31 Yüksekdağ ve Kobanê tutsakları için 'özgürlük' kampanyası
15:16 Narin Güran’ın amcasına tutuklama istemi
15:10 Lokman’ın öldürülmesi Meclis gündeminde: Kürtçe konuşmak yasak mı?
15:05 Gazeteci Gulistan Tara’nın ailesinden MKG’ye ziyaret
14:59 HES projesine tepki: Bir kimlik yok edilmek isteniyor
14:58 30 yıllık tutsak Göbe'nin tahliyesi bir kez daha ertelendi
13:51 Emine Şenyaşar Meclis'te polis dışında muhatap arıyor
13:46 Türkiye'nin Amêdiyê kırsalına taşıdığı paramiliter gruplar görüntülendi
13:37 Amed’te adli yıl açılışı: Adalet mücadelemiz sürecek
13:28 Qers Belediyesi aile şirketine döndü: Kenti Ülkü Ocakları yönetiyor!
13:10 İstanbul'da 'Savaş, yoksulluk ve demokratik çözüm' paneli düzenlenecek
12:51 GÖÇİZDER'den mal varlığının dondurulmasına tepki
12:29 Türkiye'de bebek ölüm hızı AB üyesi ülkelerden üç kat fazla
12:22 Silvan Alay Komutanlığı deposundan silah çalan uzman çavuş tutuklandı
12:08 Gabar’da çıkan yangın söndürüldü
11:59 DFG: Ağustos ayında gazetecilere yönelik baskı arttı
11:48 Narin Güran 13 gündür kayıp: Amca Güran adliyeye sevk edildi
11:40 Êlih’te polis şiddeti kameraya yansıdı
11:33 Maltepe Cezaevi’nden sevk edilen tutsakların ailelerine bilgi verilmedi
11:29 Xwebûn ‘Neden kadın gazeteciler?’ manşetiyle çıktı
10:59 Ekonomik büyüme durgunluğa girdi
10:56 1 Eylül mitinginden: Barış Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile mümkün
10:31 Pirsûs’da ev baskınları
10:04 Afyon'da işçi minibüsü devrildi: 10 yaralı