AMED - Kayyım atamalarına tepki gösteren Amed Kent Konseyi, kayyım atamaya olanak sağlayan yasal düzenlemenin iptal edilmesini istedi.
Amed Kent Konseyi, kayyım atamalarına ilişkin Amed Büyükşehir Belediyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileriyle konsey bileşeni kurumların temsilcileri katıldı. Açıklamayı yapan Amed Kent Konseyi bileşenlerinden İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, belediyelere kayyım atamanın yolunu açan Kanun Hükmündeki Kararname (KHK) ile birlikte 2016'da Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yönetimindeki 95 belediyenin eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyım atandığını hatırlattı.
Kayyım atamalarının hukuksuz olduğunu ifade eden Yılmaz, iktidar temsilcilerinin, 31 Mart 2019 seçimlerinden sonra da kayyım politikalarına devam ettiğine dikkat çekti. Yılmaz, 31 Mart 2019'da İçişler Bakanlığı’nın kararları ile 3'ü büyükşehir, 5'i il, 33’ü ilçe ve 7'si belde belediyesi olmak üzere Halkların Demokrasi Partisi (HDP) yönetimindeki 48 belediyeye kayyım atandığını anımsattı. Yılmaz, "31 Mart 2024 tarihinde yapılan son yerel seçim sürecinde ve sonrasında kayyım uygulamalarının devam edip etmeyeceği yönündeki tartışmalar devam ederken, 3 Haziran 2024 tarihinde Colemêrg Belediyesi'ne atanan kayyım ile mesele tekrardan kamuoyunun gündemine girmiştir. Wan Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyımla birlikte Türkiye'de 31 Mart 2024 günü yapılan mahalli seçimlerden bu yana 9'u DEM Parti, 2'si ise Cumhuriyet Halk Partisi yönetiminde bulunan 11 belediyeye kayyım atanmıştır" ifadelerini kullandı.
'MEŞRU OLDUĞU ALGISI YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR'
Seçme ve seçilme hakkının 2016'dan beri sistematik bir biçimde ihlal edildiğini vurgulayan Yılmaz, "Siyasi iktidar, belediyelere kayyım atama kararlarının gerekçesini oluşturmak için ya uzun yıllardır adliye raflarında bekletilen dava dosyalarını ya da seçilmişlerin seçime girmeden önce haklarında verilen, ancak henüz kesinleşmeyen mahkumiyet kararlarını gerekçe göstererek, ulusal ve uluslararası kamuoyunda, verilen bu hukuksuz kararların meşru olduğu algısını yaratmaya çalışmaktadır. Ancak bu çabanın gerek ulusal gerekse uluslararası toplumda bir karşılığı olmadığını belirtmek isteriz. Zira Venedik Komisyonu'nun, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'nin 2017 yılında vermiş olduğu karar ile Avrupa Parlamentosu'nun 14 Şubat 2025 tarihli kararlarında Türkiye'de devam eden kayyım uygulamalarının, uluslararası standartları ve Türkiye Anayasası'nı çiğneyen bir hal aldığı şeklindeki kararları ile kayyım atama kararlarının tamamen siyasi saiklerle verildiği tespit edilmiştir" diye konuştu.
PROTESTOCULARA İŞKENCE VE GÖZALTI
Yılmaz, her kayyım atamasında olduğu gibi Wan Büyükşehir Belediyesi'ne atanan kayyım ataması sonrası yaşanan protestolara müdahalede polisin, plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla müdahalede bulunduğunu, müdahalede orantısız güç kullandığını belirtti. Yılmaz, "Bu müdahaleler sırasında aralarında Amed Büyükşehir Belediyesi ve Kent Konseyi Eşbaşkanı Doğan Hatun'un da bulunduğu yüzlerce yurttaş bir işkence biçimi olarak kabul edilen ters kelepçe yöntemi ile gözaltına alınmıştır. Yine aynı eylemlerde hem seçme ve seçilme hakları için hem de belediyeler aracılığıyla elde ettikleri kazanımlar için mücadele eden kadınlar kolluk kuvvetlerinin çok daha sert ve işkenceye varan muamelelerine maruz kalmıştır. Mevcut hukuksuzluğa karşı barışçıl protestolar düzenleyen halka ve kadınlara yönelik bu şiddet ve saldırı hali kayyum politikalarının bir devamıdır" şeklinde konuştu.
DEM Parti Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan'a dönük polis saldırısına değinen Yılmaz, "Polisler tarafından lince varacak düzeyde darp edilmesi, kadınlara ve çocuklara plastik mermilerle saldırılması kolluk şiddetinin geldiği noktayı açıkça göstermektedir" dedi.
MECLİS GÖREVE ÇAĞRILDI
Polisin şiddet uygulamasını kabul etmediklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Anayasa ve birçok evrensel hukuk metninde bir hak olarak tanımlanan toplantı ve gösteri hakkını kullandıkları için gözaltına alınan tüm yurttaşların bir an önce serbest bırakılmasını, bugüne kadar yapılan kayyım atama işlemlerinin tamamına derhal son verilerek kayyım atamalarına zemin sağlayan Anayasaya aykırı kanun maddelerinin iptal edilmesini ve yine bu konuda konunun muhatabı olan yargı makamları ile iktidarı ve parlamentoyu göreve çağırıyoruz."