İSTANBUL - Proje okullarındaki atama sisteminin liyakati ortadan kaldırdığına vurgu yapan Eğitim Sen, “Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalmayacağız” dedi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul Şubeleri, proje okullarında gerçekleştirilen atama uygulamasının eşit şekilde yapılması talebiyle Fatih ilçesinde bulunan İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada KESK ve Eğitim Sen flamaları taşındı. Eylemde sık sık "Yandaşlık değil şeffaflık istiyoruz", "Torpil değil liyakat istiyoruz”, “ Proje okulları kapatılsın” sloganları atıldı.
Eylemde basın metnini Eğitim Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Bengi Şahin okudu. Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları'na yönelik 2025 yılı atamalarının şeffaflıktan uzak ve liyakat ilkesini hiçe sayan bir anlayışla gerçekleştirildiğini vurgulayan Bengi Şahin, "Proje okullarına yapılan atamalarda süreç; somut, ölçülebilir ve nesnel hiçbir kritere dayanmamakta; tamamen siyasi ve idari takdirle şekillenmektedir. Bakanlık; herhangi bir kriter ilanı yapmadan, kıdem, hizmet puanı ya da mesleki yeterlilik gibi objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabilmektedir. Mülakat gibi denetime kapalı uygulamalar, yandaş sendikalara mensup olanlara sağlanan ayrıcalıklar ve hakkaniyetsizlik, öğretmen atamalarını ve eğitim yöneticiliği görevlendirmelerini proje okullarına yönelik açık bir siyasi kadrolaşma aracına dönüştürmüştür" diye konuştu.
‘LİAYAKAT TAMAMEN ORTADAN KALDIRILDI’
Yüzlerce nitelikli ve deneyimli öğretmen ve eğitim yöneticisinin "Bakanlık takdiri" sonucunda proje okullarına atanamadığını belirten Bengi Şahin, "Bu durum, sadece kişisel mağduriyetler yaratmakla kalmamakta; aynı zamanda eğitimin niteliğini doğrudan etkilemektedir. Eğitim Sen’in, proje okulları uygulamasına ilk günden itibaren neden karşı çıktığı yapılan son atamalar sonucunda bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır. Atama yetkilerinin tamamen Bakanlık onayına bağlandığı mevcut sistem, liyakati tamamen ortadan kaldırmış; öğretmen ve yönetici atamalarını siyasal ve sendikal yakınlık zeminine indirgemiştir. Sendikamızın bu çarpık duruma yönelik hiçbir itirazı dikkate alınmamış; taleplerimiz ise yanıtsız bırakılmıştır. Atamalarda mesleki kıdem, hizmet süresi, akademik yeterlilik ve performans gibi nesnel kriterlerin olmaması, bu uygulamanın keyfiliğini gözler önüne sermektedir. Bu uygulamalar, kamu yönetimi ilkelerine, hukuka ve kamu yararına açıkça aykırıdır" ifadelerini kullandı.
‘İKTİDARIN ARKA BAHÇESİ OLMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ’
Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimselliğin esas alınması gerektiğine dikkati çeken Bengi Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Öncelikli olarak proje okullarının statüsü keyfiyetten kurtarılmalıdır. Görevlendirmeler, somut ölçütlere bağlanmalı; mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterler esas alınmalıdır. Proje okullarına yapılacak atamalarda tüm yetkinin Bakan’a bırakılmasının, eğitim sisteminde eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirdiği açıktır. Eğitim kurumlarının, iktidarın siyaseten müdahale ettiği birer arka bahçe haline getirilmesine seyirci kalmamız mümkün değildir. Eğitim Sen olarak bu adaletsizliğe karşı hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğimiz bilinmelidir.”