ANKARA - Ders boykotunu sürdüreceklerini belirten öğrenciler, "Eğer kayyumlara karşı daha güçlü bir direniş sergileyebilseydik, bugün ne İmamoğlu'nun tutuklanmasını konuşurduk ne de kayyumları" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması, kayyım politikaları, polis şiddeti ve baskılara karşı 24 Mart'a başlattıkları ders boykotunu sürdüren Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencileri, "Zülüm varsa ders yok" diyerek, boykotu büyütme çağrısı yaptı. Öğrencilerden Çağla Çakır, tüm gençlik kesimlerinde bir öfkenin biriktiğini ifade ederek, "Aslında ilk diplomanın iptaliyle beraber, İstanbul Üniversitesi'nde bir kıvılcım zaten yakılmıştı. Barikatlar aşılmıştı. Ardından ülkenin dört bir yanına yayılan eylemler yaşandı. Buradaki eylemler, Hacettepe'ye de sıçradı. Devamında da ODTÜ'de sıra arkadaşlarımızın yaptığı boykot çağrısı gündeme geldi. Bu boykot çağrısını hep beraber tartıştık. 'Polis şiddeti varsa, baskı varsa, zorbalık varsa, zulüm varsa ders yok.' dedik ve okullarımızda akademik boykot başlattık" ifadelerini kullandı.
Kürdistan'da belediyelere kayyım atanmasına muhalefetin yeterli düzeyde tepki göstermediği için Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını kolaylaştırdığını ifade eden Çağla Çakır, "Toplumsal muhalefet çok basiretsiz bir dönemden geçti. Biz o zaman mücadeleyi daha da yükseltebilseydik, ülkenin dört bir yanına yayabilseydik ne İmamoğlu'nun tutuklanmasını konuşurduk ne de kayyumları konuşurduk. Kayyum atamaları İmamoğlu sürecinde başlamadı. Bunun birçok örneğini Kürdistan'ın birçok ilinde görüyoruz. Seçilmişlerin hakları gasp ediliyor. Bunun karşısında da bir direniş var. Bu direnişi Batı'ya da yaymak gerekiyordu. Bu bizim sorumluluğumuzdu. Onu yeterince yayabilseydik ya da Alevi katliamları yaşandığında sesimizi yeterince yükseltebilseydik, bugün bu tartışmaları yapmıyor olurduk" diye konuştu.
'CAN ÇEKİŞMEMİZ POLİSİN UMRUNDA DEĞİLDİ'
Eylemlerin demokratik hakların ve özgürlüklerin mücadelesi olduğunu dile getiren öğrencilerden Meyra Şahutoğlu, eylemlerde ilk defa biber gazıyla tanıştığını ifade ederek, polis şiddetinin orantısız olduğunu dile getirdi. Demokratik bir hakkın kullanıma karşı polisin, doğrudan eylemcileri hedef alarak, biber gazı, plastik mermi kullandığını dile getiren Meyra Şahutoğlu, "Çok fazla plastik mermiler kullanıldı. Bizim bir arkadaşımızın direkt suratına atıldı. Bacakları mosmor olan insanlar vardı, İstanbul'daydı herhalde. Orantısız bir polis şiddetiyle karşı karşıyaydık. Sonraki günlerde de artarak devam etti" diye belirtti.
'TUTUKLANAN ARKADAŞLARIMIZ İÇİN ENDİŞELİYİZ'
Yıllardır süren kadın şiddetinin, azınlıklara yönelik politikalar, anti-demokratik kararların protestoların başlamasının ana sebebi olduğunu vurgulayan öğrenci Tarık Efe Yüksel "İçeride olan arkadaşlarımız için endişeliyiz. Bütün siyasi tutsakların bir an önce özgürlüklerine kavuşması en büyük dileğimiz. Yine aynı şekilde gözaltında şiddet gören, tacize uğrayan kadınları da her gün konuşmamız gerekiyor. Unutmamamız ve gündemden düşürmememiz gerekiyor. Biz kendi adımıza, ODTÜ öğrencileri ve diğer tüm öğrenciler olarak haksızlığa elimizden geldiğince ses çıkarmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Berfin Kino, Wan Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanmasına karşı yapılan protestolarda, kadınların şiddet ve tacize uğradığını, bu durumun Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasına karşı geliştirilen protestolarda kamuoyu tarafından iyi göründüğünü belirtti. Direnişlerin öncüsünün kadınlar olduğunu söyleyen Berfin Kino, "Alanlardaki direnişin küfürle değil, inatla olduğunu vurgulamak çok önemli bizim için. Çünkü bu direnişin, hareketin öncülüğünü kadınlar yapıyor. Kadınlar ve LGBT+'ların da direndiği bir alanda faşist söylemlere, küfürlere yer yok. Bu yüzden bu yürüyüşleri de buna göre yönlendirmek, buna evriltmek bizim için çok önemli" dedi.
'DEVAM ETMESİ ÖNEMLİ'
Kampüslerde süren boykot sürecine değinen Berefin Kino, boykotların üniversitelerin yeniden öğrencilerin alanı haline gelmesi açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek, "Kampüslerde devam eden boykot sürecinin de kampüslerin tekrardan bizim olması noktasında çok önemli bir gerçeklikte ve eylemsellikte kalıyor. O yüzden bu hareketliliğin böyle devam etmesi çok önemli" ifadelerini kullandı.