AMED - 1 Mayıs’a dair açıklama yapan TJA, “Kadın emeği sadece ekonomik üretimin bir parçası değil; aynı zamanda toplumu yeniden kurmanın ve dönüştürmenin de gücüdür” dedi.
Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), 1 Mayıs İşçi Bayramı’na dair yazılı açıklama yaptı. “Demokratik yaşam kadın emeği ile kurulacak” başlıklı açıklamada TJA’nın bu yıl 1 Mayıs’ı “Sosyalizmde ısrar, kadın emeğinin özgürleşmesinde ısrardır” şiarıyla karşılandığı vurgulandı.
1 Mayıs’ı kadınların tarihsel olarak görünmez kılınan emeğini görünür kılmak, savunmak ve özgürleştirmek için bir mücadele alanı olarak tanımlandığı kaydedilen açıklamada, “Kapitalist modernite ile ataerkil sistemin kesişiminde kadın emeği hem sömürülmekte hem de sistematik olarak yok sayılmaktadır. Kadınlar yalnızca ücretli iş gücünde değil; ev içi bakım hizmetlerinde, tarımsal üretimde, göç yollarında, savaş bölgelerinde ve kriz anlarında da tüm yükü omuzlamaktadır” denildi.
‘KADIN EMEĞİ TOPLUMU YENİDEN DÖNÜŞTÜRMENİN GÜCÜDÜR’
Ortadoğu’da, özellikle Kürdistan’da kadın emeğinin yalnızca yoksullukla değil; aynı zamanda savaş politikaları, yerinden edilme, kültürel asimilasyon ve devlet şiddetiyle de baskı altında olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Kayyımlar eliyle kadın emeğine ve kurumsal kazanımlara yönelik saldırılar sürmektedir. Kadın emeği, politik iradeyle bağlantılı olduğu için doğrudan hedef alınmakta; sosyal, kültürel ve siyasal yaşamdan dışlanmaya çalışılmaktadır. TJA olarak bizler, emeğin özgürleşmesini kadın özgürlüğü temelinde yeniden tanımlıyoruz. Kadın emeği sadece ekonomik üretimin bir parçası değil; aynı zamanda toplumu yeniden kurmanın ve dönüştürmenin de gücüdür. Bu nedenle mücadelemiz; kadınların evde, sokakta, tarlada, okulda, cezaevinde ve göç yollarında ürettiği her türlü emeği özgürleştirme mücadelesidir.”
‘ENTERNASYONEL MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM’
Dünya kadın hareketlerine de çağrıda bulunulan açıklamada, şunlar belirtildi: “Ortak mücadele zeminlerini birlikte örgütlemek için bir araya gelelim. Kürt kadınları olarak bizler; Latin Amerika’dan Afrika’ya, Asya’dan Avrupa’ya kadar her coğrafyada kadınların sürdürdüğü eşitlik ve adalet mücadelesinin bir olduğuna inanıyoruz. Farklı dillerde, farklı coğrafyalarda ama aynı sistemin farklı biçimlerde uyguladığı erkek egemenliğine karşı mücadele ediyoruz. Kadın kimliği ve emeği, ancak sınır tanımayan bir özgürlük çizgisiyle savunulabilir. Emeğimiz; kapitalist sistemin tüketim çarkında değil, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşamda anlam kazanabilir. Kadın emeğini özgürleştirmek için enternasyonal mücadelemizi büyütelim. Birbirimizin deneyimlerinden öğrenelim, dayanışmayı kalıcılaştıralım, örgütlülüğü güçlendirelim. Emeğimiz, örgütlülüğümüzdür. Kadın emeğiyle özgür bir yaşam mümkün.”