Suriye’de her şey sil baştan

img
HABER MERKEZİ - Baas rejimi yıkılsa da Suriye’de çelişki ve sorunlar devam ediyor. Alevilere dönük saldırılar başlarken, HTŞ'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan halklarla kuracağı ilişki ülkenin geleceğini belirleyecek. 
 
İsrail’in Hamas ve Hizbullah üzerinden İran’a vurduğu darbelerin pratik karşılığı, Suriye'de BAAS Rejimi'nin çökmesine ön ayak oldu. Lübnan’da Hizbullah ile varılan geçici ateşkesin İsrail’in istekleri doğrultusunda şekillendiği söylenebilir. Filistin'de Hamas’a vurulan darbeler ve Gazze'nin işgali ile devam eden süreçte Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesinde önemli bir adım oldu. 
 
İsrail, Şam’ın düşmesi, Suriye’de doğrudan toprak işgali ve ordusunun teknik altyapısını yok etmesiyle bu dizaynı başlatmış oldu. Şimdi ise daha çok yoğunluk Irak’a verilmekte ve Irak’taki İran’ın fiili etkisi kırılmak istenmektedir. Türkiye ise, Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) ve Suriye Milli Ordusu (SMO) hamleleri ile Ortadoğu’da ve Suriye sahasında etkisini artırmak, sürecin temel bir bileşeni haline gelmek istiyor. Türkiye'nin bu isteğine İngiltere, Almanya başta olmak üzere Avrupa devletlerinin de attıkları adımlar ile destek verdikleri görülmektedir. Suriye sahasının haricinde hem Kıbrıs adasının hem de Batı Şeria’nın konumlarının tartışmaya açılacağının da sinyalleri veriliyor. Kuşkusuz kapsamlı olan bu değişim arayışlarının sahada nasıl sonuçlanacağı, Türkiye gibi planın dışında bırakılan güçlerin nasıl bir karşılık vereceği ise gizemini koruyor. Fakat Ortadoğu’da jeopolitik büyük sarsıntıların yaşanacağını artık neredeyse herkes görmekte ve dillendirmektedir. Deyim yerindeyse volkan patlamıştır. Bu nedenle Üçüncü Dünya Savaşı denilen bu savaş, sistemsel bir iç savaş, bölgesel ve küresel bir savaş konumuna erişmiştir.
 
Üçüncü Dünya Savaşı, Ortadoğu'da siyasi, idari ve sınır değişikliklerini ortaya çıkarma noktasındadır. Gazze ile başlayan bu değişim, Lübnan ve Suriye'de önemli sonuçlar doğurdu. Bununla yetinmeyen hegemonik güçler, Türkiye'nin de içinde yer aldığı değişim ve yayılma politikasını sürdürüyorlar. Bu temelde Ege ve Trakya’da, özellikle Kıbrıs’ta Yunanistan lehine değişimler yaşanıyor. Bazı ülke yönetimlerinde düşüşler, bazı sınırlarda değişimler, bazı devletler de de ciddi sarsıntılar yaşanırken, bazı ülke ve devletlerin de yavaş yavaş bir kuşatma sürecine alındıkları görülüyor.
 
SURİYE’DE HERŞEY MUĞLAK
 
Suriye, dünya siyasetinin önceliği konumuna 2024 yılının sonunda yeniden ulaşmış ve bu konumu artarak sürmektedir. Suriye’de yaşanan gelişmeler, Ortadoğu’da olduğu kadar küresel düzeyde de askeri, siyasi ve diplomatik dengeleri değiştirmiştir. Bu değişen dengeler ve sahadaki güç konumları göz önüne alındığında mevcut durum kapsamlı bir politik değerlendirmeyi gerektiriyor. Esad rejiminin yıkılması, HTŞ ve onunla hareket eden diğer grupların Şam’ı almasıyla birlikte siyasi iktidar el değiştirmiş, buna bağlı olarak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanları ile Suriye’nin diğer alanları arasındaki ilişki diyalektiğinde farklılıklar ortaya çıkmıştır. BAAS Rejiminin kimsenin beklemediği çöküşü sonrası nasıl bir yol izleyeceğini şimdiden ifade etmek çok gerçekçi değildir. HTŞ’nin nasıl bir yapı olduğu az çok biliniyor. İdlip pratiği, çeşitli çete gruplarını zor ve ikna ile konsolide edebildiğini de gösteriyor. Fakat cihadist grupları bir araya getirmek farklı, çok çeşitli etnik ve dini grupların yaşadığı, yine birçok dış gücün farklı hesaplar yaptığı Suriye gibi bir devleti yönetmek çok farklı bir durumdur. Bu konuya iki eksenden bakılabilir; İlki HTŞ’nin uluslararası meşruiyetidir ki; bu devlet olmanın en temel noktalarından biridir. Hele bu devlet Ortadoğu’da yer alıyorsa bu durum şarttır. Eski iki bloklu dönemde devletlerin varlığı ve eylemlerinin uluslararası meşruiyeti ya iki cepheden birinde yer almakla ya da iki süper gücün anlaşması ile gerçekleşmekteydi. Örneğin Esad rejiminin meşruiyetinin kökeni de buna dayanmaktaydı. Günümüzde ise, çok farklı dinamikler devrededir ve etkindir. Yine Esad rejiminden örnek vermek gerekirse Rusya’nın ve son dönemde Arap devletlerinin desteği ona ancak kısmi bir meşruiyet sağladı. HTŞ ise şimdi hem NATO blokunun, hem Arap devletlerinin, hem de kısmen Rusya ve İran’ın kabulüne muhtaçtır. Bunu yapabilmesi içinde en başta son bir aydaki Türkiye kontrolü görüntüsünden uzaklaşması gerekiyor. 
 
GELECEK BELİRSİZ
 
Batı devletleri HTŞ’ye destek ve fırsat sunuyor fakat NATO içerisinde Suriye’nin Türkiye’nin güdümünde olmasının kararlaştırıldığını ifade etmek güç. Öte yandan Osmanlı fobisinin temel bir belirleyen olduğu, dolayısıyla Türkiye’ye bağımlı bir Suriye’nin Arap Birliği tarafından kabul edilmesinin zor olduğu belirtilmelidir. Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sıklıkla kullandığı “biz Suriye’de başat değiliz” türü argümanlar bu noktada hatırlanabilir. Yine HTŞ’nin Suudi Arabistan ile kurmak istediği ilişkiler bu açıdan dikkate alınmalıdır. Ayrıca iki bloklu sistem yıkıldıktan sonra devlet olmanın zorunlu kıldığı niteliklerinden biri de uluslararası arenada görece özerk hareket edebilme yeteneğidir. Tüm bağımlılıklarına karşın Esad bile bunu sağlamaya çalışıyordu. HTŞ’nin bunu sağlamak için Türkiye’den görece bağımsız hareket etmesi gerekmektedir. Bu Türkiye’nin yapı üzerindeki etkisinin olmadığı, ya da ilerde de olmayacağı anlamına gelmez. Aksine bunun optimal bir dengeye girmesi gerekecektir. HTŞ’nin son hamlesinde Türkiye’nin açık rolü olduğu ve bu planın İngiltere merkezli olduğu açıktır. Fakat Esad’ı düşüren bu hamlenin sonrasının da tüm detaylarıyla planlanmış bir biçimde devreye koyulduğu düşünülmemelidir. Bu nedenle HTŞ operasyonuyla yapılan nettir; Baas rejimi yıkılmış, İran devre dışı tutulmuş, Hizbullah marjinalize edilmiş, Rusya’nın etkisi kırılmıştır. Ancak yapılacaklar belirsiz ve muğlaktır. 
 
ROJAVA DEVRİMİ İLE KURULACAK İLİŞKİ
 
HTŞ’nin terör örgütü olduğu ve bir terör örgütünün devletleşemeyeceği iddiasının altı boştur. Zaten her devletin çekirdeği çetedir ve çete ile devlet benzer şekilde çalışır. Aradaki farkı basitçe ifade edersek, devlet çetenin kurumsallaşmış halidir. Bu kurumsallaşma hukuk eliyle sağlanır. İşte kritik nokta HTŞ’nin hangi hukuku referans alacağıdır. Çünkü bu aynı zamanda yukarda bahsettiğimiz uluslararası meşruiyet meselesini de doğrudan ilgilendirmektedir. Selefi, teolojik hukuk İdlip’te işlevsel olabilir, fakat Suriye için bu çok olası değildir. Kuşkusuz Siyasal İslam baştan itibaren bir kapitalizm icadıdır. PKK Lideri Abdullah Öcalan savunmalarında bu konuyu detaylı bir biçimde açmaktadır. Fakat hangi tona bürüneceğine karar verecek olan yapıda merkez kapitalist devletler olacaktır. Bu açıdan HTŞ’nin önünde ciddi sınavlar vardır ve bu sınavlardan en önemlisi de Rojava Devrimi ve onun değerleriyle kuracağı ilişkidir. Rojava Devrimi’nin realitesini görmezden gelerek bir devlet kurumsallaşmasını, ancak bir soykırım savaşı denemesi ile yapabilir. Bu durumda ise kesinlikle kaybeden Şam’daki yeni hükümet olacaktır. Uluslararası ilişkilerde meşruiyet, yasallıktan daha fazla önem arz eder. Bu gerçeği görmezden gelerek hareket eden taraflar, hem diplomatik hem de siyasi hamlelerde yanlış yaparlar. Şuan itibariyle Suriye topraklarında meşruiyeti olan tek güç, kuzey ve doğu Suriye’nin askeri siyasi idari yapılarıdır. HTŞ’ye konjonktürel bir ilgi olsa bile yarını belirsizliklerle doludur.  
 
SURİYE’DEKİ ALAN HAKİMİYETİ
 
Mevcut konumda sahaya bakıldığında Suriye’nin güneyi, başta Quneytra ve Siwediyê olmak üzere Dürzilerin yaşadığı alanlarda İsrail etkisi ve hakimiyeti gelişiyor. Fırat’ın doğusu Rojava devrim güçlerinin hakimiyetinde kalmaya devam etmektedir. Türkiye Serêkanîyê, Girê Spî, Bab, Cerablûs, Ezaz, Marê ve Efrîn ile birlikte Halep ve Minbiç alanlarında da kendisine bağlı paramiliter gruplar aracılığıyla hakimiyetini geliştirmeye çalışırken, HTŞ ise Hama, Humus, Şam, Tartus, Lazkiye, İdlib ve Dêrazor’un güneyinden Ebu Kemal’e kadarki merkezi alanları kontrolünde tutuyor. Her ne kadar diğer çete grupları da HTŞ’ye biat etmiş gibi görünseler de, özellikle Türkiye ile hareket eden gruplar halen Türkiye’nin himayesindedir. Bu gruplar sırtlarını Türkiye’ye yaslayarak, Suriye içindeki iktidar mücadelesinde varlıklarını korumaya, güç olmaya ve bu temelde avantajlar elde etmeye çalışmaktadır. Türkiye ise bu grupları kontrolünde tutarak Suriye’deki hakimiyetini sürdürmeyi ve ilerisi için HTŞ üzerinde denge unsuru olarak kullanmayı amaçlamaktadır. 
 
İran ve Rusya’nın Suriye’deki varlığı sona ermiştir; bu alanlarda Türkiye başat aktör haline gelmek istemektedir. ABD’nin öncülüğünü yaptığı Koalisyon güçleri Fırat’ın doğusunda varlığını sürdürmektedir. Rusya-İran ve Esad rejiminin varlığını sürdürdüğü dönemde izlenen 3'üncü Yol stratejisi ABD ve Rusya arasında bir denge oluşturmuş, her iki tarafla da ilişkilenme imkanını kazandırmıştı. Mevcut durumda Esad rejimi-İran ve Rusya’nın doldurduğu pozisyonu, şu anda HTŞ ve Türkiye doldurmak istiyor.  
 
Türkiye'nin, Rojava ve Başur’u da içine alacak şekilde Misak-i Milli politikasını ısrarla yürütmeye çalıştığı ortadadır. Bu açıdan İran’ın etkisinde yıkılan Şia Hilal‘in yerine Musul’dan Halep’e, İdlip’ten Şam’a uzanan bir hatta Suni Hilali kurmak istediği de görülmelidir. 
 
YENİ SURİYE İÇİN DİNCİ-MEZHEPÇİ BİR SİSTEM ÖNGÖRÜLÜYOR!
 
Tüm bunların yanında HTŞ gerçekliği biliniyor. Her ne kadar bölgesel ve uluslararası meşruiyet arayışı olduğundan dolayı çok farklı bir görüntü verse de, El Nusra'nın (aynı zamanda El Kaide ve DAIŞ anlamına da gelir) zihniyet ve ideolojisini taşıdığı herkesçe bilinmektedir. Bu denklemde bazı hususları belirtmek gerekirse; HTŞ hükümetinin yeni Suriye olarak pazarladığı sistem, dinci-mezhepçi-ulus devletçi bir Suriye’dir. Öte yandan Türkiye'nin Suriye’deki bu değişikliği Ortadoğu’da kendisi için daha güçlü bir pozisyon almanın sıçrama tahtası olarak görüyor. Suriye’nin genelini bir hakimiyet alanı olarak ele alacağı, siyasi, ideolojik, ekonomik, askeri, istihbari, kültürel, toplumsal gibi alanlarda kendisine bağımlı bir Suriye oluşturma çabasına gireceği açıktır. Kuşkusuz en temel amaçlarından biri de Rojava devrimini tasfiye edip Kürtleri Suriye’de statüsüz bırakmak olacaktır. 
 
SURİYE’DE DEĞİŞİM DÖNÜŞÜM SÜRECİ YENİ BAŞLIYOR
 
Tüm bu değerlendirmeler ışığında Rojava Devrimi’nin önündeki olası avantaj ve tehlikeler çok fazla. Öncelikle Suriye’de değişim ve dönüşüm sürecinin bitmediğini, aksine yeni başladığını kabul etmek gerekir. BAAS rejiminin yıkılması, Suriye’deki çelişki ve sorunların bittiği anlamına gelmiyor. Alevi mezhepçiliği temelinde hareket eden Esad BAAS’çılığının yerine şu anda Sünni mezhepçiliği temelinde hareket eden HTŞ BAAS’çılığı almıştır. Ancak Suriye’de yaşayan halkların, inanç kesimlerinin, toplumsal bileşenlerin hiç bir sorunu çözülmüş değildir. Suriye savaşı bitmemiş, sorunlar çözülmemiş, aksine daha da belirsizleşerek derinleşme safhasına girmiştir. Bunun en belirgin örneği Hama, Humus, Lazkiye, Tartus ve Şam kırsalına kadar ki bölgede yaşayan Alevi kesiminin Şam’ın yeni iktidarına büyük tepkilerinin olmasıdır. Çünkü HTŞ’ye bağlı güçlerce Alevi katliamları, işkence, kaçırma ve başlarının kesilme gibi vahşi görüntüler ortaya çıkıyor. Yine Quneytra ve Siwediyê bölgesindeki Durzilere yönelik baskıların artması nasıl bir sistemin oluşacağıyla ilgili bize bir yol haritası gösteriyor. 
 
MA / Erdoğan Altan
 

Diğer başlıklar

24/11/2025
23:53 Çiftyürek: Türkiye çölleşiyor, asıl beka sorunu bu
23:36 Şex Xezal’dan Suriyeli yurttaşlara: Mezhepçi söylemlerden uzak durun
23:32 Federe Kürdistan'tan gelen gençlerden Amara'ya ziyaret
23:28 Mêrdîn’de iki ayrı kazada 3 kişi hayatını kaybetti
22:45 Mêrdîn’de şüpheli çocuk ölümü
22:38 George Aslan: Boşaltılan Süryani köylerin taşınmazları gasp ediliyor
22:03 Ahmet Özer'den CHP'ye: Herkes elini taşın altına koymalı
21:53 Mizgin Ertekin'in telefonu incelemeye gönderildi
21:35 Adalet Kaya: Çiftçiler ürünlerini çöpe atıyor
21:20 Komisyon İmralı görüşmesi gündemiyle toplanacak
21:14 ‘Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan artık sürecin resmi muhatabı’
21:01 TJA’dan Sûr'da meşaleli yürüyüş
20:13 Meclis Başkanlığı duyurdu: Heyet İmralı’ya gitmiştir, olumlu sonuçlar alınmıştır
19:14 Kağıthane'de bir kadın katledildi
18:48 Suriye'deki Alevi katliamına karşı uluslararası kurumlara çağrı
18:41 Belçika’da 3 günlük genel grev başladı
18:34 Pakistan’da jandarmaya saldırı: 3 ölü
18:23 Gazze’de mülteci kampında 14 kişinin cenazesine ulaşıldı YENİLENDİ
18:17 Ortak açıklama: Sarıçam ormanları coğrafyanın nefesidir
18:12 DEVA Partisi’nde 'İmralı’ istifası
18:01 Venezüella’ya uçuşlar durduruldu
17:39 Meclis Komisyonu heyeti İmralı’dan döndü
17:26 Siirt Üniversitesi bölüm başkanı lojmanda ölü bulundu
17:21 AB: Ukrayna barış görüşmelerinde önemli ilerlemeler var
17:17 25 Kasım yürüyüşlerine çağrı: Şiddeti birlikte durduracağız GÜNCELLENİYOR
17:10 DİSKİ: Atıksu Arıtma Tesisi 20 gün içinde tam kapasite devreye girecek
17:08 Seyhan Belediyesi'ndeki tacize tepki
16:42 Tarım ve Orman Bakanı’na tepki: Türkiye zehirleniyor
16:40 Aykol'un kan değerlerini bozan antibiyotik tedavisi durduruldu
16:07 Kendirci soruşturmasında 3 kamu görevlisi açığa alındı
15:44 Hayali eylem nedeniyle verilen cezaya itiraz edildi
15:04 İnanç örgütleri: Kadına biçilen tüm baskı biçimlerini reddediyoruz
15:03 Wan’da taziyelere kitlesel katılım
14:19 CHP eski vekillerden Özel’e ‘İddialar’ araştırılsın mektubu
14:08 Şakran Cezaevi önünde 25 Kasım eylemi
13:59 Aykol'un kan değerlerinde bozulma görüldü
13:49 'İşkenceyi' haberleştiren Öznur Değer ve Osman Akın'a dava açıldı
13:36 Erdoğan: Komisyonun aldığı karar sürecin önünü açacaktır
13:33 İHD: Kürdistan'da son bir yılda 88 kadının yaşam hakkı ihlal edildi
13:19 Biri cezaevinde 17 kadına yapılmamış bir eyleme katılmaktan ceza
12:42 Abdullah Öcalan ile yapılacak görüşmenin tutanakları Meclis Komisyonu’na getirilecek
12:27 Meclis Komisyonu İmralı'ya gitti
11:22 Feti Yıldız İmralı’ya gitmeden önce paylaştı
11:20 Gazeteci Ali Barış Kurt'un tahliyesi ertelendi
11:00 Meclis Komisyonu İmralı'ya gidiyor
10:52 Filozof Therborn: Abdullah Öcalan çağrısıyla Nobel Ödülü'nü hak etmiştir
10:48 Karayılan: CHP yanlıştan geri dönsün
09:53 Gazeteci Özdemir: Duhok'taki fotoğrafın gerekleri yerine getirilsin
09:29 Mazlûm Ebdî: İmralı’yı ziyaret ihtiyacı duyuyoruz, Türkiye bundan korkmamalı
09:13 'Özgürlük şehitlerine barışın müjdesini vermek istiyoruz'
09:11 'Tüm halklar süreci desteklemeli'
09:10 ‘25 Kasım’da kadını yok sayan politikalara cevap verelim’
09:09 'CHP Kürtler üzerinden oyun oynamaya son versin'
09:08 Beluc Fariba Borhanzahi: Jin, jiyan, azadî ortak haykırış olarak benimsendi
09:02 Rojhilat Genç Kadınlar Birliği üyesi: Temel kazanım özgürlüktür
09:00 İstanbul’da 'Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı' düzenlenecek
09:00 24 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:55 Meteoroloji’den 32 il için sağanak uyarısı
00:00 İstanbul'da ulaşıma 25 Kasım engeli
23/11/2025
23:08 Humus’ta 2 kişi katledildi
22:30 Egîdê Cimo Ma Muzik okulu bir yaşında
20:48 Kavga eden Gürhan ve Dündar ailelerine sağduyu çağrısı
20:43 Mersin’de 14 işçi zehirlendi
19:29 Trump’tan Biden’ı suçlama, Zelenski’ye sitem
19:22 Beluc hak savunucusu Turan Halamzahi cezaevine girecek
18:39 Paris’te kadınlardan görkemli yürüyüş
18:00 Metin-Kemal Kahraman’ın ‘Ferfecir’ albümünün 25 yılına özel konser
17:54 İsrail Beyrut’a saldırı düzenledi
17:48 Humus’ta Alevi ve Hristiyan mahallelerine saldırı
17:43 Bakanlık Şêx Said'i aşağılayıcı ürün satışını durdurdu
17:39 İmamoğlu, CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararını destekledi
17:36 İsrail’in ateşkesi tanımıyor: 339 kişi katledildi
17:30 Kadınlardan örgütlülük çağrısı: Asla yalnız yürümeyeceksin
17:20 İtalyan Sosyolog: Kürt siyasi hareketi başka bir dünyanın önünü açacak adımlar attı
17:19 Dilovası’nda açıklama: Kastik katillere karşı özgür yaşamı inşa edeceğiz
17:14 19 HPG’linin taziyesine kitlesel ziyaret
17:10 Awesta'dan anadilde eğitim talebi
17:08 Alevilerden süreç talebi: Her toplum baskısız yaşayabilmelidir
15:48 Sabahat Tuncel'den CHP'ye: İmralı'ya gitmeden Kürt sorununu çözemezsiniz
15:29 Tülay Hatimoğulları: Süreç devletle yürütülen bir süreçtir
15:14 HPG'li Gündüz'ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:11 Gazeteci Aykol'a PEG tedavisi uygulanacak
14:42 Dorşîn’de ağaç kıyımına karşı fidan ekimi
13:40 Ronahi Gazetesi basılı yayına yeniden başladı
12:49 Şengal’de kadınlar erkek şiddetine karşı çözümü tartıştı
12:43 Öğrenci yurdunda şüpheli ölüm
10:50 Wan'da silahlı kavgada baba-oğul yaşamını yitirdi
10:26 Sakarya'da zehirlenen tutuklu sayısı 171'e yükseldi
10:22 Agirî'de 'güvenlikçi' adımlar: Barış sürecinin ruhuna ters düşüyor
10:07 Jin dergi 25 Kasım’ı kapağına taşıdı
09:34 Yeni Yol'a 'İmralı' müdahalesi mi yapıldı?
09:30 Özel Okmeydanı Hastanesi çalışanları: Hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz
09:29 ‘Kadın katliamları dosyaları 'şüpheli ölüm' denilerek kapatılıyor’
09:28 Halktan Sezgin Tanrıkulu’na: Amed sokaklarına girmemeli
09:26 KESK’in bölge mitingine katılan emekçiler: Halktan yana bütçe istiyoruz
09:25 Adliye bahçesinde işlenen bir cinayetin anatomisi
09:23 Gazeteci Can: CHP İmralı’ya gitseydi tabanından büyük bir reaksiyon almayacaktı
09:20 Hurda metallerin dönüşümü: Sanat bir zihin meselesi
09:19 Yoksulluk, güvencesizlik ve şiddet zincirinde yaşam mücadelesi
09:17 Türkiye'de COP31 için alternatif zirve hedefi
09:13 Mahkeme Trump'un 'hızlı sınır dışı' talebini reddetti
09:12 Jinwar ‘kadın kentleri’ne ışık tutuyor
09:04 MA’ya konuşan Mazlûm Ebdî: QSD’nin katılımı Suriye ordusunu güçlendirir, huzur getirir
09:00 23 KASIM 2025 GÜNDEMİ
22/11/2025
23:27 İşkenceyle katledilen Kendirci'nin dosyasına gizlilik kararı getirildi
23:22 Hamburg’da Bîra Sûrê belgeseline ödül
23:17 31 yıl sonra tahliye olan Karatay memleketinde karşılandı
22:55 Riha'da yaşanan 2 ayrı kazada 2 kişi öldü
22:51 Riha’da engelli bakım merkezinde yangın: 1 çocuk yaşamını yitirdi
20:34 Türkiye Kobanê’de çiftçilere ateş açtı
19:44 Kılıçdaroğlu'ndan CHP’nin İmralı kararına tepki: Tarihin doğru tarafında olmak cesaret ister
19:11 25 Kasım etkinliklerinde birlikte mücadele vurgusu
18:39 Tülay Hatimoğulları: Komisyon tarihi bir karar aldı
18:35 Kadınlar katledilmek istenen Yasemin D.'yi ziyaret etti
18:29 Kadın tutsakların çizimleri sanatseverlerle buluştu
18:19 Özel: Komisyonda aldığımız karardan dönmeyeceğiz
17:32 Şax’ta Kadın Yaşam merkezi açıldı
17:29 Ekmek, toprak, adalet mitingi: Ekolojik saldırıya karşı kendimizi korumak zorundayız
17:17 25 Kasım kapsamında medyanın dili tartışıldı
17:10 Halide Türkoğlu: Kadınlar barış ısrarını sürdürmeli
17:02 Ekoloji Kervanı Kuzey Ege'de
16:36 Amedspor maçında Jîna Emînî’nin koreografisi açıldı
16:22 Wan’da Burak Ercan kararı protesto edildi
15:43 Emekçiler bütçe taleplerini açıkladı
15:35 Şevket Epözdemir katledilişinin 32’nci yılında anıldı
15:30 KESK’ten bölge mitingi: Bütçe emeğe ve barışa ayrılmalı
15:23 Pervin Buldan'dan partilere: Çözümün gelişmesi için herkes elini taşın altına koymalı
15:01 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Halkın iradesi derhal teslim edilmeli
14:52 İSKİ’den su tüketimi uyarısı
14:45 Kadınlara yönelik cezaevindeki şiddet tartışıldı
14:22 Hasta tutsakların tahliyesi talep edildi
14:09 Wan’da Çocuk Hakları Dayanışma Ağı kuruldu
14:02 Katledilen ve kaybedilen kadınlar için adalet istendi
13:57 Bakırhan: ‘Şununla oturmam’ diyenler barış istemiyor, bunu da bir yere not ettik!
13:31 Yeni Yol Grubu İmralı'ya gidecek heyete üye vermeyecek
13:09 Cumartesi Anneleri: 45 yıldır Hayrettin Eren’in nerede olduğunu soruyoruz
12:57 Abdullah Öcalan: Hukukun yeniden inşa edilmesi bir gerekliliktir
12:42 Bozkurt ve Akgül’ün taziyesine kitlesel ziyaret
12:37 Mansur Yavaş ve özel kalem müdürü hakkında soruşturma izni
12:31 DEM Parti Mersin’de gazetecilerle bir araya geldi
12:26 Bahis soruşturmasında 149 hakemin kariyeri sona erdi
12:25 Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği değiştirildi
12:24 Tülay Hatimoğulları: Hiç kimsenin çözümden kaçma lüksü yoktur
12:11 Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: CHP’nin tutsak edildiği bir siyaseti izledik
11:35 DBP: Çözüm iradesini yok saymak, barış ve eşitlik taleplerinin inkârdır
10:33 Mazlûm Ebdî’den MA’ya önemli değerlendirmeler
10:12 Komisyonun İmralı’ya gitme kararını gazeteler nasıl gördü?
09:55 Kaybeden Kürtler değil CHP olacak
09:49 Dêrsim Belediyesi’nde kayyımın 1 yılı: Bina ve arsalar satılığa çıkarıldı
09:44 Rojava Film Festivali’ne katılan Ott: Burası Ortadoğu’ya örnek olabilir