AMED - Sürece dair Amed sokaklarında mikrofon uzattığımız yurttaşlar, devletten adım atmasını beklediklerini belirterek, öncelikli olarak Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması gerektiğini ifade etti.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ardından Kürt sorununun çözümüne ilişkin tartışmalar ve görüşmeler devam ederken iktidar bu konuda henüz somut bir adım atmış değil. Kamuoyunda, iktidarın zamana yaymadan, adım atmasının sürecin sağlıklı ilerlemesinin önünü açacağı dile getiriliyor. Amed sokaklarında mikrofon uzattığımız yurttaşlar da iktidarın adım atmasını beklediklerini belirterek, ilkinin de Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması olduğunu belirtti.
‘SÜREÇ ŞEFFAF YÜRÜMELİ’
Sürecin ilerlemesi için Abdullah Öcalan'ın dikkate alınması gerektiğini kaydeden Recep Çakır, "Öncelikle süreç perde arkasında değil de açık bir şekilde yürütülmeli. Kürt Halk Önderini çıkarmaları gerekiyor. Sadece bir mektupla insanları kandıramazlar. Çünkü Abdullah Öcalan halkını savunan bir önderdir. Gerçek bir önderdir. Eğer 'çözüm süreci' diyorlarsa onu özgürleştirmeliler. Yoksa bir yandan 'süreç' deyip diğer yandan önderlerimizi cezaevlerinde tutuyorlarsa veya bir genç halkını ve hakkını savunuyor diye darp edilerek gözaltına alınıyorsa bu çözümü getirmez" ifadelerini kullandı.
Sürecin olumlu devam edebilmesi için Kürt halkının tanınması ve dilinin dikkate alınması gerektiğini kaydeden Çakır, "Samimiyetlerine inanmamız için bizim cezaevinde çürüyen gençlerimizi, gençliğimizi özgürleştirmeliler. Bizim her şeye rağmen ele ele vermemiz gerek" dedi.
Kürt ve Türk halklarının kardeşlik ve barış içerisinde yaşamasını temenni eden Rojda Bayıcı, sürecin olumlu ilerleyebilmesi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurguladı. Rojda Bayıcı, "Özgürleşmeli ki fikirlerini, özgürce ifade edebilmeli. Ancak o şekilde gelişmeler olabilir" diye belirtti.
'ANAYASADA KÜRTLERE HAK TANINMALI'
Sürecin başarıya ulaşması için iki tarafın da karşılıklı adımlar atmasıyla mümkün olacağını dile getiren Şehmuz Bişar, "Kürtler hep barış istedi, ama aldıkları karşılık hep savaş ve saldırı oldu. Bir yandan 'barış' diyorlar diğer yandan Rojava'ya saldırıları devam ediyor. Sürecin olumlu ilerlemesi için İmralı kapılarını açıp Apo'yu özgürleştirmeliler, anayasada Kürtlere yüzde 100 hak tanınmalı ve Rojava'yı kabullenmeliler" diye konuştu.
Başlatılan sürecin geçmişte yaşanan çözüm süreçlerinin gerçekleşmemesinden kaynaklı kendilerine güven vermediğini ifade eden Nurten Balaman, "Güvensizliğimizin sebebi, yapılan bütün müzakerelere rağmen Kürt halkının geride kalması ve verilen hiçbir sözün tutulmaması. Aslında Kürtler, bu süreçte kendilerine güvenmesi gerekiyor, başkasına değil. Biz halk olarak barış istiyoruz" şeklinde konuştu.
'BARIŞ İÇİN KARŞILIKLI ADIMLAR ATILMALI'
Abdullah Öcalan'ın çağrısının anlamlı olduğunu vurgulayan İzzetin Alkış, uzun süren Kürt-Türk savaşını artık istemediklerini söyleyerek, "Kürtler de Türkler de artık öldürülmesin" dedi. Bu topraklarda artık barışın sağlanması gerektiğini ifade eden Alkış, şu ifadeleri kullandı: "Tabi artık Kürtlerin hakları da tanınmalı. Bunlardan biri de anadilde eğitimdir. Barış için karşılıklı adımlar atılmalı. Tek taraflı değil. Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecrit kaldırılmadan ve özgürlüğünün sağlanmadan barış nasıl olsun? Bahçeli kendisi onu Meclis'e davet etti."
"Türkiye dürüst ise artık adım atmalı" diyen İzamettin Bozan, "Ölümün sonu yoktur, barış ve özgürlük olmalıdır" temennisini dile getirdi.
MA / Heval Önkol