ADANA - KESK, KHK ile ihraç edilenlerin görevlerine iadesi için 6 kentte bölgesel yürüyüş düzenleyecek.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamaları kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) en az 125 bin 678 kamu çalışanı doğrudan kamu görevinden ihraç edildi, on binlerce kişinin de "milli güvenlik" iddiasıyla dolaylı olarak kamu kurumlarındaki işlerine son verildi. Herhangi bir yargı kararı bulunmaksızın "kanat" ve "istihbarat notları" esas alınarak yapılan ihraçlar, OHAL'le sınırlı olması gereken uygulama, OHAL'in kaldırılmasından sonra da sürüyor. İşlerinin yanında birçok hakları ellerinden alınan KHK'lilerin sorunlarını gündemine alan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 13-17 Ekim 2025 tarihleri arasında Amed, Riha, Semsûr, Dîlok, Adana ve Mersin'de düzenleyeceği bölgesel yürüyüşler ve akabinde Ankara'da yapacağı açıklama ile KHK'lilerin görevlerine iadesini talep edecek.
Yürüyüşe destek veren KHK'li öğretmen Münir Korkmaz, "İhraç edilmemizin üzerinden 9 yıl geçti. OHAL Komisyonu 5 yıl boyunca bizleri oyaladı, şimdi de davalarımız idare mahkemelerinde sürüncemede bırakılıyor. En çok da çok sevdiğim mesleğimden bir gecede sorgusuz sualsiz koparılmak beni derinden etkiledi" ifadelerini kullandı.
KHK'lerin iptal edilmesi gerektiğini söyleyen Korkmaz, "Yasal engeli olmayanlar derhal görevlerine iade edilmeli, haksız biçimde hüküm giyenler yeniden adil yargılanmalı. Bu sorun, ülkenin demokratikleşmesinden bağımsız değildir. Kürt sorununun demokratik çözümü sağlanmadan KHK meselesi de tam olarak çözülemez. Barış ve demokratik çözüm sağlanırsa KHK zulmü tekrarlanamaz" diye konuştu.
'TOPLUM DEMOKRASİYE KAVUŞUR'
Yürüyüşe dayanışma motivasyonu ile katılacağını belirten KHK'li öğretmen Ülkü Gülşen "Belki küçük de olsa adalet için, dayanışma için ses oluruz. Ancak yürüyüşün kamuoyunda büyük bir değişiklik yaratacağını sanmıyorum" diye belirtti.
İhraç sürecinin toplumsal algıda yaratılan yanlış bağlara dikkat çeken Gülşen, "Bütün ihraçlar FETÖ'ye bağlandı. Oysa biz demokratik, laik, eşit ve özgür bir mücadele yürüttüğümüz için ihraç edildik. Aralarındaki çıkar savaşının bir tarafı olmadık, olmayacağız" dedi.
KHK'lilerin yaşadığı hak ihlallerine değinen Gülşen, "İhraçtan sonra yakınlarımızın kamu kurumlarında iş bulmaları engellendi. Bizim ihracımız, ailemiz üzerinde baskı aracına dönüştürüldü. Bu sadece bireysel değil, toplumsal bir hak gaspıdır. Adaletsizliğe ve haksızlığa karşı verilen bütün mücadeleler birbirini tamamlar. Ezilenlerin dayanışmasıyla toplum demokrasiye kavuşur" şeklinde konuştu.