WAN - Çağrının tarihi bir fırsat olduğunu belirten DEM Parti Wan İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi, "Öcalan'ın kendi rolünü oynayabilmesi, daha güçlü bir müzakere sürecini yürütebilmesi ve kendi yapısı ile diyalog halinde olabilmesi için uygun zemin oluşturulmalıdır" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" üzerinden bir ayı aşın süre geçmesine rağmen iktidar, bu konuda henüz adım atmış değil. Kürt siyaset hareketi, bu durumun "oyalamaya" olarak yorumlarken, sürecin hedefine ulaşmasının iktidarın atacağı adımlara bağlı olacağı toplumsal genel bir kanı olarak yaygınlık kazanıyor. Partisindeki bir heyetin görüşmelerin yürütülmesinde rol aldığı Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan İl Eşbaşkanı Veysi Dilekçi, devletin üzerine düşen sorumluluğu bir an önce yerine getirmesini istedi.
TARİHİ BİR FIRSAT
Çağrının toplumda yarattığı etkiye işaret eden Dilekçi, "Sayın Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı hem Türkiye hem de dünya kamuoyunda ciddi bir etki yarattı. Ortadoğu'da yaşananlar açısında böylesi bir çağrı son derece önemlidir. Toplum olarak da bu çağrıyı 'asrın çağrısı' olarak değerlendirdik. Çünkü Ortadoğu'nun en temel ihtiyacı barıştır. O açıdan Sayın Abdullah Öcalan'ın çağrısı bir barış çağrısıdır. Kuşkusuz çok değerli bir açıklamadır. Ülkenin en gerçek ve temel sorunu Kürt sorunudur. Bu sorundan dolayı katliamlar yaşandı. Sonuç itibari ile binlerce insan hayatını kaybetti. Bu sorunun demokratik yollarla çözümü esastır. Sayın Öcalan 1993'te bu yana Kürt sorunun demokratik ve anayasal zeminde çözümü için her dönem çeşitli çağrı, çalışmalar yapmıştır. 27 Şubat'ta yaptığı çağrı çok daha farklı bir çağrıdır. 27 Şubat'tan bu yana devlet tarafından şimdiye kadar herhangi doğrudan bir adım atılmadı. Herkes için tarihi bir fırsat var. Türkiye'de demokrasi ve özgürlük adına tarihi bir fırsat yaşanıyor. Çağrının koşuları bir an önce sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.
'DEVLET SORUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMELİ'
Barış ortamının sağlanması için hâlâ devam eden tecridin sonlandırılması ve Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğüne kavuşması gerektiğini söyleyen Dilekçi, "Sayın Abdullah Öcalan'ın yaşamsal ve insani haklarından yararlanmadığı açıktır. Türkiye'de ve Ortadoğu'da yaşanan sorunların çözümü acısından Sayın Öcalan önemli bir aktördür. Sayın Öcalan'ın kendi rolünü oynayabilmesi, daha güçlü bir müzakere sürecini yürütebilmesi ve kendi yapısı ile diyalog halinde olabilmesi için uygun zemin oluşturulmalıdır. Devletin de artık rolünü oynaması gerekiyor. Süreçle ilgili Meclis'in de üzerine düşeni yapması ve cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine son verilmesi gerekiyor. Kürt sorunun önünde bulunan engellerin eşit yurttaşlık temelinde gerekli çalışmaların bir an önce yapılması gerekiyor. Bu sorunların önündeki engeller peyderpey aşılır ve devlet de üzerine düştüğü sorumluluğu yerine getirdiği vakit demokratik barış zemini oluşacaktır" diye konuştu.
'TOPLUMA DA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR'
İktidarın çözüme dair adım atmamasının toplumda samimiyetini sorgular hale getirdiğini vurgulayan Dilekçi, sürecin ilerlemesinde sadece devlete değil, topluma da sorumluluk düştüğünü kaydeden Dilekçi, bu süreçte sivil toplum örgütlerinin de üzerine düşen rolü yerine getirmesi gerektiğini dile getirdi. Dilekçi, "Toplum olarak hepimize görev ve sorumluluklar düşüyor. Türkiye toplumunda çağrı için gerekli sorumlulukları vardır ve yerine getirmesi gereklidir. Bizler toplumun tamamında barışı sağlamadığımız sürece bazı adımların atılması konusunda zorlukların yaşanması da olağandır. Kuşkusuz adımlar gecikince samimiyette sorgulanır. Türkiye'de çağrının koşullarının sağlanması açısından müsaittir. Siyasi partilerin süreç değerlendirmeleri bizce çok değerlidir. Bu değerlendirmeleri somuta dökmenin zamanı geldi. Söylemler artık pratiğe dökülmelidir" şeklinde konuştu.
Abdullah Öcalan'ın süregelen barış çabalarına dikkati çeken Dilekçi, İmralı koşullarında bu süreci başlatmanın kolay olmadığını vurgulayarak, "Cezaevi koşulları açıkçası çok sağlıklı koşular değildir. Ama Sayın Öcalan çok güçlü ve iradeli bir şekilde tarihi sorumluluklar üstleniyor. Sayın Öcalan her zaman tarihi rolünü oynuyor ve oynamaya da devam edecektir. Amasız, fakatsız bu sürece sahip çıkmamız gerekiyor" diye belirtti.
'HERKESİN SÜREÇTE KENDİSİNİ GÖRMESİ GEREKİYOR'
Kürt sorunun anayasal bir sorun olduğunu ve Kürt halkının özgür olması Türkiye'nin demokratikleşmesi anlamı taşıdığını belirten Dilekçi şunları söyledi: "Bizler barışı ne kadar dillendirirsek, Sayın Öcalan da üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Herkesin süreçte kendisini görmesi gerekiyor. Barış herkese kazandırır. Hepimizin tek derdi barış olmalıdır. Gelecek yüzyıllarımızı belirleyecek olan bu demokratikleşmeyi hep beraber sağlamalıyız. Barış olmazsa antidemokratik uygulamalar devam edecektir. Hepimiz süreçteki rolünü bilip gerekli sorumlulukları yerine getirmemiz gerekiyor."